Tolga Atalay’ın Kaleminden: Globalde F&B Sektöründe Türkiye

Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın iki üründen oluşan ve yarım asrı devirmiş Türk mutfağı repertuarı; kebap ve döner. BBC’nin yaptığı araştırmaya göre, günde 2 milyon tüketimle bizim de favorimiz. Yalnızca Almanya’da 40 bin dönerci ile kırmaya çalıştığımız algının gücünü hafife alamayız. Avrupa’nın Güney’ine indiğimizden ise mutfağımıza dair duyduğumuz en güçlü fısıltılar ürün menşei üzerine; “Yunan mı? Türk mü? Arap mı?” spekülasyonları. Bir mutfağı o bölgeye ait yapan en güçlü unsur teknikler ve malzemeler iken mantıya hâlâ dumpling, pideye hâlâ Türk pizzası deniyor oluşu.

Son yıllarda mutfağımız globalde başka bir zemine taşınıyor. Dünyaca bilinen önemli yemek rehberlerinin ülkemize girmesi büyük önem arz ediyor. Ancak kültürü, malzemeyi doğru referansla yerinde deneyimlemek, herkese nüfuz etmemizi sağlayacak bir yol değil. Bu sebeple yemek kültürümüzü ve gücümüzü globalde daha iyi tanıtmanın yolu, yurt dışına açılmaktan geçiyor.

Örneğin; Umut Özkanca, Rüya konseptini d.ream Grubu ile 2019’da Londra’da açmıştı. Avrupa’da kalitesinden ve modern çizgisinden .dün vermeden, yeni kuşağı da etkisi altına alacak şekilde uluslararası vizyona sahip zihinlerden çıkmış bir marka Rüya. Şimdi mutfağımızı .züne uygun bir şekilde dünyaya tanıtan bu konsept, Cannes’da yeniden açılıyor.

Globalde Türk F&B temsiliyetinin güçlü bir yer edinmesinin başka bir yolu da başarılı yerli yatırımlardır. Bunun en güzel örneklerinden biri d.ream Grubu’nun Zuma yatırımı olabilir. Zuma’nın Türkiye dışında İtalya, Tayland, İngiltere, Hong Kong gibi ülkelerde 11 restoranı bulunuyor. Bu tarz yatırımlar ve işletmeler, ülkemizin dünya F&B alanında söz sahibi olması, pazarımız ve tüketim alanlarımızın genişliğini dünyanın kavraması açısından büyük önem taşıyor.

1998’de Lezzet Markaları Derneği yönetiminde “2020 yılına kadar yurt dışına bir mekân kapısını da açmamız lazım.” dediğimde hayal gibiydi. Bugün ise bu süreçteyiz. Londra’da Zula Burger açılıyor. Ayrıca yaklaşık 11 değerli Türk şef restoranı Londra’da B ve A segmentlerine hizmet ediyor. Artık Türk yeme içme mekânlarından çok Türk gastronomisi ve Türkiye gastronomi sektörünün ihracata başladığı gerçeği ile hareket etmek en doğrusu.

Türkiye’de yeme içme sektöründe 25. yılını tamamlayan danışmanlık şirketi Solid Consulting Group olarak biz de globalde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu yıl Miami’de açacağımız ofis ile ülkemizde gösterdiğimiz başarıyı Amerika kıtasına da taşımayı hedefliyoruz.

Ülkemizde sektör profesyonellerini ve yatırımcıları bilgilendirmeyi en etkili şekilde sürdüren organizasyon ise şüphesiz Gastromasa’dır. 10 sene önce Sözen Grup tarafından Türkiye’de başlatılan Gastromasa organizasyonu; dünya çapında en prestijli şeflere ülke kültürünü ve ürünlerini yerinde tanıtarak yereli küresele yayması, küreseli yerele getirip F&B buluşmalarına vesile olması ile değerli ilerlemeler kaydetmemizi sağladı. Şimdi bu ilerleme öyle bir ivme kazanıyor ki Sözen Grup, her alanda olduğu gibi gastronomide de kalite çıtasının çok yüksekte olduğu, Birleşik Krallık’ın başkenti Londra’da profesyonellere, yatırımcılara ve dünyanın her köşesinden misafirlere ev sahipliği yapacak. Böyle bir kültür merkezinde düzenlenecek konferans ile Avrupa’daki gücümüzü, kendi kültürümüz üzerindeki söz sahipliğimizi ve sesimizin kuvvetini artırırken, F&B alanındaki küresel yatırımları ve tüketici segmentasyonunu da bambaşka bir seviyeye taşıyacak.

Artık konu Türk lezzeti yapan Türk markası değil, gastronomi sekt.ründe Türkiye’nin aldığı yer haline geliyor. Bu önemli bir adım. İster Asya ister İtalyan ister burger konsepti olsun, Türkiye’nin bilgi ve “know how” ihracatı ciddiye alınmaya başlandı. Gelecek on yılda Türkiye, sadece bir Türk lezzetini dünya vatandaşlarına deneyimletmekten öte, global sektörde isminden daha fazla bahsettiren bir ülke haline gelecek. Devletin belli kriterlerde bu yaklaşımı sergileyen firmalara gereken destek ve faydayı sağlaması, bu hareketi güçlendirecek ve hızlandıracaktır.

Sosyal Medya'da Paylaşın