Tarihî Lokasyonları Türk Gastronomisine Kazandıran İsimler: Alper Karavar ve Gürol Yığar

Yeme-içme sektörüne pandemide kurdukları GEN Group ile giren kurucu ortaklar Alper Karavar ve Gürol Yığar, tarihî mekanları gastronomi dünyasına katarak isimlerinden söz ettiriyor. Peki bu alana yatırım yaparken nelere dikkat ediyorlar, neden tarihî mekanları seçiyorlar? Yeni sayımızda Karavar ve Yığar ile bu soruları cevaplandırdık.

Reklamcılık geçmişleri olan Alper Karavar ve Gürol Yığar, yeme-içme sektörüne pandemide kurdukları GEN Group ile atılıyorlar. Haliyle kapanmaların olduğu bu dönemde ilk olarak İstanbul Hotel MGallery’de Mesai Karaköy’ü açarak sektöre giriş yapıyorlar.

Mesai Karaköy ve Genova 1050 mekânlarıyla beraber Olden 1772 ve Olden 1545 gibi tarihî mekânları dönüştürerek yeme-içme sektörüne dahil eden Karavar ve Yığar’a, bu lokasyonları gastronomi dünyasına kazandırma fikrinin nasıl ortaya çıktığını soruyoruz. Karavar; “İstanbul; tahmin ettiğimizden de fazla medeniyete ev sahipliği yapmış, her sokağında bir tarih, her caddesinde bir iz olan, yaşayan bir şehir. Bu motivasyondan hareketle diğer marka, kişi ve kurumlardan ayrı olarak insanların alışık olduğu yeme-içme lokasyonları dışında, oldukça önemli yapıların değerlerini geri kazandırmak bizim için en belirleyici hedeflerden biri.” diyerek yanıtlıyor.

Her mekânın bir hikâyesi olmalı

Atmosferi ve yemekleri ile her mekân farklılılarıyla öne çıkıyor GEN Group’ta. Yığar, GEN Group olarak yatırım yaptıkları her mekânın bir hikâyesi olması konusunda oldukça dikkatli davranmaya özen gösterdiklerini anlatırken; “Verdiğimiz hizmet, mimari tasarım ve sunduğumuz yemekler ile sadece bir yemek tecrübesi değil, aynı zamanda misafirlerimize anlatabilecekleri bir hikâye edinmelerini sağlamayı önemsiyoruz.” ifadelerini kullanıyor.

Bununla beraber mekanlarının mutfaklarında plastik malzeme kullanmadıklarını, geri dönüşümlü cam şişe kullandıklarını anlatan Gürol Bey, ürünleri İstanbul çevresindeki yerel üreticilerden sağladıklarını söylerken coğrafi işaretli olarak temin ettiklerinin altını çizmeyi ihmal etmiyor.

“Cesur girişim yapmak demek; bir işe gözü kapalı girmek demek değil”

GEN Group ortağı Alper Karavar’a yeme-içme alanında yatırım yaparken dikkat ettikleri noktalar olup olmadığını sorduğumuzda; “Açıkçası yatırımlarımız genellikle ortak bir fikrin ürünü oluyor.” diyerek sözlerine başlıyor ve devam ediyor: “Kendi içimizde duygusal anlamda ve ticari mantıkta ortak paydayı yakalayabiliyorsak, yatırımın kendi alanında en iyi markalardan biri olabilme ihtimali konusunda burnumuza hoş kokular geliyorsa, gücümüz yettiğince girişim yapmaya çalışıyoruz.”

Bu sektöre girmek isteyenlere de tavsiyeler veriyor Alper Bey. Öncelikle çıraklığı yapılmayan hiçbir işin ustalığının yapılmayacağını söylüyor ve buna patronluğu da ekliyor: “Cesur girişim yapmak demek; bir işe gözü kapalı girmek demek değil. Her cesaretin altında ikna edici faktörlerden oluşan bir mantık alt yapısı olmalıdır. Kaliteli üretim yapmanın veya hizmet vermenin en önemli noktalarından biri; yeterince tüketim yapmaktır. Gezin, görün ve tecrübe edinin.” diye sözlerine devam edenen Karavar, son olarak maddi hedeflerin yanı sıra kişinin duygusal hedefler belirlemesi gerektiğini söylüyor: “Başarı, maddi bir kazanç yolu değildir, prestij meselesidir.”

GEN Group’un gelecek planları

GEN Group olarak yeni markalar kurarak büyüme yolunda ilerlemeye devam ettiklerinden bahseden Gürol Bey; “Bizim mekânlarda aradığımız en temel konu, nasıl bir hikâyeye sahip olduğu. Mevcut mekânlarımızın hepsinin çok özel hikayeleri var.” diyor.

Markalar dahilinde İtalyan kahvesi konsepti ile hayata geçirdikleri Genova 1050’nin ikinci şubesini açmaya hazırladıklarından bahseden Yığar, çok yakında İtalyan mutfağının tüm lezzetlerini Visorante’de sunacaklarını söylüyor.

Sosyal Medya'da Paylaşın