Four Seasons Hotel İstanbul at The Bosphorus Executive Pastry Chef’i Adil Çakıcı: “Makaronundan ekmeğine varıncaya dek, her bir ürünü kendimiz üretiyoruz”

Patisserie by Foodinlife’ın yeni sayısında yer alan Masabaşı Sohbetleri’nde bu ay, İstanbul’un en nadide otellerindeki pastacı şeflerimizle bir araya geldik. Four Seasons Hotel İstanbul at the Bosphorus Executive Pastry Chef’i Adil Çakıcı, Masabaşı Sohbetleri’nin konukları arasında yer aldı.

İstanbul’un en güzel semtlerinden Beşiktaş’ta eşsiz sahil şeridinde konumlanan Four Seasons Hotel İstanbul at The Bosphorus, pandemi sürecinde müşterilerinin daha hijyenik ve daha sağlıklı koşullarda hizmet alabilmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Pandemi öncesi dönemde açık büfede müşterilerinin istediği kadar, birçok çeşitte ürün alabildiğini belirten Four Seasons Hotel İstanbul at The Bosphorus Executive Pastry Chef’i Adil Çakıcı, bambaşka bir sisteme geçip kapalı ambalajlarda kişi başı özel ürünler yaptıklarını ve bunun da atıkların yüzde yüz azalmasına katkısının olduğunu söylüyor. Menülerinde herhangi bir kısıtlamadan ödün vermediklerini ve olabildiğince dışarıdan takviye almadan müşterilerinin ürünlerini kendilerinin ürettiklerini söyleyen başarılı şef, “Personel anlamında da mevcudumuzu koruyarak, misafirlerimizin makaronundan ekmeğine varıncaya dek, her bir ürününü kendimiz üretiyoruz. Gıda güvenliği de bu noktada çok önemli. Otellerde konaklayan misafirler yüksek ücretler ödüyor, ona göre de kaliteli hizmet bekliyor” diyor. Çakıcı, istisnai durumlarda, kalabalık gruplar için mecbur kaldıkları zaman takviye aldıklarını da ekliyor. 

“Michelin yıldızlı restoranların neler yaptığını takip ediyoruz”

Lezzetli yemekleri konusunda bir vizyona sahip olan Four Seasons Hotel İstanbul at the Bosphorus, dünyadaki trendleri de takip etmekten geri kalmıyor. Çakıcı, belirli standartlarının ve imza yemeklerinin olmasının yanı sıra, dünya trendlerini de yakından takip ettiklerini belirtiyor ve ekliyor: “Elimizden geldiğince, Michelin yıldızlı restoranların neler yaptığını takip ediyoruz. Tabii ki bu konuda kitaplar da çok önemli. Bir şef bence kendi kütüphanesini oluşturmalı. Ayrıca, yurt dışındaki fuarlara ve etkinliklere de katılmalı. Bizim altyapımızda yurt dışında aldığımız eğitimler, Michelin yıldızlı restoranlarda yaptığımız stajlar var.” “Doğum gibi bir şey bu” Kendisi için a la carte pastacılığın yerinin ayrı olduğunu, bütün bir pasta yapmaktan ziyade, a la carte bir tatlı hazırlarken daha çok keyif aldığını ifade eden Çakıcı, “Bir a la carte menüsü yaparken haftalarca, aylarca o menüyü oluşturmaya çalışıyoruz. Doğum gibi bir şey bu aslında. O menü ortaya çıkınca misafirin karşısına gidene kadarki yolda çok büyük bir emek var” diyor. 

Gastronometro online eğitimleri

“Pandemi döneminin en önemli katkısı, insanların evde kendi kendilerine ekmeklerini yapma fırsatı bulmaları. En azından herkes bir şekilde evde yalnızca un, su, maya ve tuzdan karınlarını doyurabilecek ekmeği yapmaya çalıştı, çok güzel bir şey. Bizim de ekmek bölümümüz ayrı ve üç ekmekçimiz çalışıyor. Kahvaltıya her zaman taze ürünler çıkarıyoruz” diyen Çakıcı, bu noktada, online eğitimlerin çok önemli olduğunu ve Gastronometro’nun da online eğitimlerinin çok faydalı olduğunu bildiriyor. Kendisinin de Gastronometro’nun online eğitimlerini sosyal medyadan takip ettiğini söylüyor. 

Sosyal Medya'da Paylaşın