Frankie İstanbul Şefi Aykut Doğanok ile Keyifli Bir Röportaj Gerçekleştirdik

Daha iddialı, daha lezzetli ve daha eğlenceli Frankie İstanbul Şefi Aykut Doğanok ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Geçen senenin sonundan beri Galataport’ta, şehre son 10 yıldır damgasını vuran önemli bir marka olan Frankie İstanbul yerini aldı. En güzel manzaralardan birine sahip olan Frankie İstanbul, yenilenen mutfağı, şık tasarımı ve enerjik atmosferi ile Galataport’ta misafirlerini ağırlıyor. Frankie İstanbul, yeni konsepti Akdeniz ve Asya kültürlerini bir araya getiren melez denebilecek mutfağı ile misafirlerini ağırlıyor. Frankie İstanbul’a özgü bir menü ile gastronomi meraklılarıyla buluşuyor. Ruhunu ve malzemelerini Akdeniz’den, pişirme tekniklerini ve baharatlarını Asya’dan alıyor. Yerel malzemeleri ve Akdeniz’in özel ürünlerini mevsiminde kullanarak Asya teknikleriyle buluşturuyor.

İyi yemek ve nitelikli eğlenceyi bir arada sunmasıyla bilinen Frankie İstanbul, Galataport’taki yeni yerinde modern tasarımı ile dikkat çekiyor. Restoranın mimarı Mahmut Anlar, Frankie İstanbul’u yeme-içme, sosyalleşme ve eğlencenin iç içe geçtiği, performatif bir mekan olarak tanımlamakta. Mekanın kalbini oluşturan ve oldukça ilgi gören bar bölümünde yer ayıran misafirler, yemek boyunca imza kokteyllerin hazırlandığı barın enerjisini tam anlamıyla yaşıyor. Şef Aykut Doğanak yönetimindeki mutfak, Akdeniz yemeklerinin, Asya pişirme teknikleri ve baharatları ile yorumlandığı Mediterrasian tarzda bir menü sunuyor. Mevsiminde ve yerinden tedarik edilen ürünler ile hazırlanan Akdeniz mutfağından lezzetler egzotik dokunuşlar ile tamamlanmış.

Mekanın terası ise, ilkbahar itibarı ile aktif olacak. Frankie İstanbul, tasarımından, menüsüne ziyaretçilerine, gastronomi ve nitelikli eğlencenin odak noktada olduğu bütünsel bir deneyim sunuyor.

MediterrAsian mutfak ile yeni ufuklar

‘2013 Cordon Blue mezunuyum profesyonel meslek hayatımda Nicole Restaurant’ta başladım yaklaşık 8 yıl kadar orada değişik pozisyonlarda çalıştım en son mutfak şefliğini yaptıktan sonra oradaki yolculuğumuzu sonlandırdık. Ardından bir Fransız şirketin projesiyle birlikte Kaplankaya’da görev aldım, onun ardından Bodrum’da Hilton’da mutfak şefliği yaptım ve en son Frankie İstanbul’da mutfak şefliği yapmak istedim. Şefleri bir araya getiren bundan beslenen bir mutfak yapısına sahibiz. Aslında Asya ve Akdeniz kültürlerinin birleşmesiyle oluşan bir mutfak burası, melez bir mutfak diyebiliriz. Size de daha ayrıştıran değil de daha birleştiren farklı kültürde yapıda insanları aynı sofrada aynı eğlence etrafında buluşturan ve aslında aynı zamanda eğlenceye de eşlik eden bir yer.’

Frankie İstanbul’un dünyaya açıldığı kapı

Trendleri belirlemede klasikleşmiş bir isim olan Frankie İstanbul, yenilenen yüzüyle de bu bakış açısını ortaya koymaya devam ediyor. Mutfağını ve eğlence biçimini yeniliyor, dünyanın her yerinde kendi odağını yaratabilecek öncü bir marka olarak kendini yeniden yaratıyor. Frankie İstanbul, İstanbul’un dünyaya açılan kadim limanından yeni bir yolculuğun ilk basamaklarını Galataport İstanbul’dan tırmanmaya başlıyor. Gelecek planlarında ise önce Dubai ardından da Londra yer alıyor.

‘Bahsettiğim birleştiren ve bütünleştiren altyapı aslında bizim mimarimizde de var. Eğlence ile birbirine geçmiş bir yemek konsepti var aslında burada. Yemeğin de yendiği aynı zamanda kokteyllerin değiştiği yenilendiği olabildiğince iletişime açık sosyalleşmeyi ön plana çıkaran bir mimari tasarım var burada. Bizim menümüze de daha paylaşımlık daha eğlenceli daha dinamizme  ayak uyduran daha kolay tüketilebilen ve aynı zamanda lezzetli, yüksek keyif veren tabaklar çıkmasına sebep oluyor. Soğuk paylaşımlıkların olduğu salataların tempura’ların sıcak ufak paylaşımlıkların ve sıcak büyük paylaşımlıkların proteinlerden oluşan bir menü yapımız var. Bu menüyü tasarlarken yine Akdeniz mutfaklarından ve Asya mutfaklarından örnekler alarak oralardan beslenerek bir melez mutfak yapısı oluşturduk. Bu sayede misafirlerimize alışa gelmişin dışında daha eğlenceli aslında daha keyif veren birazcık da şaşırtan bir menü yapısı sunuyoruz. Aslında baktığımızda porçini mantarlı spagettimiz var, Akdeniz mutfağına ait bir yemek ve İtalyan mutfağına ait ama içindeki sos daha Asya mutfağından aldığımız lezzetlerle harmanlanmış bir sos. İki tekniği iki kültürü bir araya getirip misafirlerimizle bu lezzetli baharın gelişiyle terasımızın açılışı olacak.’

Yenilikler
Baharın bütün renklerinin olduğu bir menü hazırlayacağız. Daha eğlenceli daha dinamik daha hafif tüketimi kolay ve misafirlerimizi daha keyiflendirecek lezzetler olacak gelecekteki planlarımıza da değinmek gerekirse bu konseptimizi en yakın zamanda Dubai’de peşinden de Londra’da görmek istiyorum.

Sosyal Medya'da Paylaşın