Doğal ve tarihi zenginliklerinin yanı sıra yöresel lezzetleri ile de eşsiz bir kültüre sahip olan Rize’yi tüm yurda tanıtan GastroRize II. Ulusal Karadeniz Gastronomi Günleri 25-28 Ağustos tarihlerinde gerçekleşti. Rize Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen festivalde, saklı kalmış lokal ürünler, mutfak ustaları ve ustalıkları gün yüzüne çıkarılırken aynı zamanda, Sürdürülebilirlik & Biyoçeşitlilik üzerine konuların yer aldığı paneller gerçekleştirildi. Dört gün süren festival, gastronomi dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi.
Rize’nin geleneksel lezzetlerinin tanıtılması amacıyla düzenlenen GastroRize II. Ulusal Karadeniz Gastronomi Günleri etkinliği, gastronomi dünyasının önemli sektör profesyonelleri ile Türkiye’nin birbirinden başarılı şeflerini buluşturdu. Etkinliğin birinci gününde Rize gezisi ve lezzet turları yapan katılımcılar Rize mutfağının yerel ve doğallığına vurgu yaparken ayrıca nasıl geliştirilebileceğine dair fikirler sundular.
Rize Belediyesi tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen GastroRize Gastronomi Günleri‘nin ikinci gününde ise Rize’de, Türkiye gastronomisinin önemli isimleri, Rize gastronomisinin ve turizminin geliştirilmesi için görüşlerini kamuoyu ile paylaştılar.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, “Rize’nin yemek kültürü altın değerinde bir hazine. GastroRize ile hedeflenen, ürün tanıtımının ötesinde köylerde, kırsal ve şehirde yaşayanların üretime nasıl faydalı olabilecekleri. Bu üretim yeni mamuller olduğu gibi, yeni ustaların ortaya çıkmasına, Türkiye’nin değişik illerine iş icra etmelerine vesile olacaktır. Bu anlamda GastroRize’nin mutfağında da birçok şeyi geliştirmemiz gerekiyor. Gastronomimizin tamamını tanıtmak, tattırmak ve marka değerini artırmak istiyoruz. Bütün Türkiye’nin şehirlerinde Rize kahvaltısı, Karadeniz mutfağı ve şefleri ile beraber yer almasını istiyoruz” dedi.
Rize Valisi Kemal Çeber ise yaptığı konuşmada “Ben coğrafi işaret konusuna özel hassasiyet gösteren bir valiyim. Rize’ye geldiğim zaman sadece iki coğrafi işaretli ürünümüz vardı. Geçen hafta en son Çayeli Kolot peynirinin coğrafi işaret tecilini aldık. Bununla beraber 14 coğrafi işaretli ürünümüz oldu” ifadesini kullandı.
Ramada Otel’de gerçekleşen programda gastronomi dünyasının temsilcileri; turistik değerlerin korunması, geliştirilmesi, katma değerlerinin artırılması ve Rize için sürdürülebilir kaliteli turizmin geliştirilmesi için çok sayıda öneri sundular. Rize Belediyesi sunulan önerilerin fizibilitelerini yaparak turizm hedeflerini gerçekleştirmek için projelere dönüştürecek.
“Türkiye’de tüketici Rize’nin değerlerini arıyor”
Türkiye’nin önemli şefleri, gurme yazarları, ulusal ve uluslararası gıda firmalarının temsilcileri, butik tarımcılar ve işletmecilerin katıldığı programda; Rize’nin biyoçeşitliliği, yerel gıda ürünlerinin tanıtımı, coğrafi işaret tescili, Rize mutfağının önemi, geliştirilmesi ve sürdürülebilirliği, Rize çayının markalanması ve çayın geliştirilmesi konuları ön plana çıktı.
Programda panelistler, yerel gıda ürünlerinin ve coğrafi işaret tescilinin önemine vurgu yaptı. Yemek Kültürü Araştırmacısı Nilhan Aras; “Gastronomi dünyası, şeflerimiz ve gurmelerimiz için Rize’nin doğasına has organik ürünlerin varlığının önemi ve doğru tanımlanması çok kıymetli. Ürünlerin Rize dışına Rize’deki doğallığıyla çıkmasını arzu ediyoruz.” derken, YÜCİTA Başkanı Yavuz Tekelioğlu; “Dünyanın her yerini gezdim. Coğrafi işaretle tescillenebilecek özgün ve doğal ürünlerin çeşitliliği noktasında Türkiye’nin potansiyeline sahip hiçbir ülke yok. Ancak ürünlerimizle uluslararası bir varlık inşa etmek için coğrafi işaretle tüm ürünlerimizi tescillememiz gerek.” sözleriyle coğrafi işaretin uluslararası boyuttaki önemini ifade etti.
Metro Kategori Müdürü Birol Uluşan, Türkiye’nin genelinde yaptıkları araştırmalar kapsamında bazı verileri paylaştı. Türkiye’de son yıllarda yerel ve doğal ürünlere rağbetin arttığını ve mutfaklarda özlenen lezzetlerin olduğunu aktararak “Bal, peynir, kavurma, tereyağı… Türkiye’de tüketici Rize’nin değerlerini arıyor, marketlerde bulmak istiyor.” dedi.
Biyoçeşitliliğini kültürüne harmanlayan tek şehir Rize
GastroRize kapsamında; Türk Mutfağı Araştırmacısı, Şef & Yazar Ömür Akor “Biyoçeşitliliğin Gastronomi Üzerindeki Etkileri” üzerine konferans gerçekleştirdi. Rize’nin biyoçeşitliliğiyle endemik bitkiler konusunda eşsiz bir yere sahip olduğunu ve kültürel varlığını bu endemik çeşitlikten aldığını vurgulayan AKKOR; “Sadece Rize’de 1430 bitki türü var, bunlardan 110 tanesi endemik, yani Rize’ye has. Bu onun dağ ile denizin arasında sıkışmasından gelir ve bu biyoçeşitliliği kültürüne harmanlayan sadece Rize’dir.” dedi.
Kaybolan, unutulan yemeklerimizin kaybettiğimiz zenginlikler olduğunu vurgulayan Gastronomi Yazarı Zeynep Kakınç; “Türkiye’de gastronomi envanteri çalışmalarını geliştirerek ve tüm nesillere farkındalık aşılayarak yeniden kazanabiliriz.” derken TURYİD Genel Sekreteri Ebru Koralı “Yöresel yemeklerimizin kazanımı için üniversitelerimiz kendi yöresinin yemeğine sahip çıkmalı ve gastronomi öğrencilerine öğretmeli. Yerel ürün, yerel reçete ve yerel teknik korunmalı.” diyerek önerilerini sundu.
Yemek Danışmanı ve TV Programcısı Elif Korkmazel ise Rizelilerin bu konuda öncü olması gerektiğini dile getirerek “Şef veya gastronomi öğrencisi olmanıza gerek yok. Anneannenizin, babaannenizin, ailede eli lezzetli kim varsa onların reçetelerini toplayın, yapın, paylaşın. Gelenek bu sayede taşınacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Rize çayını beğenmeyen yok”
Yapılan panel ve konferansların başrolünde coğrafi işaretle tescilli Rize çayı vardı. Rize çayının geliştirilmesine ve modernize edilerek çeşitlendirilmesinin tartışıldığı panellerde ÇAYKUR Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim, Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan ve Çay Eksperi ve Demleme Şampiyonu Aytül Turan; Rize çayının 100 yıllık geçmişi olmasına rağmen ülke genelinde bir kültür oluşturduğuna vurgu yaparken Rize’de pek çok türde ve birbirinden farklı yöntemde çay yetiştirildiği ve üretildiğini ifade etti.
Geleneksel Rize çayının yanı sıra ülkemizde modern çaycılık girişimleriyle adından söz ettiren ünlü işletmeciler Rize’de yetişen çayın bir marka haline gelmesi ve çeşitlendirilmesi noktasında fikirlerini belirtti. TeaShop Kurucusu Veysel Berk; “Türkiye dünyanın en çok çay içen ülke olmasına rağmen bir çay kafe markamız yok. Üreticiyiz ama bir kahve markası gibi markamız neden olmasın? Bunu pekâlâ Türkiye yapar.” dedi. Oturumda tüm panelistler dünyada yeni nesil çayın katma değerinin çok yükseldiğini, benimsendiğini ve Rize’nin bu pazarda olması gerektiğini dile getirdi.
Trilye Restoran Sahibi Süreyya Üzmez ise “Biden’a, Macron’a, dünya liderlerine, ünlü isimlere Rize Çayı içirdim. Rize çayını beğenmeyen yok.” diyerek Rize çayının gücüne vurgu yaptı.
Değişen dünya, gelişen lezzetler
Panel ve konferans katılımcılarının vurgu yaptığı bir diğer konu ise mevcut lezzetlerin uyarlanması ve geliştirilerek farklı lezzetlerle harmanlanması oldu. Şef Sinem Çapraz ile Fireroom Sahibi ve Şefi Hazer Amani; Rize’de coğrafi koşullar nedeniyle sokak lezzetlerinin gelişmediğine vurgu yaptıkları konuşmalarında Şef Hazer AMANİ; “Sokak lezzetleri bölgenin insanı, kültürü ve coğrafyasının en önemli göstergesidir. Rize de mevcut lezzetlerini sokak lezzetlerine taşıyabilir. Mesela muhlamanın dürüm veya ekmek arası gibi bir sunuluşu neden olmasın?” dedi. Sinem Çapraz ve Hazer Amani sokak lezzetlerini ve mevcut lezzetlerin yeni uyarlamalarını konuşurlarken Şef Türev Uludağ kendi üretimi olan çay turşusu ile turşu kavurması workshop’u yaptı.
Konuşmasında “Atalarımız yetiştirdikleri ürünleri nasıl değiştirip bize miras bıraktıysa biz de elimizdeki ürünlere kıymet vermek ve geliştirmek zorundayız.” diyen Muutto Sahibi ve Şefi Umut Karakuş workshop’unda pepeçuralı ayran ve mısır ekmeği cipsi yaptı.
Değişen dünya ve iklim krizine vurgu yapan Sürdürülebilir Yaşam ve Beslenme Uzmanı Dilara Koçak ise “Rize’nin çayı çok güzel, kokulu üzümü çok güzel. Yağmurun başkenti. Ancak onların var olması için Rize’de arıların yaşaması lazım, yağmurun yağmaya devam etmesi lazım. Bizim sağlıklı yaşamamız için de kendi coğrafyamızdan beslenmemiz lazım” diyerek doğaya ve ürüne saygı duyulması gerektiğinin altını çizdi.
Günaydın Restoranlarının Ortak Sahibi Cüneyt Asan kendi başarı hikayesinin anlatırken başarısının özünü saygı ve inanç olduğunu söyledi. “10 yaşında kasap çırağı oldum. 17 yaşında yarışılmaz bir kasap oldum. Çünkü emeğime inanıyordum. Hikâyeniz yoksa hikâye olursunuz ve bu hikâye kalemle değil emekle yazılır.” dedi.
Gastronomi Yıldızları Geçidi
GastroRize’nin birinci etabı adeta bir Gastronomi Yıldızları geçidi niteliğinde tamamlandı. Programa konuşmacı olarak katılan Gastronomi profesyonelleri arasında bulunan isimler: Sözen Grup CEO’su Gökmen Sözen, Türk Mutfağı Araştırmacısı Vedat Başaran, METRO Toptancı Market Kategori Müdürü Birol Uluşan, Yemek Kültürü Araştırmacısı Nilhan Aras, EKOL Gıda Ürünleri Genel Müdürü Önder Bilen, Trilye Restaurant Sahibi Süreyya Üzmez, YUCITA Başkanı Yavuz Tekelioğlu, Program Yapımcısı Doğukan Erdem Kutlu, Türkiye Çay Demleme Şampiyonu Aytül Turan, Dünya Gazetesi Yazarı Faruk Şüyün, TV Program Yapımcısı Asuman Kerkez, TÜRYİD Genel Sekreteri Ebru Koralı, Yemek Danışmanı ve TV Programcısı Elif Korkmazel, Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Zeynep Kakınç, Köşe Yazarı Gila Benmayor, Chado Kurucu Ortağı Barış Çekin, Ronnefeldt Türkiye Distribütörü Ömer Çağatay, Muutto Şefi Umut Karakuş, Beslenme Uzmanı Dilara Koçak, Türk Mutfağı Araştırmacısı, Şef & Yazar Ömür AKKOR, Şef ve TV Programcısı Türev ULUDAĞ, Tarım Programcısı Merve Ekinci, Antre Gourmet Kurucu Ortağı Berrin Bal, Kürşat Zeytinyağları Kurucu Ortağı Ali Kürşat, İksirli Çiftlik Sahibi Ece Aydın, Koçulu Peynircilik Sahibi İlhan Koçulu, Antre Gourmet Kurucu Ortağı Neşe Aksoy Biber, Yiyecek-İçecek Uzmanı Oğul Türkkan, Yemek-Seyahat Yazarı Oğuz Yenihayat, Seyahat Yazarı Onur Ziya Demir, Şef-TV Programcısı Sinem Çapraz, Fireroom Şefi Hazer Amani Günaydın Restaurantları Sahibi Cüneyt Asan, Swissotel İstanbul F&B Direktörü Gürkan Yelkenci, Cookshop CEO’su Selçuk Gengeç.
27-28 Ağustos Cumartesi ve Pazar günleri Rize Sahil Otopark’ta devam eden festivalde; lezzet ve kültür stantları, fotoğraf sergisi, ünlü şeflerin workshop’ları ve konserler misafirlerle buluştu.