Glens Executive Chef ’i Murat Taşdemir: “Brasserie’lerde tabakların şıklığı ve lezzetlerin tazeliği ön planda olmalı”

Biz Bize Sohbetler’de bu ay Türkiye’de brasserie kültürünü ele aldık. Glens ev sahipliğinde gerçekleşen sohbette söz alan Executive Chef Murat Taşdemir, günümüzde brasserie konseptinin diğer yeme içme alanlarına göre daha fazla tercih edildiğini ifade etti.

İstanbul’un önde gelen semtlerinden Nişantaşı, Abdi İpekçi Caddesi’nde açıldığı günden bu yana ilgi gören ve şehrin popüler buluşma noktası haline gelen Glens İstanbul, “iyi yemek, iyi müzik, iyi ambiyans” anlayışını, mevsim lezzetleriyle yenilediği menüsü ve brasserie konseptindeki yeni tatlarıyla zenginleştiriyor! İnsanların daha casual ve rahat alanları tercih ettiklerini söyleyen Murat Taşdemir, “Bilindiği gibi dünyada artık çok boğucu tabaklar yerine daha lokal ürünlerin özüne dayalı yemekler tercih ediliyor. Bu da insanların yeme içme alışkanlıklarını daha keyifli hale getiriyor” diyor.

“Tabakların şıklığı ve lezzetlerin tazeliği ön planda olmalı”

Başarılı şef Glens’te, menüleri hazırlarken mevsimsel ürünlerin tazeliğini göz önünde bulunduruyor. “Gastronomik tekniklerle ve ince dokunuşlarla misafirlerimize tabaklarımızdaki zarafeti ve luxury lezzetleri sunabiliyoruz” diyen Murat Taşdemir, “Dünyadaki gelişen gastronomi serüvenini takip ediyor ve kendimizi sürekli yeniliyoruz. Böylece kreatif tabaklar yaratarak misafirlerimize eşsiz lezzetler sunabiliyoruz. Öte yandan tarladan sofraya mantığı ile ince bir işçilikle hazırlanmış lezzetli, bir o kadar da modern dokunuşlarla lezzetlerimizi hazırlıyoruz. Yaptığımız yemekler keyifli sofra muhabbetleri ile tokuşturulan kadehlere eşlik etmeli, yemeklerin şıklığı ve tazeliği ön planda olmalı” açıklamalarında bulunuyor.

“Türkiye’de maalesef brasserie çok sıradanlaştırılıyor”

Murat Taşdemir, Türkiye’de brasserie konseptlerinin yanlış anlaşıldığını ifade ederek sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Her yeni açılan mekânlar bir öncekinin kopyası gibi ortaya çıkıyor. Sanki her brasserie‘nin menüsü aynı olmak zorundaymış gibi bir algı yaratılıyor. Oysa Fransa, Şanzelize’de çok şık ve modern yemek yiyebiliyorsunuz. Türkiye’de maalesef brasserie çok sıradanlaştırılıyor. Öte yandan yaşadığımız Orta Doğu coğrafyasının birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını düşünürsek, bu çoğulcu zenginliğimizin renklerini tabaklarımıza ve mutfakta ekip arkadaşlarımıza aşılamalıyız. Şefler dünyadaki yemek konjektörünü çok iyi anlayıp kendi tarzlarını yaratmalılar. Sonuçta yaptığımız iş tüketilebilen bir sanat. Bu perspektifte ilerlemeliyiz. Popülizmden uzak yaptığımız her üründe muhakkak bir şefin dokunuşu olmalı.. Emek vermeden yemek olmaz…”

Sosyal Medya'da Paylaşın