Uzak Doğu mutfağına farklı bir ruh katıyor Inari Omakase. Tabakları, lezzet kombinasyonları ve alışılmışın dışında servis tarzıyla… Pirinç Tanrısı anlamında gelen “Inari” ve rastgele manasındaki “Omakase” kelimelerinin birleşimi, aslında bu restoranın başına buyruk, yenilikçi ve iddialı tarzının sinyallerini henüz kapıdan girdiğinizde veriyor ve şimdi bu özgün marka çıtayı biraz daha yükseğe çıkartarak daha lüks bir konseptle Etiler’de açılmaya hazırlanıyor.
İlk olarak 2012 yılında farklı bir konseptle misafirlerine Uzak Doğu deneyimi sunan Aycan Akdağ, 2016 yılında yepyeni bir stil, yepyeni bir servis ve yepyeni bir isimle Inari Omakase’yi yarattı. Bugün İstanbul’da Uzak Doğu mutfağı denince listenin üst sıralarında yer alan bu marka, menüsünü her geçen gün genişletiyor ve Aycan Akdağ sağlam adımlarla ilerleyişin daha kalıcı olduğuna inanıyor, “İlk olarak sadece roll ile başladık. Ama şu an geldiğimiz noktaya bakınca robatalara kadar birçok lezzeti menüye ekledik. Şimdi Etiler projemizi hayata geçiriyoruz. Çok büyük bir proje olacak.”
Inari Omakase, Etiler’de daha lüks bir konsept vadediyor
Nispetiye’nin en güzel yerinde açılması planlanan yeni şube, Inari Omakase’nin lüks konseptini yansıtacak. Markayı farklı segmentlere ayıracaklarını söyleyen Aycan Akdağ, “Inari Omakase’yi biraz daha yenileyeceğiz ve lüks konseptte sunacağız. Menüye ördek gibi Çin mutfağından lezzetler de koyacağız. Ayrıca farklı ızgara alternatifleri ve belki ceviche gibi Latin mutfağından birkaç lezzet de ekleyeceğiz” diyor.
Asya mutfağına farklı bir yorum katacak olan restoran için şef arayışları sürüyor. Aycan Akdağ, menüdeki evrenselliği mutfakta da korumak istiyor, “Şu an kadromuzu şekillendirme aşamasındayız. Mutfakta Türk şeflerin yanı sıra yabancı şeflerin de olmasını arzu ediyoruz. Sene başında mutfağa girebilirsek sanıyorum Mart-Nisan aylarında açılışı gerçekleştirebiliriz.”
“Türk halkına hitap ettiğimizi düşünüyorum”
Halihazırda Kuruçeşme ve Vadistanbul’da yer alan şubelerinin yanı sıra Inari Omakase kış döneminde Kartalkaya Kaya Palazzo’da, yaz döneminde ise The Bodrum Edition’da misafirlerini ağırlıyor. Önümüzdeki dönemde yalnızca paket servis hizmeti veren yeni Inari Omakase noktaları oluşturabileceklerini söyleyen Aycan Akdağ’ın gelecek hedefi ise, elbette yurt dışına açılmak, “Özellikle The Bodrum Edition’da çok fazla yabancı misafir ağırlıyoruz ve hepsi bu lezzetlerin yurt dışında da mutlaka olması gerektiği üzerine taleplerde bulunuyorlar. Çünkü Avrupa’dan ve Ortadoğu’dan gelen misafirlerin damak tadına da hitap ediyor aslında Inari’nin lezzetleri. Bu yüzden ileride böyle bir yatırım gerçekleştirmek istiyorum.”
Uzak Doğu mutfağı Türkiye’de belirli bir kesim tarafından çok sevilse de hala ön yargılı yaklaşanlar da var. Ancak menüde yaratılan küçük nüanslar tüm algıları kökünden değiştirebiliyor, “Gerçekten zor bir mutfak türü. Aralarında yalnızca 15 dakikalık bir mesafe olmasına rağmen Kuruçeşme ve Vadistanbul şubelerimiz arasındaki damak tadı farkını kapatabilmemiz bile 7-8 ayımızı aldı. Aynı ürünler ve aynı şeflerle aynı kaliteyi sunsak da bazı farklılıkları yerine oturtmak zaman alıyor. Ben Türk halkına hitap edebildiğimizi düşünüyorum. Türk damak tadının beklentisini karşıladığımıza inanıyorum. Başarımızın sırrı da bence bu.”
Aycan Akdağ, madencilikle ilgilenen aile şirketinin bir üyesi olsa da her zaman yapmak istediği, en çok keyif aldığı alana yönelerek hepimizin bildiği bir şeyi kanıtlıyor: Severek yapılan işin getirdiği başarı. Her hafta mutlaka 2-3 saat şeflerle birlikte menü üzerinde çalışan Akdağ, işletmelerde eğlenceden çok yemeğin merkezde olması gerektiğine inanıyor ve şimdi Etiler projesiyle standartları bir adım öteye taşıyor.