İstanbul’da Bir İtalyan: Aida Vino E Cucina

Konsepti en basit haliyle iyi bir İtalyan restoranı olan Aida Vino E Cucina geleneksel ve yöresel İtalyan lezzetlerinin yanı sıra dünyadaki farklı malzemeler ile de sürpriz lezzetler ortaya çıkarıyor. Burayı farklı kılan özelliklerden biri de beklenilen gibi menüsünde pizza bulunmaması. Aida Vino E Cucina’nın hikâyesini ve lezzetlerindeki sırrı kurucusu Elif Uluhan’dan dinledik.

Her ne kadar fikir bir hayal ile ortaya çıksa da Aida Vino E Cucina’nın kuruluşu aslında birçok insanın yollarının kesişmesine dayanıyor. “İstanbul’da olmasını istediğimiz İtalyan” olarak tanımlıyor burayı kurucusu Elif Uluhan. İsmi Giuseppe Verdi’nin meşhur operası Aida’dan ve aynı zamanda Uluhan’ın annesinin adından geliyor. İtalyancada ‘şarap ve mutfak’ anlamına gelen ‘vino e cucina’ ise restoranın ismini tamamlıyor.

Geleneksel İtalyan lezzetlerine sadık bir mutfak
Aida Vino E Cucina menüsünde İtalyan konseptine geleneksel anlamda çok sadık; Başlangıç, Primi (makarna ve risottolar), Secondi (Ana yemekler) şeklinde yemeyi öneriyor. “Aslında biz misafirlerimize hep, İtalyan mutfağının bu fikrini anlatmaya çalışıyoruz. Amerikanların sunduğu ‘tek tabak ye doy’ fikrinden çok bu yeme şeklini ön plana çıkarmaya gayret gösteriyoruz. Bu aslında Türk mutfağında da aşina olduğumuz bir yeme içme şekli.” diyor Elif Uluhan. Genellikle internette yazılan yorumlarla bir restoranda menüden tercih yapılsa da Aida Vino E Cucina’da bu pek mümkün değil. Zira kalem olarak menüsü çok sık değişiyor. Bu sebeple Aida Vino E Cucina’nın imza lezzeti bulunmuyor. Aslında bunu çok tercih etmediklerinin de altını çizen Elif Uluhan, “Bizim istediğimiz gelen misafirlerin, ne istediklerini bize anlatıp, kendilerini bir nebze bize bırakmaları. Genellikle en sıkı ilişkilerimizi bu şekilde kuruyoruz. İmzamız bu diyebiliriz.” diyor.

“Bir mutfakta ekipman denince akla ilk gelen marka Rational”
Aida Vino E Cucina’nın mutfağında icombi pro xs fırını kullanılıyor. Açıldığı ilk günden bu yana Rational ile iş birliği içinde olduklarını ve uzun zamandır bu ürünü mutfağa eklemek istediklerini belirtiyor Elif Uluhan. Aynı zamanda ürünün sağladığı avantajlardan da bir hayli memnun kendisi. Öyle ki ürünü restoranın sağ kolu olarak niteliyor; “Aida Vino E Cucina’nın mutfağı küçük bir alana sahip. Fakat, fırınımızın boyutları bizim gibi bir mekân için fazlasıyla ideal. Boyutuyla büyük bir avantaj sağlıyor. Bunun dışında kendisi mutfağımızda çalışan iyi bir aşçı gibi diyebiliriz. Akıllı, kusursuz ve güvenilir. Menümüzdeki neredeyse her tabağın en az bir içeriği için kullandığımızı söyleyebilirim. Sağ kolumuz kendisi.”

Sözlerini sonlandırırken Elif Uluhan “Bence bir restoran tıpkı bir tiyatro performansı gibi; her defasında aynı deneyimi beklemek mümkün değil. Bazen kendinizi teslim etmeniz gerekiyor. Beklentileri yüksek tutmalı ama aynı zamanda hiçbir şey beklememeli ve yaşadığınızı anlamaya çalışmalı.” diyor ve FoodinLife’a Türkiye’de sektöre kattıklarından ötürü teşekkür ediyor.

Sosyal Medya'da Paylaşın