Side’nin kültürünü tüm dünyaya tanıtma amacıyla yola çıkan ve Karma ile Azumare restoranlarının işletmeleriyle önemli bir isim yapan Mahmut Gökkaya ve Enver Ahmet Emiroğlu, yeni restoranları Alma Side’nin geçtiğimiz günlerde düzenlenen özel bir davetle kapılarını misafirlerine açtı.
Toroslardan beslendiği özel mutfağı ile misafirlerine eşsiz bir gastronomi deneyimi yaşatan Alma Side, oluşturduğu Girit ve Akdeniz mutfağının en lezzetli reçeteleri ile konuklarını her gün farklı bir menü ile karşılıyor. Açık ateşte pişirmenin inceliklerini yansıtan Alma Restaurant, odun ateşinde ızgara konseptli lezzet dünyasıyla farkını yansıtıyor.
Mahmut Gökkaya
Alma Restaurant’ın mimarisinde kullanılan duvar taşları Manavgat’ın taş ocaklarından çıkarılan özel kayalardan oluşuyor. Her biri tek tek parçalanan kayalar, özenle şekil verilen taşlara dönüştürülürken, günler süren bir emekle de üst üste dizilmiş. Muazzam bir emeğin yattığı bu mekânın temelinde ise çok özel bir mantalite bulunuyor; Bey Dağları’ndan Toroslardan Akdeniz’e, yörüklerden Girit’lere, tarladan sofraya, yerel üreticiden yerel tüketiciye, gurmelerin, gastronomi eğitimcilerinin ve şeflerin içinde tüm bu tınıları bulabileceği bir menü, mekan ve mood birlikteliği sunmak.
Mekânın içinde konumlanan 450 yaşındaki zeytin ağaçları Yunanistan’dan, portakal ağaçları Antalya’dan, limonları ise Bodrum’dan getirilmiş. Masalarında kullandıkları mermerleri de İtalya’nın Toskana bölgesine has porselenlerden oluşuyor. Masaların gövdeleri ve sandalyeleri ise tik ağacından imal edilmiş. Kısacası Alma Restaurant’ın ağaçlarından masasına, tavanından zeminine her noktasıyla konuşabilirsiniz; çünkü yaşıyor.
Alma Restaurant’ın mutfağını doğal kılan bir diğer özelliği de fesleğen, nane, biberiye gibi bitkileri kendileri ekmeleri. Kokteyllerinde ve yemeklerinde bahçelerinden topladıkları bu bitkileri kullanıyorlar. Mutfaklarında öğlenleri otların, meyvelerin, sebzelerin hâkim olduğu Ege sofrası sunulurken, akşamları ise açık ateş önderliğinde Türk ve dünya mutfağı harmanlanıyor. Süt kuzuları Bey Dağı’ndan gelen mekânın, deniz ürünleri de Akdeniz’in kıymetli sularından temin ediliyor. Meyve ve sebzelerini ise yerel üreticiden temin eden Alma Restaurant, büyük marketlere değil büyük yüreklere destek oluyor.