Reyhun Restoran İşletmecisi Hamit Rahimi: “İran mutfağının zenginliğini ve şifa verici özelliğini yansıtıyoruz”

İsmini Türkiye ve İran’da sevilen bir lezzetten, reyhandan alan Reyhun Restoran, tıpkı adı gibi iki kültürün ortaklığını simgeliyor. İstanbul’un kalbinde İran mutfağının en güzel lezzetlerini misafirlerine sunan Hamit Rahimi, çocukluğundan beri olmak istediği yerde, İstanbul’da, hayallerini gerçekleştiriyor.

2012 yılında kapılarını açan Reyhun Restoran’da İran mutfağına dair her şey var. Tam bir İstanbul aşığı olan Hamit Rahimi, şehrin sokaklarında böyle bir restoranın eksikliğini hissettiğinde Reyhun için kolları sıvadığını söylüyor, “Bildiğiniz gibi coğrafyamızda Türk ve İran mutfağı en zengin mutfaklar olarak bilinir. Bir İstanbul aşığı olarak burada ikamet ettiğim uzun yıllar boyunca İstanbul’un her semtini gezmeyi çok severdim ve gezdiğim yerlerde özellikle böyle bir restoranının olmadığını gözlemlerdim. İran mutfağını tanıtmak amacıyla ailemle bir araya gelerek böyle bir karar aldık ve uzun zamandan beri içimde beslediğim bu arzuyu nihayet gerçekleştirdim.”

Malzemeler İran’dan özel olarak getiriliyor
Reyhun menüsü ve atmosferiyle İran kültürünü yansıtsa da Türk kültürüyle ortaklıkları da göze çarpıyor. Bunlardan biri de Türk geleneklerine de fazlaca yerleşmiş olan minyatür sanatı. İran’ın çok eski dönemlerine ait kapılar ve kapı zilleri de mekâna tarihi bir doku kazandırıyor. Tüm bu etkileyici atmosferi ise, İran mutfağının zengin çeşitleri tamamlıyor. Ara sıcak olarak sunulan “Mirzagasemi” patlıcan ve yumurta ile hazırlanıyor. Kebap grubunda “Berk” ve “Kubide” olarak adlandırılan iki lezzet öne çıkıyor. Pilavın üzerinde servis edilen, sebze ve etin bir arada piştiği grupta ise, “Geyme”, “Gorme Sabzi” ve “Fesencun” olarak adlandırılan üç ihtişamlı lezzet bulunuyor. Tavuk yemeği sevenlerin vazgeçilmezi “Helezon” tavuğun en yumuşak bölgelerinden hazırlanıyor ve günlerce zeytinyağında dinlendirilerek yumuşacık bir kıvamda servis ediliyor. Son olarak tatlıda ise, bin yılı aşkın süredir sadece İran’da hazırlanan Şolezard düşük şeker oranı ve yoğun lezzetiyle dikkat çekiyor.

“Öztiryakiler ile tanıştıktan sonra daha önce yaşadığımız problemleri geride bıraktık”
2014 yılında Öztiryakiler ile iş birliği başlayan Reyhun Restoran’ın tüm mutfak ekipmanları Öztiryakiler tarafından sağlanıyor, “Markayla tanıştıktan sonra daha önce yaşadığımız problemleri geride bırakarak Öztiryakiler’in mutfak ekipmanlarını kullanmaya başladık. İran mutfağının özellikle vazgeçilmez yiyeceklerinden olan pirinç pilavı, Öztiryakiler’in profesyonel ve tam donanımlı mutfak ekipmanlarında buharla piştiğinde tam olarak gelmesi gereken kıvamda oluyor ve lezzeti ile özelliğini koruyor. Bu nedenle, kalite ve lezzet ilkesinden asla taviz vermeyerek sadece Öztiryakiler’in mutfak ekipmanlarını kullanmayı tercih ediyoruz.”

İran mutfağında kullanılan yağ ve baharatların şifa verici bir etkisi olduğuna inanan Hamit Rahimi’ye göre, bu mutfağın birçok önemli özelliği var, “Öncelikle İran mutfağında hazırlanan tüm yemeklerde bitkisel yağ kullanılıyor. Bu yağ diğer yağlardan farklı olarak yemeğin özelliğini bozmuyor bu nedenle İran yemekleri kesinlikle hazımsızlığa ve mide şişkinliğine yol açmıyor. Ayrıca yemek sanatında kullanılan bitkiler, özellikle safran çok önemli. Dünyada en çok ve en yüksek kalitede İran’da yetişen ve bu mutfağın vazgeçilmezlerinden olan safran bitkisinin ne denli önemli bir şifa kaynağı olduğu binlerce yıldır bilim insanları tarafından yazılıyor.” Reyhun Restoran, yakın gelecekte markasını dünyaya duyurmak niyetinde. Birçok farklı coğrafyadan gelen misafirlere İran lezzetlerini tanıtmak istediklerini söyleyen Hamit Rahimi, bu kadim kültürün izlerini aynı sofrada buluşturduğu lezzetlerle misafirlerine sunuyor.

Sosyal Medya'da Paylaşın