Türkiye’nin sanıldığı gibi bir ‘çay ülkesi’ olmadığını ifade eden barista eğitmeni Naim Koca, 2011 yılından bu yana Türkiye’de kişi başına kahve tüketiminin 3 kattan fazla arttığını söyledi. Koca, “Etmenler çeşitli olsa da Türkiye’de kişi başına kahve tüketimi 10 yılda 350 gramdan 1,1 kilograma çıktı” dedi.
Ataşehir’de yer alan Barista Akademi bünyesinde Milli Eğitim Bakanlığı onaylı barista eğitimi veren Naim Koca, kahveyi, 3’üncü dalga kahve akımını, Türk kahvesini ve kahvenin Türkiye’deki serüvenini değerlendirdi.
“Kahvenin bizdeki geçmişi daha eski”
Türk kahvesini ‘Dünyada konuşabilen, kendini anlatabilen tek kahve türevi’ olarak tanımlayan Koca, “Türk kahvesi pişirme yöntemi, Osmanlı halkı tarafından bulunmuş, tarihte ilk kahve pişirme yöntemi olan, pişirme tarzı bakımından tek olsa da, çok fazla çeşidi bulunan bir türevdir. Kahveye aroma katabileceğini düşündüğünüz, demlendikten sonra koku ve tat olarak hoşunuza giden her ürünle, söz gelimi lavanta, adaçayı, ıhlamur, çilek, portakal, tarçın, kakule ve zencefil gibi ürünlerle Türk kahvesi pişirebilirsiniz. Diğer demleme yöntemlerinin aksine kahveyi filtreleyerek değil, doğrudan suyun içerisinde pişirerek kahve elde edilir. Diğer kahvelere göre biraz daha yoğun ve acı olarak tabir edilse de, doğru demleme teknikleri kullanıldığı zaman hafif ve lezzetli bir kahve içebilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Üçüncü nesil kahve, kişiye özel kahve anlamına geliyor
Son yılların popüler kahve tüketim akımlarından ‘üçüncü nesil kahve’ akımına da değinen Koca, “1’inci nesil olarak adlandırılan akım, instant, yani çözülebilir kahve markalarının ortaya çıkardığı bir akımdı. Ardından standart bir tat oluşturmak isteyen kurumsal kafelerin ortaya koyduğu 2’nci nesil akım geldi. ‘Kişiye özgü’ kahve olarak adlandırabileceğimiz 3’üncü nesil kahve akımı ise, kahveyi demleyen kişinin damak tadının ve zevklerinin ön plana çıktığı, Chemex, V60, Hario Drip, Syphon, French Press, Cold Brew, Aeropress, Cafe Solo, American Press, Mocha Pot ve Clever gibi çeşitli demleme yöntemleriyle amacın nitelikli kahve içmek olduğu bir dönemdir” açıklamalarında bulundu.
Koca, ‘Sürekli Eğitim Merkezi’ bünyesinde verilen barista eğitimini ise şöyle açıkladı: “Bu eğitimle kahve kültürü, tarihinden başlayıp değişik yöntemlerle üretilen kahveleri deneyimleyip her birinin sonuçlarını öğrenerek kahve çekirdekleri ve kavurmadan espresso bazlı uygulamalara, makine kullanımına, dükkân operasyonundan Türk kahvesine kadar barista mesleğine dair her detayı veriyoruz. Kahve sektöründe çalışan veya bu sektörde kariyer yapmayı hedefleyen herkese açık olan bu eğitimde, kahve kültürü , tarihi , tüketimi, içilme alışkanlıkları, popüler kahve türleri etkisi ve yetiştirilmesi, kahve meyvesinin yetiştirilmesi ve oluşumu, kahve yetiştirilen kıtalar ve ülkeler, kahve meyvesinin toplama (hasat) yöntemleri, ıslak ve kuru kahve işleme yöntemi, yeşil kahve seçilmesi ve kusurları, kahve kavurma ve paketleme yöntemleri, tadım yöntemi (cupping), öğütme, dozajlama, tamping sanatları, temel süt işleme teknikleri, ürün yapımı, makine kullanım ve bakımları, barista çalışma alanı temel hijyen kuralları, temizlik, bakım ve sorun giderme gibi alanlarda eğitimler veriyoruz. 13-14-15 Ağustos tarihlerinde, yeni bir eğitimimiz olacak. Toplam 20 saat sürecek olan ve yüz yüze gerçekleştirilecek olan eğitimimizde kontenjan sınırı olduğu için, katılmak isteyenlere acele etmelerini tavsiye ediyorum. Adaylar, detaylı bilgiyi Sürekli Eğitim Merkezi’nden alabilirler.”