Restoran ve cafe’lere HES kodu şartı mı geliyor?

Hürriyet gazetesi yazarı Orkun Ün, kamu kuruluşlarındaki gibi restoran ve cafe’lere girişte de HES kodu zorunluluğu getirilebileceğini yazdı. 

Ün, “Çünkü siz Covid pozitifken HES uygulamasında riskli olarak görünüyorsunuz, pozitif biriyle temaslı iseniz de uygulama sayesinde karantinada olmanız gerektiği görülebiliyor. Restoran ve kafeler, rezervasyon alırken veya girişte müşterilerini karşılarken bu koda baksalar birçok kişiyi o kapıdan geri çevirmek zorunda kalabilirler. Şu ana kadar yaklaşık 150 bin kişi HES kodu sayesinde yakalandı. Bunların bir kısmı yurtlara, bir kısmı evlerine karantinaya gönderildi. Eğer restoran ve kafe gibi keyfi gidilen yerlerde bu sistem uygulanmaya başlanırsa bu sayının ne kadar artacağını ve dışarıda gezen riskli kişi sayısının da bir o kadar azalacağını düşünün…” görüşünü savundu.

Ün, “Sağlık Bakanlığı sistemin altyapısını hazırladı.Kamu kurumları istedikleri anda kolayca bu sisteme ulaşabilirler. Yani hazır olalım, kısa bir süre içinde restoran ve kafelere girişte HES kodu dönemi başlayabilir” düşüncesini dile getirdi.

İşte Hürriyet gazetesi yazarı Orkun Ün’ün kaleme aldığı o yazısı:

“Dün itibarıyla İstanbul’da “HES kodu dönemi” başladı. Artık tüm kamu kurum ve kuruluşlarına girişte HES kodu zorunlu hale geldi. Peki bu karar bir adım daha ileri götürülebilir mi? Restoran ve kafeler için HES şartı getirilecek mi?

Covid-19 testleri pozitif çıkan hastalar karantinada olmalarına rağmen, kendilerini iyi hissettikleri anda dışarıya çıkıyor, kafe ve restoranlara gidip oturuyor, kalabalığa karışıyorlar. Çünkü…
Ateş deseniz yok…
Belirti deseniz o da yok…
Ama virüsü taşıyor…
Ve yayıyorlar…
Bunun önüne geçmenin tek yolu HES kodu.
Çünkü siz Covid pozitifken HES uygulamasında riskli olarak görünüyorsunuz, pozitif biriyle temaslı iseniz de uygulama sayesinde karantinada olmanız gerektiği görülebiliyor. Restoran ve kafeler, rezervasyon alırken veya girişte müşterilerini karşılarken bu koda baksalar birçok kişiyi o kapıdan geri çevirmek zorunda kalabilirler. Şu ana kadar yaklaşık 150 bin kişi HES kodu sayesinde yakalandı. Bunların bir kısmı yurtlara, bir kısmı evlerine karantinaya gönderildi.
Eğer restoran ve kafe gibi keyfi gidilen yerlerde bu sistem uygulanmaya başlanırsa bu sayının ne kadar artacağını ve dışarıda gezen riskli kişi sayısının da bir o kadar azalacağını düşünün…
Sağlık Bakanlığı sistemin altyapısını hazırladı.
Kamu kurumları istedikleri anda kolayca bu sisteme ulaşabilirler. Yani hazır olalım,
kısa bir süre içinde restoran ve kafelere girişte HES kodu dönemi başlayabilir.

Sermiyan Midyat’a birtakım sorular

Kendisi gibi oyuncu olan eski kız arkadaşı Sevcan Yaşar’a şiddet uyguladığı iddiasıyla gündeme gelen Sermiyan Midyat kameraların karşısına geçip açıklama yapmış.

Şiddet iddiaları sorulunca;
“Hayatımın gündeminde olan bir konu değil, avukatlarım takip ediyor” demiş. E peki Sermiyan Bey…
Sizin uyguladığınız şiddet sonrası genç oyuncu Sevcan Yaşar tası tarağı topladı, işini gücünü bıraktı, ailesinin yanına şehir dışına yerleşti. Yaşadığı travmayı uzun süre atlatamadı. Siz bir şekilde hayatınıza, mesleğinize devam ediyorsunuz. Bir de üstüne, “Gündemimde olan bir konu değil” diyorsunuz…
“Şiddet uygulamadım” diyorsunuz ya…
Sevcan Hanım yaşadığı panikle kendini Kadıköy’deki evin banyosuna kilitlediğinde, o banyonun kapısını kim kırdı?
Siz “Hayatımda bir kadına vurmadım” diyorsunuz…
Peki Sevcan Yaşar, vücudundaki morlukları, yaraları kendi kendine mi yaptı?
“Gündemimde değil” diyorsunuz ama… Sevcan Hanım’a ulaşmak için sağa sola haber yollamıyor musunuz?
“Yalan, vallahi de billahi de yalan” diyorsunuz…
Peki o gece sizi kolunuzdan tutan polisler tarafından zor sakinleştirilmediniz mi?
Merakımı mazur görün, sadece kendi kendime sorduğum sorular bunlar…
Karşınızdaki kadın susuyor.
Siz de susacağını biliyorsunuz.
O yüzden yüklendikçe yükleniyorsunuz. Ama karşı taraf konuşursa, bazı belgeleri ve fotoğrafları kamuoyuna gösterirse o zaman ne yapacaksınız?

Milyonların beğenisini kazandı

Son günlerde çok konuşulan, moda dünyasına yeni bir soluk getiren biri var. Genç moda tasarımcısı Neslişah Yılmaz. Geçtiğimiz hafta sonu dijital ortamda düzenlenen Londra Moda Haftası’na şöyle bir göz attım. Dijital podyumun yıldızı, Neslişah Yılmaz’ın kreatif direktörlüğünü yaptığı bir Türk markasıydı…

Marka eylül başında İstanbul’da tanıttığı koleksiyonu ile dünya sahnesinde de fark yaratmayı başardı.
Yılmaz’ın 1300 atık pet şişeyi kullanarak hazırladığı 30 parçalık koleksiyon muazzamdı.
Ne kadar mühim bir şey doğaya saygı…
2020 senesinin geri bıraktığımız aylarında bunu daha iyi anlamış olmamız lazım.
Tekstilde sürekli bir üretim tüketim içindeyiz. Bu yüzden pek bilinmese de çevre kirliliği yaratan sektörlerin başında geliyor bu sektör.
Bir markanın, genç bir tasarımcının ticari kaygıları bir kenara bırakıp böyle bir işe girişmesi alkışı hak ediyor.

Bu skandal ne zaman son bulacak?

Emre Aşık’ın eski eşi Yağmur Sarnıç ile yaşadığı olaylardan çok sağlam bir film senaryosu çıkar. Halen devam eden davalar, sürekli gündeme gelen kavgalar derken olay gittikçe çirkinleşiyor.
Yağmur Sarnıç’ın yaptıkları hiç normal değil.
Eğer hakkındaki iddialar doğruysa, ki şimdilik kanıtlar o yöne doğru gidiyor, gerçekten korkunç.
Ama…
Ne olursa olsun…
Bir kadına…
Üstelik ortada çocuklar varken…
Hele ki bir avukat tarafından yapılan son olay kabul edilemez.
Yağmur Sarnıç’ın çekilen (nasıl çekildiğini bilmiyorum) özel görüntüleri, iddiaya göre dava
dosyasından alınıp basındaki bazı isimlere servis edildi.
Tabii ki hiçbir televizyon kanalı bunu yayınlamadı yayınlamaz da…
Ama konuşulması bile can sıkıcı.
Ve eğer söylendiği gibi görüntüler gerçekten bu konunun takipçisi avukatlar tarafından sızdırıldıysa, vay halimize…”

Sosyal Medya'da Paylaşın