Müge Akgün yazdı: Yaşam döngüsü ve sonbahar

Yıllar önce bir yazımda ‘sonbahar başlangıçtır’ demiştim. Bir birçok okuyucudan “Hayır ilkbahar başlangıçtır, uyanıştır!” diyen sitemli mailler almıştım! Uzun uzun nedenlerini açıklayanlar da olmuştu. Ama ne onların yazdıkları ne de benim başka yerlerde okuduklarım düşüncemi değiştirmeme yol açtı…

Hala aynı kanıdayım, bana sonbahar hep başlangıç gibi gelir. Hasat sonbaharın başında yapılır. Okullar açılır, sıcaklık tahammül edilebilir düzeye iner. Doğa kendini kışa, kıştan sonra gelecek yeni bir uyanışa hazırlar. Sonbahar benim için çöküş, hazan, hüzün demek değildir. İklim değişikliği çağındaysa hiç değil.

Sonbaharın geldiğine şimdi eksisinden daha çok seviniyorum. Yangınlar, seller, olağanüstü hava koşulları yazın sona ermesiyle minimuma ineceğini umut ediyorum. Gelecek yıla kadar sıcaklık artışlarının sınırlanmasını, karbon salınımının düşürülmesini, insanların yaşam tarzlarını değiştirmesini tabii ki beklemiyorum.

Bu gibi konularda hayal kuracak yaşı geçtim. Beklentim dünyanın önde gelen ülkeleri başta olmak üzere hepimizin üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmesi, sıcaklık artışının gelecek on yıllarda 1.5 derecenin altında tutulması. O zamana kadar da bizlerin hiç olmazsa sonbaharların tadını çıkartması.

Tavsiyem, imkân ve fırsatı olanların Ege ve Akdeniz’deki yangınlar ve biraz da salgın yüzünden yarıda kestikleri tatillerini devam ettirmeleri, çünkü şimdi her açıdan tam zamanı…

TAM ZAMANI ÇÜNKÜ:

Eylül, Ekim aylarını iyi değerlendirmek gerekiyor. Bu yıl da birçok otel ve restoran kapılarını kasım başına dek kapatmayı düşünmüyor. Hatta tüm yıl açık olanların sayısı da hiç az değil.

Tatilden huzur bekliyorsanız, ruhunuz dinlensin ve doysun diye düşünüyorsanız aklınızda bulunsun.

Eylül başında Urla ve Alaçatı’daydım. Sokaklar da restoranlar da sakindi. Boğucu yaz sıcağı yerini hoş bir serinliğe bırakmıştı. Otel fiyatları makul sınırlara çekilmiş, pek çok yerde kalite artmıştı. Yazın kaosundan, kalabalığından eser kalmamıştı. Urla ve Alaçatı bana tam tatil zamanı dedirtti. Sadece Urla ve Alaçatı’da değil Antalya’da, Bodrum’da, Cunda’da da gidilecek çok iyi yerler var.

Ayrıca Hilton Otelleri’nin Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Başkanı Jochem-Jan Sleiffer’in bana bir konuşmamızda söylediği gibi salgın otel yönetimlerinin anlayışını da değiştirdi, iş seyahatlerinin azalması tatilcilerin işine yaradı. Sektör sağlığı, sürdürülebilirliği önemsemeye başladı.

LÜKS TURİZM VE GASTRONOMİ

Restoran işletmecisi kimliğinin yanı sıra TURYİD Başkanlığını da yürüten Kaya Demirer’in vurguladığı gibi gastronominin turizm sektörü içindeki ağırlığı arttı. Bu da tatilciler için daha iyi yemek, daha iyi hizmet demek. Bu yaz uluslararası markaların İstanbul’dan önce Bodrum’a şube açması da zaten Demirer’in görüşünü destekler nitelikte.

Kaldı ki İstanbul ve İzmir’in önde gelen restoranları da Bodrum’a geldi. Hepsinin ortak buluşma noktası lüks segmentteki otellerin içinde yer alıyor ve biribirleirne karşılıklı fayda sağlıyorlar. Demirer’e göre bu ülke tarihinde bir ilk ve gelinen noktada artık gastonomi bir yan ürün değil, başrol oyuncu konumunda.

Ben bu yapısal değişimin nihai tüketicinin de yararına olacağına inanıyorum. Pek çok tesisin sonbahar ve hatta kış boyunca açık olacağını hatırlatmakta yarar olabilir.

MAÇA KIZI

Lüks turizm dendiğinde ilk akla gelen yerlerden, Bodrum’un uluslararası lüks turizme armağanı ve artık bir dünya markası olan

Maça Kızı 11 ay açık olacakmış. Sadece 8 Kasım- 16 Aralık arası yenilenme için kapılarını kapatacakmış. Şef Aret Sahakyan’ın başında olduğu restorana kış ve bahar aylarında da dünyaca ünlü şefler konuk olarak gelecekmiş.

THE MARMARA BODRUM

Bodrum’un açıldığı dönemden bu yana yıl boyunca açık otellerden biri de The Marmara’dır. Onun da hem yurt içinden hem de yurt dışından müdavimleri vardır. The Marmara’nın restoranında da sonbahar ve kış için etkinlikler planlanıyor. Genel Müdür Nedim Akbayrak’ın dediği gibi ekim ayında yani sarı yazda Bodrum da, The Marmara da çok huzurlu oluyor.

MALVA VE FRANKİE BEACH CLUB

Geçen yaz Kaya Demirer’in kurguladığı Susona Bodrum’un içinde açılan Malva ve Frankie Beach Club restoranları Canlı müzik ve iyi yemek mottosuyla yola koymuştu. Bu yıl çıtanın çok daha yükseldiğini gördüm. Bunda Susona Bodrum LXR’ın Genel Müdürü Funda Eratıcı olmak üzere tüm ekibin Demirer’le örtüşen anlayışlarının payı büyük. Olumsuz bir gelişme olmazsa ekimde açık olmayı planlıyorlar.

D MARİS BAY

Datça Yarımadası’nın tüm güzelliğini hissettiren, Türkiye turizminin yüz akı tesislerinden D Maris Bay de ekim sonuna dek açık olacakmış. Manos eğlencesi, La Guérite de yemekleri ve müzikleriyle çok başarılı. Zuma ise bana göre dünyadaki en iyiler arasında.

DIONYSOS VILLAGE HOTEL

Marmaris Kumlubük’ün sırtlarında birbirinden bağımsız taş evlerden oluşan Dionysos doğayla, denizle iç içe birkaç gün geçirmek isteyenler için tam bir kaçış noktası. Marmaris yangınından kıl payı kurtulan çiftlikte yetişen ürünlerle hazırlanan kahvaltılar, yemeklere Ahmet ve Rimette Şenol’un sohbeti de eşlik ettiğinde alınan tat bir başka oluyor.

Sosyal Medya'da Paylaşın