Hiç Olive Oil Kurucusu Duygu Özerson Elakdar: “Hiç Zeytin Ormanı bizi kendine aşık etti”

Hiç markası, birçok alt markadan oluşan bir eko sistemi temsil ediyor. Bütünün parçası ve tamamlayıcısı ise “zeytin” oluyor. “Hiç! Az çoktur” felsefesiyle zeytine hak ettiği saygıyı gösteren ve işleyen Duygu Özerson Elakdar, yarattığı bu marka konseptiyle farkını ortaya koyuyor. 

Hiç markası, Urla’da 2011 yılında Duygu Özerson Elakdar ve eşi tarafından hayata geçiriliyor. Başarılı isim; Hiç Zeytin Ormanı, Hiç Natürel Sızma Zeytinyağı, Hiç Lokanta ve Tadım Atölyesi, Hiç Seramik, Hiç Cooking Class markalarını, “Hiç” çatısı altında buluşturarak, sürdürülebilir bir ekonomik modelin Türkiye’deki temsilcilerinden biri oluyor. Elakdar, zeytine olan merakıyla başlayan Hiç’i, “Yerelde bütüncül ve sürdürülebilir rol modeli olarak şekillenen bir markalar bütünü” olarak tanımlıyor.

“Bizi Urla’ya doğa çekti” 

İlhamını Urla’da 60 bin zeytin ağacını barındıran Organik Hiç Zeytin Ormanı’ndan alan Hiç; bir tarım, gastronomi, tarım turizmi ve gıda tasarımı eko sistemi olma özelliği taşıyor. Marka, tarımda yavaş zeytin prensibini, Hiç Lokanta’da; abartısız en iyi ve öz malzemeden kurgulanan tabakları, Hiç Seramikte ise; gereksiz detaylardan arındırılmış bir tasarım anlayışını ortaya koyuyor. Zeytinle tanıştıktan sonra İtalya’da zeytinyağı tadım terminolojisini ilk kez literatüre sokan O.N.A.A’da 5 yıl boyunca Zeytinyağı Teknolojileri ve Tadım eğitimi alarak Türkiye’de uzman tadımcı, üretici ve eğitmen olarak çalışmalarını sürdüren Elakdar, “Ankara’dan sonra eğitimime Paris Sorbonne Üniversitesi’nde devam ettim. Orada 7 sene moda sektöründe kariyerim oldu. Eşim ise yüksek mimar. 2400 dönüm alana kurulu Hiç Zeytin Ormanı bizi kendine aşık etti ve bizi Urla’ya doğa çekti” diyor.

Türkiye’den dünyaya uzanan bir başarı öyküsü

Limantepe kazılarında görülüyor ki Urla’da zeytinin serüveni, M.Ö. 3000’e dayanıyor. Markanın imza ürünü Hiç Natürel Sızma Zeytinyağı bugün Amerika ve İtalya’da katıldığı tadım ve tasarım yarışmalarından ödülle dönüyor ve Amerika’nın seçkin gurme mağaza zinciri Whole Foods‘un raflarında yerini alıyor. Hiç Lokanta ve Tadım Atölyesi ise; yenilebilir Hiç Zeytin Ormanı’nın “Yeni Urla Mutfağı” yorumuyla sofraya yansıtıldığı bir gastronomi noktası oluyor. Elakdar, böylesi bir zenginliğin kendilerine ilham verdiğini söylüyor ve tarihi eski şehir merkezinde, 160 yıllık bir binanın restore edilmesiyle Urla’nın yaşayan dokusuna Hiç Lokanta ve Tadım Atölyesi kazandırılıyor.

“Gıdayı işlemek gerekiyor” 

Hiç; ormandan, lokantadan ve seramik atölyesinden 3 kategoride ürün sunuyor. Ormandan; zeytinyağı, zeytin, Hiç Ormanı çayı, bal, sirke ürünleri, Lokantadan; acılı çilek reçeli, Arapsaçı pesto, cevizli soğan marmeladı, tüm şarküteri ürünleri, kuru et cipsi ve daha fazlası elde edilirken; seramikten ise; perakende seramik tabak ve bardak koleksiyonu tasarlanıyor. “Tüm yaptığımız aslında gıda tasarımı değil mi?” diyen Duygu Özerson Elakdar, “Gıdayı işlemek gerek. Tarımını yapmadan bir ürünü markalaştırdığınızda sistem yarım kalır. Pandemi kendine yetebilmenin ne kadar elzem bir konu olduğunu hepimize gösterdi” ifadelerini kullanıyor.

“Doğadan toplama konseptini mutfağa yansıtan ilk lokantayız” 

Başarılı isim, hikâyesinin çekiciliğinin işin zorluklarının önüne geçecek kadar insanların gözünü boyadığını, iyi planlanmamış butik markaların başarısız olduğunu belirterek sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Yatayda entegre bir tarım – gastronomi üretim ağı kurarak, sistemin dairesel bir şekilde devamlılığını destekleyen bir iş modeli geliştirdik. Bu modelimiz ile yatırım yapmak isteyenlere güzel bir örnek teşkil ediyoruz. Gastronomik açıdan ‘Doğadan Toplama’ konseptini gerçek anlamda mutfağa yansıtan ilk lokantayız. İnsanların bakış açılarını değiştirdiğimizi ve gastronomide malzemenin zenginliğine olan vurguyu artırdığımızı görüyorum.” 

Sosyal Medya'da Paylaşın