Cunda Despot Evi gastronomik değeri yüksek özgün bir mutfak sunuyor

Cunda Despot Evi’nin tarihi 1862 yılına dayanıyor. Bina, mimarisinden hikâyesine kadar birçok insanı etkilemeyi başarıyor. 1981 yılında kaderine terk edilen yapı 2015 ylından itibaren restore edilerek, Polat Şirketler Grubu tarafından bölge turizmine kazandırılıyor. 

Despot, Rum Ortadoks Din adamlarına verilen bir rütbe. Cunda Despot Evi, ismini ise binanın yapımına öncü olan Despot Grigrios Agathonikeos’tan alıyor. Günümüze gelene dek; yetimhane, öğrenci yurdu gibi çeşitli hizmetlerde bulunan bina, Yeşilçam filmlerine de ev sahipliği yapıyor. Cunda Despot Evi’nin dünya çapında da ödüle layık görüldüğünü belirten Executive Chef Fırat Siriş, “Bu tarihin bir parçası olduğumuz için başta Polat Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Polat’a ve restorasyon sürecinin her aşamasında projeyle ilgilenen İsmail Polat’a teşekkürü bir borç biliriz” diyor.

Hedefine sıkı sıkıya sarılan bir şef: Fırat Siriş 

Fırat Siriş’in mutfak aşkı; Çırağan Sarayı Tuğra Restoran’nın eski şefi olan babası Ahmet Siriş’ten geliyor. Kariyerinin başlangıcında, Türkiye’nin en iyi restoranlarında, otel mutfaklarında çalışmak başarılı şefin ilk hedeflerindendi. Hedefine ulaşmak için önde gelen şefleri yakından takip eden Siriş, “En çok çalışmak istediğim şefe iki ayda, üç mektup yazarak birlikte çalışmak istediğimi anlattım. Sonunda, şef beni iş görüşmesine çağırdı. Böylelikle ilk hedefime ulaşmış ve şef Fırat Siriş’in hikâyesi başlamış oldu. Hayallerime kavuşmak için ilk adımı atmamı sağlayan; şefim, ustam Mehmet Gök’tür. Kendisine bu vesileyle tekrar teşekkür etmek, sevgimi ve saygımı belirtmek isterim” ifadelerini kullanıyor.

Hafızalardaki lezzetlere hayalperest bir dokunuş 

Cunda Despot Evi’nde yer alan restoran Cunda 1862, görkemli hikâyelere imza atmak amacıyla tüm bilgi ve tecrübelerini, gece-gündüz çalışarak misafirlerine aktaran harika bir ekibe sahip. Kuzey Ege ve Cunda Adası’nın gastronomik açıdan tüm dünyada ses getirebilecek kadar köklü ve özgün olduğunun altını çizen deneyimli şef, “Yüzyıllarca bu topraklarda yaşayan kadınlar ve erkekler tarafından da zenginleştirilmiş, endemik bitkilerinden deniz ürünlerine kadar oldukça cömert bir coğrafyaya sahibiz. Ben de; ülkemizin kendine has reçetelerini kurgulamayı ve bu reçetelerden oluşan menüleri misafirlerimize sunmayı ilke edindim. Cunda 1862’de bölge ve ülkemizin çeşitli reçetelerinden harmanladığım menü ‘hafızalardaki lezzetlere hayalperest bir dokunuş’ niteliği taşıyor” diyor.

“Unutulmaz bir deneyim için herkesi Despot Evi’ne davet ediyoruz” 

Fırat Siriş, her detayı özenle geliştirip hafızalara yeni deneyimler kazımayı ilke ediniyor. Yeni sezonda öne çıkan lezzetlerden söz eden başarılı isim sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bölge ürünlerinden ve tazelikten asla ödün vermeden hazırladığımız; kalamar tava, bölge denizlerinden günlük olarak yakalanan Lipsos buğulama ve elbette her biri birbirinden özgün meze ve ara sıcaklarımız ile misafirlerimizi unutulmaz bir deneyim için Cunda’ya, Despot Evi’nin tarihi dokusunda konaklamaya ve 1862 restoran lezzetlerinden tatmaya davet ediyoruz.”

“Lezzet, doğallık gibi olmazsa olmaz olgulardan asla taviz vermiyoruz” 

Cunda Despot Evi Otel ve 1862 Restoran büyüleyici ve mutlaka deneyimlenmesi gereken bir tecrübe. Farklılığı; Kuzey Ege’nin kendine has havası ve yemekleriyle yakaladıklarını belirten Frat Siriş, “Ben ve ekibim; lezzet, doğallık, sağlık gibi insan hayatında mutluluk için olmazsa olmaz olgulardan asla taviz vermiyoruz” diyor. Siriş son olarak, mutfak aşkını kalbinde taşıyan gençlere şöyle sesleniyor: “Hayallerinizin peşinden gitmekten korkmayın ve mutfak aşkınızın ateşinin sönmesine müsaade etmeyin.”

Sosyal Medya'da Paylaşın