Çiftlikten gelen taptaze lezzetleriyle Blue Hill at Stone Barns

Beden ve sağlık konusunda bilinçlendikçe insanların ilgisini çeken sağlıklı beslenme trendi, dünyayı tarladan gelen sağlık ve tazelikle buluşmaya yöneltiyor. Hem insanların eğilimine hem de tarımsal alanların desteklenmesi gerektiğine inanan şeflerin oluşturduğu lezzetler her geçen gün artıyor. İşte tarladan gelen tazeliği sofralara taşıyan restoranlardan biri de Blue Hill at Stone Barns.

Dünyanın en iyi restoranları listesine adını altın harflerle yazdıran Blue Hill at Stone Barns, bir çiftlik içinde yer alıyor. Yalın ve çiftlikten gelen taptaze lezzetleriyle dünyaca ünlü şef Dan Barber, misafirlerine unutulmaz deneyimler yaşatıyor. Blue Hill at Stone Barns’ta yalnızca lezzetleri tatmakla kalmıyor aynı zamanda çiftlik içinde gezintiye çıkarak, başarılı şefin ürünlerle ilgili verdiği bilgileri de dinleyebiliyorsunuz.

Dan Barber, yaratıcılığı ile Amerika’nın önde gelen filozof şeflerinden biri oluyor. Restoranları Blue Hill ve Raw’da yarattığı lezzetlerle damak zevki oldukça gelişmiş durumda. Değişikliği her zaman kendine misyon edinen dünyaca ünlü şef, sadece gıda bazlı hizmeti ile değil aynı zamanda Amerika çiftliklerindeki yeme şeklini de değiştirmenin peşinde.

Dan Barber 2009 yılında Time Magazine tarafından dünyanın en etkili 100 kişisi arasında gösterilirken; aynı yıl ülkenin en seçkin şefi seçiliyor. Başarılı şef, çiftliğe ve tarıma gösterdiği önemi şu sözlerle açıklıyor: “Çünkü daha iyi bir şef olmak istiyorum. Bir çiftliğe ve tarıma bağlı olduğun zaman neyin nasıl yetiştiği hakkında da bilgi edinmiş ve daha iyi bir tat elde etmiş oluyorsun.”

“Çalıştığımız 60 farklı çiftlik var”

Amerika’da çiftlik ile beslenen restoran konsepti oldukça yaygın. Barber bu şekilde çalışan birçok şef olduğuna değinerek, “Çalıştığımız 60 farklı çiftlik var. Storn Barn oradaki restorana ait olan bir çiftlik. Blue Hill ise benim ailemin çiftliği ve tüm hayvanlarımız da oradan geliyor” diyor.

Bir şef isem neden daha iyi ürünler istemeyeyim ki?” diyen Barber’ın tohumlara duyduğu ilgi 10 yıl önce bir balkabağı yetiştiricisi olan Michael Mazourek ile yaptığı görüşmeden sonra ortaya çıkıyor.

“İyi yemeğin geleceği çiftçilik ve tohumlarda”

Menü hazırlığını titizlikle yürüten Dan Barber, ilk olarak çitliğe gidiyor ve oradaki ürünlere göre menüsünü oluşturuyor. Genç Türk şeflere de önerilerde bulunan yaratıcı şef, “Önerim, en iyi şeflerle çalışmaları. Bu çok önemli ama aynı zamanda, tarım ve tohum konularında da daha farkında olmalılar. Çünkü iyi yemeğin geleceği çiftçilik ve tohumlarda. Ama iyi bir eğitim ve teknik sahibi de olmalılar yoksa bunlarla ne yapacaklarını da bilemezler. Kötü bir kabağa şeker ekleyerek de bu güzel tadı elde edebilirsiniz. Ama önemli olan bu lezzetin tohumun kendisinden gelmesi ve ürünün doğal olması” diyor.

Sosyal Medya'da Paylaşın