Tarladan çatala kadar uzanan gıda zincirinin son halkası sofralarımız. Çiftliklerde ve tarlalarda başlayan gıda üretimi çeşitli aşamalardan sonra marketlerde ve pazarlarda tüketicilere ulaşıyor. Lokanta, okul, iş yeri gibi toplu beslenme yerleri yanında gıdayı en çok evlerde tüketiyoruz. Tüm dünyada ev dışında yemek yemeye yönelim hızlı bir artış gösterse bile büyük miktarda gıdayı hala evlerde tüketiyoruz.
Ev dışında yemek yenilen mekanlara yönelik gıda güvenliği kaygılarımızı sıklıkla dile getiriyor ve tartışıyoruz. Bu mekanlarda gıdaların sağlıklı olamayabileceğini düşünüyoruz. Buralarda hazırlanan yemeklerin gıda zehirlenmesine neden olabileceği endişesi taşıyor ve mekan seçerken özenli olmaya çalışıyoruz. Buna karşılık, evlerde hazırlanan yemeklerin sağlıklı olup olmadığı konusuna fazla kafa yormuyoruz. Evlerde hazırlanan yemeklerin hangi hijyenik koşullarda hazırlandığını ve ev hanımlarının hijyen konusundaki bilgilerinin yeterliliğini pek sorgulamıyoruz.
Ev hanımlarına “hijyen nedir” diye sorduğumuz zaman çoğu hijyen
temizliktir diye cevap verecektir. Evet, gerçektende bir çoğumuz
hijyenin sadece temizlik olduğunu düşünüyoruz. Bu algılamada temizlik
kimyasalları üreten firmalarının verdiği reklamların etkisi var. Bu
firmalar ürün reklamlarında hijyen ve temizlik vurgusunu fazla
yapıyorlar. Ama, hijyen sadece temizlik değildir. Hijyen, sağlıklı yaşam
koşulları ve kurallarını içeren geniş anlamlı bir kavramdır. Gıda
hijyeni dediğimiz zamanda sağlıklı yemek üretimine yönelik koşul ve
kuralları ifade ediyoruz.
Ticari yemek yapan kuruluşlarla karşılaştıracak olursak evlerde
hazırlanan yemeklerin daha sağlıklı olabileceğini iddia etmek kolay
değil. Ticari yemek yapan işletmeler, hazır yemek üreten kuruluşlar en
azından yasal bir kontrol ve takip sistemi içinde yer almaktadırlar. Bu
kuruluşlar yetersiz de olsa bir denetim kapsamı içindedirler.
Kuruluşları izne tabidir ve zaman zaman yasal kuruluşlar tarafından
denetlenirler. Yeni gıda yasası çalışan her gıda işcisinin sekiz saatlik
bir hijyen eğitimi almasını zorunlu hale getirmiştir.
Buna karşılık, ev hanımları sağlıklı gıda üretimi konusunda formal bir eğitim almadan hane halkına yemek yapmaktadır. Gıda hijyeni kurallarını iyi bilmeden hazırlanan yemekler daima sağlık riski taşıyacaktır. Ev hanımları okul dönemlerinde aldıkları sınırlı bir hijyen bilgisi ve yaşam standartlarına bağlı olarak aileden edindikleri hijyen alışkanlıkları ile yemek yapmaktadırlar. Ev hanımları gıdanın niçin bozulduğu ve bozulmaması için neler yapılması konusunda bilgi sahibi olmalıdırlar. Ellerin yıkanması, gıdaların soğukta saklanması, et ve tavuğun iyi pişirilmesi, çiğ ve pişmiş gıdanın birbirinden ayrı tutulması, sebze ve meyvelerin iyi yıkanması, mutfak yüzeylerinin iyi temizlenmesi konularını iyi bilmeli ve doğru uygulamaları alışkanlık haline getirmelidirler.
Bu bilgiler günümüzde ev hanımlarına en uygun ve etkin şekilde TV programları ile aktarılabilir. TV kanallarındaki yemek programları pek çok ev hanımı tarafından ilgi ile izleniyor. Bu programların içine yerleştirilen hijyen bilgileri ev hanımlarının ilgisini çekecektir. Hijyenle ilgili bilgiler bu programlarda ilginç ve dikkati çekecek görüntüler ve oyunlar halinde izleyen ev hanımlarına aktarılırsa ev hanımları bu bilgileri daha iyi anlayacak ve algılayabilecektir. Milyonlarca kişiye yemek hazırlayan ev hanımlarının hijyen konusunda daha bilgili hale getirilmesi toplum sağlığı açısından sanılanın ötesinde yararlı sonuçlar getirir.