Gündem Değerlendirmeleri’nde Türk Mutfağı Araştırmacısı Vedat Başaran ile keyifli bir sohbet geçirdik. Türk mutfağından koronavirüs salgınına ve daha birçok konuya değindiğimiz sohbette deneyimli isim FoodinLife’a özel açıklamalarda bulundu.
Unutulmuş Osmanlı lezzetlerini tarihin tozlu sayfalarından çıkararak günümüzle buluşturan Vedat Başaran, koronavirüs salgınıyla ilgili, “Genelde sektör bazlı krizler yaşanıyordu ama şu an tüm sektörleri etkileyen bir dönem içerisindeyiz. Ve bu kriz ilk restoran ve otel sektörünü olmak üzere bütün ev dışı tüketim alanlarını etkiledi. Bunu atlatabilmemiz için herkesin bir araya gelmesi lazım. Bu krizler bizim sektörün en sevmediği krizlerdir. Çünkü çiftçisinden malzemecisine ve şefine herkes etkilenir. Tam olarak kapalı değiliz, paket servisler devam ediyor ancak bu süreç paket servislerle atlatılamaz” dedi.
Sadece restoranların değil turizm sektörünün de oldukça etkilendiğini söyleyen Başaran, bu sene beklenilen turist kaybı sebebiyle yatırım yapılan otellerin büyük zarara geçeceğini ve birçok çalışanın işsiz kalacağını belirterek, “Önlemler alınmazsa ve haziran ayını da kaçırırsak, herhalde birçok operasyonu kaybederiz” açıklamalarında bulundu.
Osmanlı mutfağına ilgisi ve araştırmalarıyla Türk gastronomisine büyük katkı sağlayan Başaran, “Çırağan Sarayı’nda Osmanlı konseptini tam olarak yansıtabilmek için paslanmış Osmanlıcamı geliştirerek kitaplar okumaya başladım. Bu tarifler geçmişten günümüze kolay bir şekilde gelmedi ve kendi mutfağımızın farkında olmayışımız çok üzücü. Türk mutfağını ağır yemek olarak betimleyerek hor gördüler, 300-500 yıllık reçeteleri sulandırılmış domates olarak görmeye başladılar. Sadece halkımızın değil aynı zamanda şeflerimizin de bu konuda bilgilendirilmeye ihtiyacı var” dedi.
Vedat Başaran, öğrencilerin ve şeflerin kendi ülkesini ve ürünlerini tanıması gerektiğini söylerken öğrencilerin akademisyenleri liderliğinde kendi mutfağımız hakkında bilgilendirilmesi gerektiğini de belirterek, akademisyen ve şeflerin de kendilerini geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Eğitimin ve kalitenin her gün artmasıyla kurulan komitelerle Türk mutfağına destek verilmeye başlandığını söyleyen Başaran, artık insanların tekrar Anadolu mutfağına dönerek kendi bölgesel yemekleriyle gurur duymaya başladığını da dile getirdi. Başaran cümlelerine, “İnanıyorum ki Anadolu yemeklerini köşe yerler olarak görmeye başlayacağız. Çünkü insanlar artık duygusu olan yemeklere dönmeye başlayacak. Artık insanlar büyük kafelere değil arka sokakta yer alan mekânlara gidecekler” şeklinde devam etti.