Regnum Otel’in patronu Ali Şafak Öztürk sektörün salgından ciddi bir şekilde etkilendiğini, yıllık gelirlerde yüzde 60-70 düşüş söz konusu olduğunu ve butik otel tarzı işletmeye döndüklerini söyledi.
Pandemi sürecinin en büyük darbeyi vurduğu sektör turizm oldu. Ziyaretçi sayısında ilk iki ülke Rusya ve Almanya’dan ağustosta gelen olumlu haberler sektörü biraz da olsa umutlandırdı. Ancak bir haftadır ortaya çıkan eğilim, Rus turist sayısında artışı gösteriyor. Almanya’dan ise olumlu gelişme yok.
Cumhuriyet Gazetesi’nden Jale Özgentürk’ün köşesine taşıdığı ve Regnum Carya Yönetim Kurulu Başkanı Ali Şafak Öztürk ile gerçekleştirdiği röportajın detayları şöyle:
Turizmde lüks konseptin en önemli otellerinden biri Regnum. Ağırlıklı Rusya’dan turist alıyor. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Şafak Öztürk’le sektördeki gelişmeleri konuştuk. Rusya pazarı için olumlu gelişmelerin sürdüğünü söyleyen Öztürk, Almanya için ise şunları söylüyor: “Almanya vatandaşlarından dönüşte test yaptırmasını istiyor. Pozitif olma durumunda karantinayı Türkiye’de yaşamak istemeyen Alman ziyaretçiler ise gelmemeyi tercih ediyor. Bu yıl Avrupa’dan gelecek turist için kayıp bir yıl olacak.”
Sektörün salgında ciddi bir şekilde kötü etkilendiğini söyleyen Öztürk, “Yıllık gelirlerin yüzde 60-70’i civarında bir düşüş söz konusu” diyor.
Grup olarak bu düşüşe karşı neler yaptıklarını da şöyle anlatıyor: “Büyük ölçekte 553 odalı bir tesis olmamıza rağmen butik otel işletme tarzına dönüyor ve personel sayımızı ve işleyişimizi bu tarza göre uyarlayabiliyoruz. Giderleri azalttığımız için temmuz ayı itibarıyla para kazanır hale geldik. Ancak bu telafiden ziyade durumların olumlu gitmesi bizleri ancak motive edecektir.”
“Sektörü korumak için ekonomik olarak alınan önlemler bu krizi atlatmaya yeter mi?” sorusuna ise Öztürk, şu yanıtı veriyor: “Sektörde kayıplar çok fazla olduğu için yapılan veya yapılacak olan destekler krizi atlatmak için yeterli olmayacaktır. Ancak yapılacak desteklerin seviyesi kayıpları ve bu sürecin atlatılış biçimini de etkileyeceği için maksimum seviyede olması krizin daha hafif atlatılmasında büyük rol oynayacaktır.
Güvenli ülke imajı kolay değil
Türkiye’de turizmin açılması için otellerin sertifika sürecinin olumlu bir ortam oluşturduğunu ekleyen Öztürk, “Türkiye güvenli ülke imajını oluşturabiliyor mu” sorusuna ise şöyle yanıt veriyor: “Oluşturmuyor. Çünkü bunu yapabilmek o kadar kolay değil. Özellikle Antalya bölgesi ciddi sayılarda turist ile beslenen bir bölge. Yani bölgenin iyi kazanabilmesi için milyonlarca turistin gelmesi gerekiyor. Biz Yunanistan’ın Mykonos’u veya İtaya’nın San Torino’su gibi az sayıda ancak üst seviyede gelir düzeyi olan kişilerle yetinebilecek küçük bir bölge değiliz. Güvenli bir destinasyon imajını oluşturabilmemiz için gelecek kişi sayısından feragat etmemiz gerekecektir. Bu da beraberinde ekonomik bir külfeti getirecektir.
Dünyanın en prestijli gastronomi rehberlerinden Gault & Millau, 2025 Türkiye Rehberi'ni açıklamak için geri sayımı başlatırken, ödüller öncesi unutulmaz bir etkinlik Mikla Restaurant’ta gerçekleşti....