Koronavirüs yeme-içme sektörünün tüm kanallarında öngörülemez boyutta çatlaklar oluşturdu. Biz de sektörün profesyonel isimlerinden gündeme dair son gelişmeleri almaya devam ediyoruz. Metro Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Boris Minialai FoodinLife’a yaptığı açıklamalarda, “Geniş çaplı etkileri olan bir küresel duruma tanıklık ediyoruz” dedi.
Koronavirüs sürecinde en önemli adımın her krizde olduğu gibi önceden planlar yaparak duruma hazırlıklı olmak gerektiğini ifade eden Boris Minialai, “Elbette böyle bir durumu hepimiz ilk kez yaşıyoruz. Ancak hızlıca önlem almanın ve hazırlıklı olmanın, böyle bir salgının etkisini oldukça azalttığını dünyanın her yerinde gözlemliyoruz. Bireysel olarak Bilim Kurulu’nun aldığı kararları ve Sağlık Bakanlığı’nın önerilerini yakından takip ediyor ve uyguluyorum” diyor.
“Hijyen ve dezenfekte konularında var olan uygulamalarımızı artırdık”
Metro Türkiye olarak, 34 ülkede faaliyet gösteren bir iş ağına sahip olmanın sağladığı avantajla, koronavirüs salgınının dünya genelinde artmaya başladığı dönem itibarıyla diğer ülkelerde alınan tedbirleri ve önlemleri yakından takip ettiklerinin altını çizen Minialai, bu sebeple Türkiye’de ilk koronavirüs vakası açıklanmadan çok önce tüm çalışmaları planladıklarını, atılacak adımları belirlediklerini de sözlerine ekliyor. “Tedarikçilerimizle kurduğumuz iletişimleri bu dönemde de sürdürerek stok yönetimi ve tedarik süreçleri ile ilgili adımlarımızı eksiksiz bir şekilde attık” diyen başarılı yönetici sözlerini şöyle sürdürüyor: “Hijyen ve dezenfekte konularında var olan uygulamalarımızı artırarak ve sıkı bir şekilde takibini yaparak gerekli önlemleri aldık. Bu doğrultuda sürekli olarak çalışmalarımızı sürdürüyor ve müşterilerimiz için sağlıklı alışverişin adresi olmaya devam ediyoruz. Öte yandan toptancı market olarak, en önemli iş ortaklarımız arasında yer alan HORECA müşterilerimizin içinde bulunduğu sektör, koronavirüs sebebiyle en çok etkilenen sektör oldu. HORECA müşterilerimizin işlerine destek olmak için sorunlarını dinliyor; bunları ilgili bakanlıklarla temasa geçerek ve dernekler aracılığıyla aktarıyoruz. Biz aynı zamanda kayda değer bir son tüketici kitlesinin taleplerine yönelik de hizmet veriyoruz. Onlara, ihtiyaçlarını karşılamak üzere güvenli ürünler sunuyoruz. Bakkallara teslimat vermek üzere gerekli adımları da atmaya başladık.”
“Sosyal mesafe uygulamasını ilk hayata geçiren kurumlardan biriyiz”
Boris Minialai, çalışanların ve müşterilerin sağlığı ve güvenliğinin en önemli öncelikleri olduğunu söylüyor. İçişleri Bakanlığı’nın genelgesinden önce çalışanların sağlığını ve iş yükünü düşünerek Türkiye’deki mağazalarının çalışma saatlerinde hâlihazırda bir düzenleme yaptıklarını ifade ederek, bu düzenlemedeki en önemli amaçlarının, yüksek talebe karşı gerekli hijyen önlemlerini alabilmek ve rafları hazır hale getirebilmek için çalışanlara ek bir zamanlama yaratmak olduğunu belirtiyor. Bu doğrultuda mağaza açılış kapanış saatlerini de güncellediklerini sözlerine ekleyen Minialai, “Ancak hafta içi artan yoğunluğa karşı müşterilerimize daha kaliteli bir hizmet sunmak için mağaza açılış kapanış saatlerimizi yeniden güncelledik. İstanbul, Ordu, Trabzon, Kuşadası ve Ayvalık mağazaları dışındaki tüm mağazalarımız 09.00-21.00, İstanbul’daki mağazalarımız 09.00-20.00 Kuşadası ve Ayvalık mağazalarımız 10.00-20.00, Ordu ve Trabzon mağazalarımız ise 09.00-18.15 saatleri arasında tüm müşterilerimize hizmet vermeye devam edecek. Büyük önem verdiğimiz sosyal mesafe uygulamamızdan da bahsetmek istiyorum. Sosyal mesafe uygulamasını ilk hayata geçiren kurumlardan biri olarak, gerek müşterilerimizin gerekse çalışanlarımızın sağlığı konusundaki hassasiyetimizi göstermiştik. Bu kapsamda, müşterilerimize mağaza girişlerinde onların bu konudaki farkındalığını artırmak amacıyla sosyal mesafenin önemini anlatan broşürler veriyoruz. Kasalarda ve reyonlarda da işaretlendirmeler yaparak, müşterilerimiz arasındaki mesafeyi korumayı amaçladık. Ayrıca her 3 dakikada 1 kez yaptığımız anonslarla da sosyal mesafe konusunda müşterilerimizi uyarıyoruz, onları da bu konuda daha fazla bilinçlendirmeye özen gösteriyoruz. Toptancı bir market olmamız aynı zamanda sosyal mesafenin korunabilmesi için de önemli bir avantaj sunuyor. Mağazalarımız büyük metrekarelere sahip olduğu için 500 ila 1.000 kişinin aynı anda güvenilir bir şekilde alışveriş deneyimi sunabiliyoruz. Tüm bu çalışmalarımıza ek olarak mağazalarımızdaki kasalarda ve müşteri ilişkileri bankolarında koruyucu pleksi cam uygulamasına geçtik. Ayrıca pleksi cam uygulaması yapılamayan özel kasalardaki çalışanlarımız da siperlikli maskeler kullanmaya başladılar. Buradaki amacımız; hem çalışanlarımızın hem de müşterilerimizin sağlığını korumak. Mağaza içi hijyen önlemler kapsamında ise ürünlerin sergilendiği tüm alanları, alışveriş arabalarını, kasaları, kasa bantlarını ve pos makinelerini günde 6 kez, merdiven kolları ve lavaboları 3 saatte bir kez temizliyor, dezenfekte ediyoruz. Ayrıca müşterilerimizin sağlıklı bir şekilde alışveriş yapabilmesi için mağazaların girişinde ve çıkışında kolaylıkla ulaşabilecekleri noktalara el dezenfektanları yerleştirdik” açıklamalarında bulunuyor.
“HORECA’ya destek vermek için büyük oyunculara önemli görevler düşüyor”
Metro Toptancı Market, kurumsal sosyal sorumluluk projelerini her daim önemseyen ve bu konuda önemli çalışmalar gerçekleştiren bir marka olarak koronavirüs sürecinde de bu konuya oldukça hassas yaklaşıyor. Bu bilinçle Metro Türkiye olarak Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’nın (KAÇUV) koruyucu maske ihtiyacını karşılamak için 3.000 adet maske bağışlayarak vakfın bir aylık maske ihtiyacını karşılamış oluyor. “Bundan sonra da aynı hassasiyetle sosyal sorumluluk çalışmalarımızı yönetmeye devam edeceğiz” diyen başarılı isim sözlerini şöyle sürdürüyor: “Hepimizin bildiği gibi kriz başladığı günden bu yana HORECA zor zamanlardan geçiyor. Sizlerin de bildiği üzere büyük ölçüde etkilendi. Birincil olarak en çok etkilenen binlerce sektör emekçisi büyük bir mücadele içerisinde. Bu dönemde HORECA’ya destek vermek ve onların yanında olmak çok kıymetli, bunun için büyük oyunculara önemli görevler düşüyor. Metro Türkiye olarak HORECA sektörü için bizim de sorumluluklarımız var onları desteklemek üzere önemli bir proje üzerinde çalışıyoruz. Birbirimizi destekleyerek bu dönemi birlikte atlatacağız.”
“Amacımız; müşterilerimize tüm ürün gruplarını hızlı bir şekilde ulaştırmak”
Metro Toptancı Market, birlikte çalıştığı tedarikçileri ile özellikle hijyen, temel gıda ve temizlik ürünlerinde 5 kat artan talebi karşılayabilmek için hem tedarik hem de üretim süreçlerinde müthiş bir çabayla operasyonlarını yönetiyor. Tedarikçilerin özverili çalışmaları sonucunda kendilerinin de mağazalarında sunmuş oldukları hizmeti kesintiye uğramadan sürdürebilmeyi başardıklarını söyleyen Boris Minialai, “Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu zor dönemde birlikte ne kadar güçlü olduğumuza bir kez daha şahit olduk. Sizin nezdinizde tüm çabaları için tedarikçilerimize bir kez daha teşekkürlerimizi sunmak isteriz. Tedarik ve stok konusundan müşterilerimizi bir problem yaşatmamak için merkez depolarımızda 7/24 operasyonlarımız devam ediyor. Artan kapasite sonrasında depo sayımızı artırdık. Bu noktada tüm Metro Türkiye çalışanlarının özverili çalışması, stok ve tedarik planlamalarımızın kusursuz şekilde işlemesini sağladı. Diğer taraftan tedarikçilerimizin yoğunluğu ya da iş süreçleriyle ilgili oluşabilecek herhangi bir aksaklık durumunda biz Metro Türkiye olarak ürünlerin sevkiyatlarını kendi filomuz ile gerçekleştiriyoruz. Amacımız; müşterilerimizin ihtiyaç duydukları tüm ürün gruplarına en hızlı ve kaliteli şekilde ulaşmasını sağlamak” ifadelerini kullanıyor.
“Bir köprü görevi üstleniyoruz”
Metro Türkiye, HORECA sektöründeki gelişmeleri de yakından takip ediyor. Marka, bu zorlu dönemde HORECA müşterilerinin de yanında yer alarak gerek fiyat politikası ile onları destekliyor; gerek ihtiyaçlarını ve ekonomik açıdan karşılaştıkları zorlukları dinleyerek gerekli mercilerle paylaşıyor. “Özellikle kendi işini yapan işletmeler ile sivil toplum kuruluşları ve Bakanlık arasında bir köprü görevi üstleniyoruz” diyen Minialai, sözlerine şöyle devam ediyor: “Onlara destek olabilecek çözüm yolları üzerinde çalışıyoruz. Diğer taraftan Kovid-19’a karşı önlem amacıyla faaliyette olduğumuz tüm ülkelerde aldığımız acil durum önlemlerinden yola çıkarak, iş ortaklarımızın krizin etkilerini yönetmelerine yardımcı olacak bir acil durum planı kitapçığı hazırladık. Hazırladığımız bu acil durum planı kitapçığında, hijyen uygulamalarından, stok yönetimine, çalışma saati düzenlemesinden ve bütçe yönetimine kadar çeşitli konu başlıklarında mevcut riskleri ve olası senaryoları önceliklendirdik. Bu olağanüstü durumun üstesinden gelmelerine yardımcı olacak stratejileri kapsayan bir yol haritası oluşturduk. Öte yandan yine Metro Türkiye olarak, ilk günden itibaren artan talep sebebiyle oluşan fiyat spekülasyonlarına karşı durduk. Tüketicilerimizi korumak için her türlü fiyat spekülasyonuna karşı adımlar attık. Bu çerçevede, 13 Mart itibarıyla 1 ay boyunca pirinç ve bakliyat ürünlerimizde fiyat artırmayacağımızı duyurduk. Fiyat spekülasyonlarına karşı Türkiye’de ilk vaka görülmeden önce başlattığımız mücadeleyi titizlikle, taviz vermeden yürütüyoruz. Bu süreçte somut adımlar attık, attığımız adımlar ile ilgili kamuoyunu sıklıkla bilgilendirdik. Tüm müşterilerimizin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için özellikle belirli ürünlerde kişi başı adet sınırlaması getirdik. Hızlı bir şekilde 100.000 maske tedarik ederek bu maskeleri alış fiyatından satışa sunduk.”
“HORECA sektörünü merkeze koyduğumuz dijital çözümler üzerinde çalışıyoruz”
Bundan sonraki süreç için değerlendirmelerde bulunan Boris Minialai sözlerini şöyle tamamlıyor: “Sektörümüzdeki küçük veya büyük ölçekli tüm işletmelerin hijyen ve güvenlik önlemlerine yönelik duyarlılıklarını artıracaklarını düşünüyorum. Özellikle bu yılın sonuna dek restoranlar oturma kapasitelerini sosyal mesafe kurallarına göre düzenleyebilirler. HORECA sektöründe alışık olduğumuz misafir ağırlama anlayışında önemli değişiklikler yapılacak. Misafirlerin servis personeli ile daha az temas kurmak istemelerine bağlı olarak misafir ağırlama konusunda daha farklı ve yenilikçi yöntemler geliştirilecek. Misafirler menülerde sağlıklı ürünlerin yer almasına ve dengeli beslenmenin gözetilmesine her zamankinden daha fazla önem vermeye başlayacaklar. Ayrıca, profesyonel mutfaklarda gıda güvenliğini sağlamaya yönelik önlemleri daha sıkı bir şekilde alabilmek için bölümler arası ayrım ve sınırlar daha açık bir şekilde belirlenecektir. Öte yandan müşterilerin çoğu dijital araçlar ile işlerine ivme kazandırmaya başladı. İnternette restoranların, bu restoranların menülerinin ve diğer hizmetlerinin araştırılması günlük yaşamın bir parçası haline geldi. HORECA oyuncularının internette görünür olmaları bu sebepten dolayı son derece önemli. İnternette görünür olmak daha fazla müşteriye ulaşmaları dolayısıyla işlerini büyütmeleri anlamına geliyor. Dijital çözümler sadece müşterilerin hayatını kolaylaştırmıyor, aynı zamanda HORECA oyuncularının verimliliğini artırmaya da yardımcı oluyor. Masaları otomatik bir şekilde müşteriler için ayırabilen ve akıllı masa yönetimi için fırsat sağlayan online rezervasyonlar gibi dijital çözümleri kullanmaya başlamak HORECA’nın diğer işlerine daha fazla zaman ayırabilmesini de sağlıyor. Buna ek olarak, bu zorlu günlerin ardından, HORECA oyuncuları daha fazla verimlilik ve üretkenlik arayacak. Bu yeni dijital çağda, dijital menü kitleri, iş zekası programları, danışmanlık gibi dijital çözümlerin uygulanması artabilir. Metro olarak HORECA müşterilerimizin verimliliklerini desteklemek ve işlerine odaklanmalarını sağlamak için HORECA sektörünü merkeze koyduğumuz dijital çözümler üzerinde çalışıyoruz.”