Tüketicilere “Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen” diyerek ürüne, üreticisine ve ülke ekonomisine fayda sağlayan “Tabağında ne var?” hareketiyle 100 binden fazla üreticiye dokunan Metro Türkiye, bu hareket kapsamında gastronomi dünyasının önde gelen isimlerini İzmir’in Urla ve Karabağlar ilçelerindeki yerel üreticiler ve kadın kooperatifleriyle bir araya getirdi. Gıda güvenliği için üreticileri hasatta ziyaret edip ürünlerin tarladan sofraya uzanan yolculuğunu takip etmek amacıyla gerçekleştirilen ziyaretlerde, Urla Kadın Kooperatifi ve Kavacık Kadın Kooperatifi’nin yetiştirdiği yerel ve coğrafi işaret tescilli ürünlere dikkat çekildi.
30 yıldır Türk mutfağının değerlerini korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla öncü projeler hayata geçiren Metro Türkiye, yerel üretici ve kooperatiflere desteğini artırırken gıda güvenliği ve izlenebilirlik çalışmalarını da bir adım öteye taşıyor. Metro Türkiye’nin tüketicilere “Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen” diyerek başlattığı “Tabağında ne var?” hareketi kapsamında gastronomi dünyasının önde gelen isimleri, İzmir Urla ve Karabağlar’daki yerel üretici ve kooperatiflerle bir araya geldi. Gıda güvenliği için üreticileri, hasatta ziyaret edip ürünlerin tarladan sofraya uzanan yolculuğunu takip etmek amacıyla gerçekleştirilen ziyaretlerde sürdürülebilir ve izlenebilir gıdanın üretimi yerinde görüldü. Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng’ün ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte, Urla Kadın Kooperatifi ve Karabağlar İlçesi’ndeki Kavacık Kadın Kooperatifi’nin yanı sıra yerli ürünleri tüketicilerle buluşturan restoranlar ve şefler de ziyaret edildi. Ziyaret boyunca Metro Türkiye’nin yüzde 100 izlenebilir ürünlerinden olan, Coğrafi İşaret tescilli ürün sertifikasına sahip Bornova Kınalı Bamyası ile Kavacık Üzümünün hasadı yerinde izlenirken, Türk mutfağında bu ürünlerin kullanımını teşvik etmek amacıyla hazırlanan yerel yemekler de tadıldı.
Kooperatiflerin gelişimine destek olmak, ürünlerini tanıtmak ve bu alanda bir farkındalık oluşturmak amacıyla kooperatiflere yönelik birçok önemli çalışma yapan Metro Türkiye’nin tedarikçilerinin yüzde 99’u yerel tedarikçilerden oluşuyor. Yerel tohumla üretilen ürünlere yüzde 100 alım garantisi veren Metro Türkiye mağazalarında satılan meyve sebzenin yüzde 98’i ise Türkiye’de üretiliyor.
“Ürüne, üreticisine ve ülke ekonomisine fayda sağlayan bir model oluşturuyoruz”
“Tabağında ne var?” hareketiyle kooperatif ve tedarikçilerine bağlı 105 bin üreticiyi dolaylı olarak etkileyerek yerel üretimi ve üreticiyi desteklemekten mutluluk duyduklarını söyleyen Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng, “Türk mutfağının devamlılığı için ürünün sürdürülebilir şartlarda yetiştirilmesi de gerekiyor. Bu nedenle yerel üreticilerin desteklenmesi, yeni üretim tekniklerine yönlendirilmesi ve bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Biz de teknoloji kullanımından ambalaja, soğuk zincir koruma sistemi uygulamasından üretime, birçok alanda çiftçilerimize destek oluyoruz. Kırsal kalkınma ve yerel ürünlerin ana kaldıracı olarak gördüğümüz kooperatifleri öne çıkarma çabalarımız sürüyor. 800’ün üzerinde üretici, üretici örgütü ve kooperatif ile iş birliği içindeyiz. 5 bini aşan tedarikçimizin yüzde 99’unu yerel tedarikçilerin oluşturması da bu konuya verdiğimiz önemin bir göstergesi. Kadın girişimciler ve üreticiler ile çalışmayı da oldukça önemsiyoruz. Bu amaçla kadın kooperatifleri ve kadın üreticilerle iş birlikleri yapıyoruz. Coğrafi işaretli ürünlerin tescil edilmesinden ihracatına ve restoran menülerine dâhil edilmesine kadar tüm süreçlere verdiğimiz destekle ürüne, üreticisine ve ülke ekonomisine fayda sağlayan bir model oluşturuyoruz.” diye konuştu.
Türk mutfağına sahip çıkmak için sürdürülebilir ve izlenebilir üretime tam destek
Pandemi ile birlikte yerli üreticinin öneminin daha iyi anlaşıldığını söyleyen Türüng, şöyle devam etti: “Bu süreçte tüketicilerin gıda güvenliğine dair farkındalığı da arttı. Hayata geçirdiğimiz ‘Tabağında ne var?’ hareketimizle sürdürülebilir üretimi desteklerken tüketicilere ette, balıkta, balda ve meyve – sebzede sadece izlenebilirlik çözümleri sunmakla kalmıyor, gıdaların hasattan tabağa olan yolculuğu konusunda bilinçlendirmeye de önem gösteriyoruz. Bu yöndeki çalışmalarımızı tüm işlerimizde olduğu gibi bütüncül bir şekilde yürütüyor, sadece son tüketici ve üreticilerle de sınırlı tutmuyor, profesyonel mutfaklara da taşıyoruz. Türkiye’nin mutfak kültürüne ve değerlerine sahip çıkmak üzere son tüketiciler ve üreticiler tarafında çalışmalar yaparken gastronomiye gönül veren bir marka olarak yerel ürünler konusunda şeflerimizin gelişimini de bu nedenle desteklemeye devam edeceğiz.”
“Metro Türkiye sayesinde üretim kapasitemiz arttı”
Yerel üreticilerden Kavacık Kadın Kooperatifi Başkanı Nurten Özkanise “Kavacık Kadın Kooperatifini 7 kadın üreticiyle birlikte kurduk. Kavacık Üzümü yetiştiriyor ve Metro Türkiye ile bu ürünlerimizi raflarda tüketicilerle buluşturmak için iş birliği yapıyoruz. İş birliğimiz sadece ürünlerin raflarda sunulması ile de sınırlı değil. Metro Türkiye, bu ürünlerimizin Metro’nun kalite standartlarını yakalayabilmesi için bizlere destek olurken aynı zamanda ambalajlama, etiketleme, paketleme gibi noktalarda da gerekli standartları karşılayabilmemiz için bizlere rehberlik yapıyor. Bu iş birliğimiz neticesinde artırdığımız üretim kapasitemiz ve gelen olumlu geri dönüşler bize daha çok şevk ve çalışma hevesi veriyor.” dedi.
Urla’da yerel lezzetleri mutfağına konuk eden OD Urla restoranın şefi Osman Sezenerde“Urla’nın gastronomi zenginliği saymakla bitmez. Sadece kendi tarlamızla da sınırlı kalmıyor, menümüzde bu bölgede yetişen coğrafi işaretli ve yerel ürünleri de kullanıyoruz. Metro Türkiye’nin destekleriyle Urla’daki kadın kooperatiflerinin yetiştirdiği Ödemiş Patatesi, Kavacık Üzümü, Bornova Kınalı Bamya gibi değerli ürünlere menülerimizde yer vererek bu ürünlerin tüketiciler nezdinde bilinirliğini artırmak çok önemli. Böylece yerel üreticilerimizi de desteklemiş oluyoruz.” diye konuştu.
Hiç Lokanta Girişimcisi Duygu Özerson Elekdar ise “Hiç Lokanta mutfağımızda; yerelin ve taze malzemenin yalınlıkla tabağa yansıdığı, toprağa değer katan üreticilerin görünür kılındığı, sıfır atık tabaklar yaratıyoruz. Bu bölgedeki bereketli topraklardan hasat edilen yerel ürünler sofralarımıza ayrı bir değer katıyor. Gıda israfı ile mücadelede önemli çalışmalara imza atan Metro Türkiye’nin bu buluşmada işletmemizi tercih etmesinden büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi.
Kooperatiflerin ürünlerini izlenebilir kılıyor
“Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen!” mottosuyla tüketicilere tabaklarında ne olduğunu öğrenebilecekleri izlenebilirlik çözümleri sunan Metro Türkiye, bu sistem sayesinde kooperatifleri de tüketici nezdinde görünür kılıyor. Proje kapsamında kurduğu bu sistemle iş birliği yaptığı kooperatif ve tedarikçilerine bağlı 105 bin üreticiyi dolaylı olarak etkileyerek yerel üretimi destekliyor. Uygulama kapsamında, Urla bölgesindeki arazilerin de içinde olduğu binlerce dönüm arazide yetişen ve Metro Türkiye’de satılan meyve sebze ürünlerini izlenebilir kılıyor. Metro Türkiye bu proje kapsamında Urla’daki kooperatifler de dâhil 30’u aşkın kooperatifle iş birliği yapıyor. Bu iş birliği sonucunda tüketiciler yaklaşık 8.500 meyve – sebze ürününün bilgilerini 15 farklı kriterde 360 derece şeffaflıkla, QR kod aracılığıyla öğrenebiliyor. Bu bilgiler içerisinde organik ise organik ürün sertifikası, ürünün üretildiği tarla ve tesislerdeki etik ve sosyal uygunluk sonuçları, eğer ürün Coğrafi İşaretli tescilli veya aday ürün ise ilgili bilgi, Türk Patent Enstitüsü ve marka kurumu web adresi ve kooperatif ürünü ise kooperatife dair bilgiler de aktarılıyor. Her alanda olduğu gibi yerel üretim ve kooperatifleşme konusunda da eğitimin önemine inanan Metro Türkiye, bu amaçla üreticilerin ürünlerinden nasıl daha çok verim alabilecekleri, ürünlerini nasıl daha doğal yetiştirilecekleri, tohumları nasıl saklayabilecekleri gibi birçok konuda uzmanlardan eğitim ya da yönlendirme almalarını da sağlıyor.