2003’te 5 küçük masa ile bir lokanta olarak hizmet veren mekân, bugün Ataşehir’de 22 sandalyeli ve gastronomi profesyonelleri tarafından parmakla gösterilen adeta bir göz nuru. Mutfakta ise aynı heyecanla hep daha iyinin peşinde olan bir isim: İbrahim Tuna.
İyi şeyler yapma isteğinden doğuyor Fauna’nın hikâyesi. Bir İtalyan olarak tanımlansa da İbrahim Tuna bu tanımı kabul etmiyor. “Bir mahalle lokantasıyız biz” diyor. İlk günden bu yana hep yaparak öğrendiğini, yaparken düşündüğünü ve bu şekilde yol aldığını vurguluyor. Bugün hâlâ ocağın başında olan başarılı isim, “Belli bir noktaya geldim. Umarım daha da iyi olur” diyor.
“Hangi çeşit un kullanırsanız kullanın en iyi makarna irmikten yapılandır”
Fauna dediğimizde hiç kuşkusuz hemen hemen herkesin aklına o muhteşem sos ve malzemeleriyle el yapımı makarnalar gelir. İşin sırrı ise makarnaların ustanın elinden sadece organik yumurta ve irmik ile çıkması. Un kullanmadığına değinen Tuna, taze makarnanın dahi irmikten yapılması gerektiği düşüncesinde. “Hangi çeşit un kullanırsanız kullanın en iyi makarna irmikten yapılandır. Ustalık da bu sonucu değiştirmez” diyor.
“Bir şeyi istemeli ve o işi disiplin içerisinde yürütmelisiniz”
İbrahim Tuna, mutfakta her zaman sevdiği lezzetlere yorumunu katıyor. Disiplin ise kendisi için toleransı olmayan bir konu. Mutfakta ilham diye bir şeyin söz konusu olmadığını savunan başarılı girişimci, “Bir şeyi istemeli ve o işi disiplin içerisinde yürütmelisiniz. Mutfakta disiplin benim için her şeyin ötesinde, bu konuda toleransı olan biri değilim. Dolayısıyla disiplin mutfakta atlanacak bir şey değil” ifadelerini kullanıyor.
Fauna’nın lezzetleri
Lezzetlerine gelecek olursak şu an Fauna’da enginar çorbası mutlaka tadılmalı. İncik ise mekânın adeta mevsimsiz tabağı olarak her zaman deneyebileceğiniz bir tat. Mevsime göre değişen salatalarda ise burrata tabağı ve roka salatası o muhteşem haz öncesi kendine uzun uzun baktırıyor. Makarnalar… Anlatmakla anlaşılmayacak olan, her biri bir imza lezzet niteliğinde mutlaka denenmesi gereken bir baş yapıt. Beyaz peynir ve maynadozlusundan porçini mantarlısına, beyaz peynirli cevizlisinden fesleğen pestolusuna ve karayaka kuzu inciklisine varana kadar adeta bir lezzet resitali diyebiliriz.
“Biz işimizi iyi bir şekilde yapmaya çalışıyoruz”
Fauna’nın lezzetleri, birçok gastronomi profesyonelince bir imza niteliğinde olsa da, “Bu düzeyde bir restoranın imza yemeği olmaz” diyor İbrahim Tuna ve sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Biz işimizi iyi bir şekilde yapmaya çalışıyoruz.
Fauna bir ara sokakta ve bu çevredeki insanlar için kurulmuş bir yemekhane. İbrahim Tuna’nın yemek yaptığı ve başladığı günden bu yana hep daha iyiye giden ve bunu sürdüren bir yer.”