Uluslararası
alanda başarı elde ettikten sonra, mutfağın dışına çıkarak restoran
işletmeciliğine yönelen şeflerin sayısı hiç de az değil. Ancak dünya
gastronomi sahnesinde öyle isimler var ki, yalnızca bu girişimlerinde
başarıya ulaşmamış, adeta yatırımları ile birer restoran imparatorluğu
kurmayı başarmışlar. Gastronomi sektöründeki kurumsallaşma neticesinde
artan restoran grupları, farklı kültürlerin mutfaklarını, çeşitli
konseptleri bir şehrin birçok noktasına veya dünyanın dört bir yanındaki
farklı şehirlere taşıyorlar. Kurumsal restoran grupları ayrıca,
yetenekli şeflere, deneysel ve yenilikçi olabilecekleri de bir platform
yaratıyor. Restoranlara global bir marka değeri katan bu büyüme sistemi
pek çok girişimci şefin yöneldiği bir alan olsa da farklı yemek
kültürlerinin bir potası diyebileceğimiz ABD, bu alanda bir adım önde.
The Dinex Group
1993’te
New York’ta açtığı ‘DANIEL’ adlı restoran sonrası gastronomi dünyasında
küresel bir üne kavuşan Fransız şef Daniel Boululd, The Dinex Group
şirketi çatısında o günden beri Singapur’dan Londra’ya 14 farklı
destinasyonda mekân sahibi oldu. The Dinex Group restoranları geneliyle,
üst düzey çağdaş Fransız Mutfağı odaklı bir yiyecek grubu olsa da
çatıları altında Akdeniz ve Amerikan mutfaklarının (Boulud Sud ve DBGB
Kitchen & Bar) en özel adreslerinden bazıları bulunuyor.
Jean-Georges Vongerichten
Dünya
çapında 38 restorana sahip Fransa doğumlu şef Jean-Georges,
restoranlarının her yönüyle (konsept, menü, mimari tasarım, personel
seçimi ve eğitimler) titizlikle ilgileniyor. Seyahatlerinden ilham
alarak sürekli olarak yeni konseptler geliştiren Jean-Georges, hem
zamana hakim hem de kalıcı restoranlar yaratmasıyla öne çıkıyor. Sürekli
olarak yeni konseptler geliştiren usta şef ve restoratör, gittiği
ülkelerde küresel mutfak atmosferini belirleyen önemli otoritelerden
biri olarak tanınıyor.
Make It Nice
Daniel
Humm ve Will Guidara’nın başarı dolu serüvenlerinin bir ürünü olarak
doğan şirket, Daniel Humm’un Amerika’ya ilk geldiğinde duyduğu ve yeni
öğrendiği İngilizcesi ile çalışanlarına sürekli tekrarladığı bir
ifadeden alıyor adını; Make It Nice! Zamanla çok daha fazlası haline
gelen şirket, bugün bünyesinde Eleven Madison Park, NoMad, The NoMad
Bar, Made Nice, EMP Winter House (Mevsimsel Pop-up’ları) barındıran
küresel bir yapı haline geldi. Ayrıca Daniel ile Will’in birlikte
yazdığı 4 adet de yemek kitabı bulunuyor. Amiral gemileri Eleven Madison
Park’ta olduğu gibi tüm işletmelerde yönetim ikisinin yüzde 50
ortaklığı ile ilerliyor. İşine tutku ile bağlı iki ortağın, en iyisini
yapma dürtüsüyle çıktıkları yolda Make It Nice, misafirperverlik yaşatma
adına en iyi tecrübeyi sunmaya çalışan bir restoran grubu.
Thomas Keller Restaurant Group
Per
Se ve The French Laundry ile tanıdığımız şef Thomas Keller, yıllardır
Amerikan fine-dining sahnesinin en değerli isimlerinden birisi. Şirketi
Thomas Keller Restaurant Group ise ABD çapında birçok zincir restoranın
sahibi ve işletmecisi. ABD’nin California eyaletinde yer alan ve New
York’tan Las Vegas’a ülke çapında restoran ve pastaneye sahip olan
şirket ayrıca, online temelli olarak bahçe malzemeleri, hediyelik eşya,
derleme eserler ve gastronomi yayınları satıyor.
ThinkFoodGroup
James
Beard Foundation tarafından “En Etkili 100 Kişi” listesinde yer verilen
ve “Olağanüstü Şef” ödülüne sahip José Andres, uluslararası şöhrete
sahip bir yazar, eğitimci ve tv kişiliği olmasının yanı sıra dünya
üzerinde aynı anda 2 Michelin yıldızı ve 4 Bib Gourmand Ödülü’ne sahip
olan tek şef. Avant-garde mutfağın en iyi temsilcilerinden olan İspanyol
şef, aynı zamanda da ThinkFoodGroup’un sahibi ve şefi. Andres’in ilginç
projelerinden olan ABD ve Meksika’yı dolaşan bir yiyecek kamyonu, 26
adet ödüllü restoran ve SLS Hotels F&B danışmanlığı
ThinkFoodGroup’un hizmetleri arasında. 1993’ten bu yana, TFG
restoranları her bir konseptin otantik kökenini yansıtıyor ve José
Andres’in yemek yoluyla bir kültürün hikâyelerini anlatma tutkusuna
aracılık ediyor.
Gordon Ramsay Restaurants
Gordon
Ramsay, en fazla Michelin yıldızına sahip olan şefler sıralamasında 16
yıldız ile Robuchon ve Ducasse’ın arkasında 3. sırada yer alan ve
İngiltere Kraliçesi’nden OBE Nişanı ile şövalyelik almış, küresel bir
süper star. Londra merkezli restoran grubu Gordon Ramsay Restaurants ise
bünyesinde 700’den fazla sayıda personel bulunduran küresel bir
imparatorluk. Şirket şu anda dünya çapında 35 restoranı ve uluslararası
prestije sahip bir televizyon şefi haline gelen Gordon Ramsay markasının
Kitchen Nightmares, Hell’s Kitchen, Hotel Hell and MasterChef US gibi
programlarının çalışmalarını yürüten Studio Ramsay firmasını himayesinde
bulunduruyor.
Nobu Restaurants
Japon
mutfağına yaptığı inovatif dokunuşlarla Nobu, dünyanın en tanınmış ve
saygın zincirlerinden biri konumunda bulunuyor. Nobu imparatorluğu ise
bundan tam 25 yıl önce, ABD’li ünlü aktör Robert De Niro ve Japon
mutfağını yeniden keşfeden şef Nobu Matsuhisa’nın ortaklık kurması ile
başlamış. Şef Nobu’nun Beverly Hills’de açtığı küçük restorana gelip
yemeklerin tadına bakan De Niro, şefi New York’ta bir restoran açmaya
davet eder. Şef Nobu’nun bu teklifi kabul etmesi ise tam 4 yıl sürer. O
günden itibaren dünyayı saran 38 farklı lokasyondaki restoran ile
Nobu’nun elde ettiği marka itibarı, gruba uluslararası bir restoran ve
otel imparatorluğu kazandırdı.