Mövenpick Hotel İstanbul Bosphorus bünyesinde hizmet veren Da Vittorio Ristorante Italiano’nun şefi Vittorio Sindoni, restoranın öyküsünü ve imza lezzetlerini anlatıyor.
Şef Vittorio Sindoni, ailesiyle 1973 yılında göç ettikleri New York’ta, okul zamanlarında restoranlarda çalışarak başlıyor kariyerine. Takvimler 1986’yı gösterdiğinde, Manhattan’da kardeşiyle ilk restoranını açıyor. İstanbul’la ilk randevusu 1996 yılında PaperMoon’un genel müdürü olarak çalışmak üzere davet edildiğinde başlıyor ve 2009’da Şişhane’de Da Vittorio restoranını açıyor. 2017’de Bursa’da, 2021’de İstanbul’da Mövenpick Hotel bünyesinde yeni Da Vittorio restoranlarını açma fırsatı yakalıyor.
Da Vittorio’nun gözde lezzetleri
Da Vittorio, İstanbul’un muhteşem manzarası eşliğinde, rahat ama zarif bir atmosfere sahip bir İtalyan restoranı. “İtalya’daki fine dining restoranlarında bulabileceğiniz yemekleri sunan bir menü hazırladık. Türkiye’deki en kaliteli malzemeleri kullanarak hem yerli hem de uluslararası misafirlerimizi memnun etmeyi hedefliyoruz” diyen Sindoni, yerel ve uluslararası şarap seçkisi ile profesyonel barmenler tarafından hazırlanan geniş bir kokteyl menülerinin olduğunu belirtiyor. Misafirlerin favori yemeklerini sorduğumuzda ev yapımı makarna çeşitleri (Fettuccine, Tortelli, Ravioli), 24 saat marine edilmiş, 12 saat fırında pişirilmiş dana kaburga, Beef Milanese, taze bebek enginar salatası, Burrata, taze kuşkonmaz gibi lezzetleri sıralıyor.
İtalyan mutfağının zengin bölgesel çeşitliliği
İtalya’nın 20 bölgesi, kendine has mutfağı, derin kökleri olan gelenekleri ve özgün lezzetleriyle eşsiz bir yemek şöleni sunuyor. Sindoni, “İtalya’nın kuzeyinde mutfak daha çok et, risotto, patates ve polenta (mısır unu) üzerine kuruluyken; güneyde ise yemekler mevsim sebzeleri, domates ve taze balıkla pişirilir” diyerek favori bölgelerini şu sözlerle açıklıyor: “Sicilya, Napoli ve Emilia Romagna favorilerim ve ayrıca dünya çapında en ünlü olan mutfaklardır. Menümüzde de İtalya’nın kuzey ve güney mutfaklarının harmanlanmış hâli mevcuttur.”
“Günümüzde Türkiye’de yüksek kalite standartlarına sahip malzemeler bulmak mümkün, en iyi ürünleri arıyoruz ve bu malzemelerle yemeklerimizi hazırlıyoruz.” diyen şef, Türk mutfağının en taze malzemelerini, İtalyan mutfağının zarif teknikleriyle birleştirdiklerini belirtiyor.
Sindoni, son olarak sürdürülebilirlik çalışmalarından bahsediyor: “Yerel ve mevsiminde gıdalar kullanıyor, gıda israfını önlüyor, su ve elektrik tüketimini en aza indiriyoruz. Kağıt ve plastik kullanımını azaltıyoruz. Gelecekte bu çabalarımızı artırarak çevremize katkı sağlamaya devam edeceğiz.”