Kanton mutfağının önemli temsilcilerinden Hakkasan İstanbul’un Executive Chef’i Nicky Tan Choon Aun ile kariyer yolculuğunu ve Uzakdoğu mutfağının Türkiye’deki yükselişini konuştuk.
Nicky Tan Choon Aun’un aşçılık kariyeri, annesinden aldığı ilhamla şekillenmiş. Şef, mutfağa olan tutkusunun ailede başladığını ve yemek yapmayı bir sanat olarak annesinden öğrendiğini vurguluyor.
Asya ve Avrupa Arasında Bir Lezzet Köprüsü İstanbul, Asya ve Avrupa’nın kesiştiği özel bir coğrafyada yer alması nedeniyle kültürel ve gastronomik anlamda köprü niteliği taşıyor. Şef bu etkileşimin, mutfak dünyasında büyük bir zenginlik yarattığını düşünüyor. “Türkiye, Asya ve Avrupa’nın kesişme noktasında yer alıyor. Bu durum, mutfak kültürünü hem Asya hem de Avrupa’dan etkiler. Bu sayede Türk mutfağı, Çin ve Fransız mutfaklarıyla birlikte dünyanın en önemli mutfakları arasında yerini almıştır.” diyor.
Köklü mutfak kültürlerinin etkileşimi şefin Hakkasan’daki mutfağına yansıyor. Şef, “Yemekler aslında sınır tanımaz; kişisel damak zevkleri ve yeme alışkanlıklarıyla şekillenir. Çinli bir şef olarak, menüye daha fazla Çin lezzeti eklemeyi planlıyorum.” diyor. İstanbul’da Uzakdoğu Rüzgarı Son yıllarda Türkiye’de Uzakdoğu mutfağına artan ilgi, şefin de dikkatini çekiyor. “Bu artış, kültürel etkileşimlerin, gastronomik çeşitliliğin ve ekonomik gelişmelerin bir sonucudur,” diyor. Hakkasan’da bu ilgi, Kanton mutfağını tanıtmak ve Asya mutfağına dair farkındalığı artırmak için bir fırsat olarak görülüyor.
Şef, İstanbul’da Çin mutfağına olan merakın arttığını belirtiyor. “Herkesin Çin mutfağını tanıyıp sevmesini istiyorum.” diyor ve ekliyor: “Menüde geleneksel lezzetlere dokunuşlar katıyorum.”
Mutfakta karşılaşılan zorluklar ise şefin ilham kaynağı. “Mutfak sadece yemek pişirilen bir yer değil, insanların bir araya geldiği bir alan. Yemek pişirirken ısı kontrolü, malzemelerin dengesi gibi pek çok zorlukla karşılaşırsınız.” diyor. Zorluklar, yaratıcı çözümlere kapı aralıyor ve yeni pişirme teknikleri bu süreçte ortaya çıkıyor.