Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD), 25 Mart’ta düzenleyeceği 3. Global GastroEkonomi Zirvesi ile gastronominin, turizm ve ekonomiye yansımalarını masaya yatırıyor. Gastronomi dünyasının en önemli isimlerini bir araya getirecek zirvenin Türkiye için çok önemli bir fırsat olduğunu belirten TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer, “100. yıl hedefindeki ülkemizin katma değeri yüksek bir ekonomik güce dönüşen bu pazardan daha fazla pay alabilmesi gerekir. Türkiye, 2023 yolunda yıllık 50 milyon turist ile toplam 50 milyar dolarlık gelir hedefliyor. Geçmiş yıllardaki gelire baktığımızda bunun yaklaşık 34 milyar dolarına ulaşabildiğimizi görüyoruz. Biz, gastronominin de katkısı ile elde edilen yıllık turizm gelirinin yüzde 29’luk bir artışla 57 milyar 500 milyon dolara ulaşabileceğine inanıyoruz. Gastronomi, turizmin altın çocuğu ve aynı zaman da istihdamın da etkin silahıdır. Bunu çok daha iyi kullanmamız gerekiyor” dedi.
Bu yıl ki zirvede ayrıca, Türkiye’nin yeni gastronomi rotalarından biri olan Trakya bölgesi, sahip olduğu potansiyel ile uzmanlarca masaya yatırılıyor.
Küreselleşen dünyada insanların farklı lezzet arayışları ve bunları da seyahatlerinde, tatillerinde öncelik haline getirmeleri, ev dışı yeme-içme sektörünü dolayısıyla gastronomi sektörünü dev bir ekonomik güce dönüştürdü. Türkiye’nin pazardan payını alabilmesi için çalışan TURYİD, gastronominin yüksek katma değerli etkisini turizme eklemek, restoranları, gıda ürünlerini ve mutfağı ihraç ürünleri haline getirmek, ülke ve şehirleri destinasyon markalarına dönüştürmek, geniş istihdam olanakları ve her alanda yenilikçi çalışmaları ile sektöre öncülük ediyor.
Gastronomiyi iç-dış turizmde sürdürülebilir bir ekonomik büyüme modeli olarak ülke gündemine taşımayı hedefleyen TURYİD, bu kapsamda dünyadaki sektör profesyonelleri, gastronomi meraklıları ve alanında çığır açan isimleri, 25 Mart’ta Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenleyeceği ‘3. Global GastroEkonomi Zirvesi’nde bir araya getiriyor.
17 yılda dev bir yapıya dönüştü
2003 yılında, restoran sektörünü bir araya getirmek, gelişmesine öncülük etmek, sektörün sorunlarına tek çatı altında çözüm üretmek amacı ile 37 kişi ile kurulan TURYİD, 2009’dan itibaren sektörde gelişmeleri takip etmeye, üye yapısını geliştirmeye, sektörün eko sistemi içine giren paydaşları ile olan ilişkilerini geliştirmeye başladı. 17 yıl önce 37 işletmecinin öncülüğünde başladığı yolculuğuna bugün; bünyesinde 205 marka, 1508’i yurt içi ve 486’sı yurt dışı olmak üzere toplam 1994 restoran ile yeme-içme sektöründe dev bir yapıya dönüştü.
“Gastronomi ile turizm gelirinde yüzde 29’luk artış mümkün”
Gastronominin ekonomi ve turizme etkilerinin masaya yatırılacağı zirvenin Türkiye’de gastronominin gelişmesi için büyük önem taşıdığına vurgu yapan TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer;
“Zirve, 100. Yıl hedefindeki Türkiye’nin katma değeri yüksek bir ekonomik güce dönüşen gastronomi pazarından daha fazla pay alabilmesi için çok büyük önem taşıyor. Türkiye, 2023 yılına kadar yıllık 50 milyon turist ile 50 milyar dolarlık toplam gelir hedefliyor. Geçmiş yıllara baktığımızda yıllık turizm gelirinde ancak 34 milyar dolara ulaşılabildiğimizi görüyoruz. Sektörün temsilcileri olarak, gastronominin de katkısı ile elde edilen yıllık turizm gelirinin yüzde 29’luk bir artışla 57 milyar 500 milyon dolara ulaşabileceğine inanıyoruz. Bunun için bazı adımların atılması gerekir. Örneğin, İstanbul’un Gastronomi Rotaları ve yeme-içme noktalarının oluşturulması gibi. Avrupa’da bunun örnekleri var. Gastronomi, İstanbul turizmine kaliteli, ekonomik gücü ve kültür seviyesi yüksek turisti kazandıracaktır. Londra’nın, 7 milyon turist ile 25-30 milyar dolara yakın turizm geliri var” diye konuştu.
“Gastronomi bizi, kalbimizden vuran bir ekonomi türü”
“Gastronomi duyularımıza hitap eden, ruhumuzu besleyen, bizi kalbimizden vuran bir ekonomi türü. Tıpkı moda, sanat ve tasarım gibi bize mutluluk yükleyen bir ekonomi türü. Ama hepsinden önemlisi deneyim ekonomisi. Çünkü üretim ile tüketim aynı yerde yapılıyor” diyen Demirer, şunları söyledi; “Gastronomi ülkeleri, bölgeleri ve yerel ekonomileri biçimlendiriyor. Tarımı, çiftçiyi destekliyor, yöreleri kalkındırıyor. Türkiye olarak, gıda ihracatında henüz işin çok başındayız. Örneğin, peynirde Almanya, Hollanda ve Fransa gibi ülkeler 3.3’er milyar dolarlık ihracatla başı çekerken, Türkiye maalesef 150 milyon dolarlık ihracatla 24. sırada yer alıyor. Fransa ve İtalya’nın peynir ihracatında bu rakamlara ulaşmasının altında dünyanın her yerine yayılmış restoranları ve bu restoranlar içinde deneyimle peynir tattırmaları yatıyor. Çünkü tattırılan o peynirler daha sonra market reyonlarına ve oradan da o ülkelerin mutfaklarına giriyor. Dolayısıyla restoran, bir ülkenin ürünlerini en kolay tanıtma yollarından biridir. Bugün Fransa, 10 milyar dolara yaklaşan bir şarap ihracatına sahip. Biz ise, dünyayla yarışacak kalitede şaraplar üretmemize rağmen henüz 10 milyon dolardayız.”
“Aynı işletme sayısı ile 6 kat fazla ekonomik hacim elde ediyorlar”
Türkiye’de, yeme-içme sektörünün GSYH’nin içindeki payının yüzde 2 olmasına karşın, bu oran Avrupa’da çok daha yüksek olduğunu anlatan Demirer; “İspanya’da bu oran yüzde 8’i buluyor. Ülkemizde 2019 yılı itibari ile ev dışı yeme-içme sektörü 20 milyar doların altında olmasına karşın bu oran İspanya’da 53 milyar dolar, İtalya’da 100 milyar dolar, İngiltere’de 120 milyar dolar, ABD’de de ise 900 milyar doları buluyor. Gastronomide, İtalya, İspanya ve Fransa’yı kendimize rakip olarak görüyoruz. Onlar ile neredeyse aynı işletme oranına sahip olmamıza karşın, yarattıkları ekonomik hacim bizim 6 katımız. Biz, 20 milyar doları konuşurken, onlar 100- 120 milyar doları konuşuyor” dedi.
“İstihdama 60 bin kişilik katkı sağlıyoruz”
Gastronominin turizmin altın çocuğu, istihdamın da etkin silah olduğunu ifade eden Demirer; şunları kaydetti: “TURYİD olarak, 205 marka, 1508’i yurt içi ve 486’sı yurt dışı restoran olmak üzere toplam 1994 restoranı temsil ediyoruz. Yeme-içme sektöründe yüzde 24’lük bir paya sahibiz. Geçen yıl ağırladığımız 150 milyonun üzerinde müşteri ile 20 milyar TL’lik ciroya ulaştık. Ayrıca işletmelerimizde çalışan 60 bin kişi ile de istihdama çok önemli katkı sağlıyoruz. Sektörümüzün istihdamdaki payı yüzde 8, ekonomideki payı ise 2. Rakamlar, ülkemizin ekonomisine yaptığımız katkıyı ortaya koyuyor.”
Trakya yeniden keşfediliyor
Öte yandan bu yılki zirvenin odağında ise, Trakya bölgesi yer alıyor. Bakir topraklarıyla İstanbul’un yanı başında yeni bir destinasyon alanı olarak dikkat çeken ve mutfak kültürünün yanı sıra peynirleri, tarımı, hayvancılığı, bağları, şarapçılığı, üç denize açılan kıyılarıyla fark yaratan Trakya bölgesi, bu kez gastronomide sahip olduğu potansiyel ile ele alınacak. Zirve kapsamında sabah kahvaltısı ve öğle yemeğinde de, Trakya’nın en güzel lezzetleri konuklara sunulacak. Zirvede ayrıca Trakya mutfağını yaratan kültürler kuşağını anlamayı, tanıtmayı ve ona hak ettiği saygıyı göstermeyi amaçlayan uzun soluklu araştırmalar sonucu hazırlanan ve Türkiye’de alanında bir ilk olan ‘Rota Trakya’ rehberi de katılımcılarla buluşturulacak.