İç mimarisinden mutfağına kadar sürdürülebilirlik kriterlerini titizlikle uygulayan bir mekan: Casa Lavanda… Mevsimsel ve yerel üretim odaklı yaklaşımıyla çevre dostu ve etik üretim koşullarını her aşamada göz önünde bulunduruyor. Bu yazımızda Casa Lavanda Executive Chef’i Emre Şen ile sürdürülebilirlik yaklaşımlarını konuştuk.
Casa Lavanda, iç mimarisinden mutfağına kadar sürdürülebilirlik kriterlerini titizlikle uygulayan bir mekan olarak öne çıkıyor. Mevsimsel ve yerel üretim odaklı yaklaşımıyla çevre dostu ve etik üretim koşullarını her aşamada göz önünde bulunduran Casa Lavanda, doğaya ve topluma duyarlı bir iş modeli benimsiyor.
Sürdürülebilirlik çalışmaları hakkında Casa Lavanda Excutive Chef’i Emre Şen, “Kendi ürünlerimizi yetiştiriyoruz, mevsiminde tüketiyoruz, fazla ürünlerimizi geleneksel fermantasyon yöntemleriyle saklıyoruz. Ormanlardan topluyoruz, Şile limanında denizden balıkları tutanlardan kalkan, palamut, tekir, iskorpit gibi çeşitler alıyoruz. Sonbahardan itibaren kalkan ve palamut menümüzün önemli tabakları haline geliyor. Çevre köylerimizde doğal yöntemlerle yetişen oğlak ve kuzuları ilkbahar ve yaz menülerimizde sunuyoruz. Sürdürülebilir balıkçılık ilkesini benimsemiş yerel balıkçı kooperatifini elimizden gelen her şekilde destekliyoruz” şeklinde bilgi veriyorlar.
Sebzelerin %80’ini, baharatların ve yenilebilir çiçeklerin %100’ünü, orman meyvelerini ve çileklerin büyük kısmını kendi üretim tesislerinde yetiştirdiklerini belirten yetkililer, “Yerli üreticilere tohum, bilgi ve maddi destek yaparak bize öngördüğümüz kalitede ve temizlikte ürünler yetiştirmeleri için teşvik ediyoruz. Yaklaşık 1000 çeşit ürün girdimizin tamamı yerli” ifadelerini kullanıyorlar.
Atık yönetimi konusunda da çevre dostu yöntemler benimsenmiş. Yetkililer, “Atıklarımızı kompost olarak tarlamızda kullanıyoruz. Atık yağlarımız geri dönüşüm firması tarafından toplanıp biodiesel üretimi için kullanılıyor. Atık camlarımız cam geri dönüşüm fabrikası tarafından alınıyor. Kimyasal içeren atık sularımız için özel bir logar inşa ettik ve İSKİ tarafından belli aralıklarla vidanjör gelip alıyor” diyorlar. Ayrıca, yağmur suları bahçe sulamasında kullanılmak üzere yönlendiriliyor.
Enerji verimliliği konusunda ise, “Şimdilik 2 farklı güneş enerjisi ile ısıtma sistemimiz bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda hem ısıtma hem de elektrik sağlayabileceğimiz bir güneş enerjisi projesi hayata geçirmek istiyoruz” diyorlar. İnşaatlarda yerel ve doğal malzemeler kullanılarak karbon salınımları en aza indiriliyor. “Tüm binalarımız, otel içindeki yollarımız ve ortak alan açık zeminlerimiz, bize 1 saat uzaklıktaki Kandıra ilçesinden çıkan özel bir kireç taşından yapıldı” şeklinde bilgi veriyorlar.
Bu kapsamlı yaklaşım, Casa Lavanda’nın çevre ve toplum sağlığını ön planda tutan sürdürülebilir bir iş modeli geliştirdiğini gösteriyor.
Casa Lavanda, sürdürülebilirlik prensiplerini mutfak sanatından inşaat süreçlerine kadar her aşamada uygulayarak çevreye ve topluma olan bağlılığını gösteriyor. Mevsimsel ve yerel üretim, dikkatli atık yönetimi ve enerji verimliliği konusundaki çabaları, bu mekanın çevre dostu bir iş modeli oluşturduğunu ortaya koyuyor. Casa Lavanda’nın bu bütünsel yaklaşımı, hem gastronomi dünyasında hem de sürdürülebilirlik alanında örnek teşkil ediyor, ziyaretçilere lezzetli bir deneyim sunarken çevreye de duyarlı bir yaşam tarzının mümkün olduğunu gösteriyor.