Çeyrek asır boyunca İstanbul’un gastronomi sahnesinde yer alan, Yeşilçam’dan aşina olduğumuz Lacivert Restaurant & Bar kapılarını yeniden açtı. Türkiye’nin son 25 yılına şahitlik eden, Boğaz’ın en güzel yerinde konumlanan Lacivert’in lezzetlerini danışman şef Melih Demirel anlatıyor.
Çeyrek asır boyunca İstanbul’un gastronomi sahnesinde yer alan Lacivert Restaurant & Bar yeniden sahneye adım attı. İstanbul Boğazı’nın en güzel yerinde konumlanan ve Türk filmlerinden aşina olunan yalıda, misafirlerini ağırlayan mekânın mutfak yönetimini Barış Torcu, restoran şefliğini ise Rüştü Öztürk üstleniyor. Yepyeni hislerle, yeniden İstanbul ile buluşan Lacivert’in danışman şefi ise Türkiye yeme-içme dünyasının tanınan isimlerinden Melih Demirel. Uzun yıllar boyunca dünyanın birçok yerinde, özel mutfaklarda çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönen Demirel, “Burada köklerimizi, geleneklerimizi, bugünümüzü ve geleceğimizi temel alarak çağdaş mutfaklarla buluşturma düsturuyla çalışmaya devam ediyoruz” diyerek Lacivert’teki çalışmalarını anlatıyor ve d.ream için danışmanlık vermeyi sürdürdüğünü de ekliyor.
Klasik tabaklara yeni dokunuşlar
Kapılarını yeniden açan Lacivert’in menüsünde, uzun süredir duyulan özlemin ve Lacivert geleneğinin hakkını vererek çalıştıklarına değinen şef Demirel, verileri inceleyerek Lacivert severlerin en sevdiklerini belirlediklerini ifade ediyor ve 25 senedir değişmemiş klasik lezzetlerin sunumlarında bazı değişiklikler yaptıklarını belirtiyor, “Halihazırda Lacivert menüsünde klasikleşen tabaklara, buraya yakışacak yepyeni lezzetler ekledik. Bazı klasikleşen tabakların yeni versiyonlarını hazırladık. Lacivert İstanbul’la yeniden buluşurken, çağdaş Akdenizli, mevsimselliğe önem veren ve yerel malzemeleri kullanan bir menü ortaya çıkardık.”
Yeni eklenen lezzetlerle masada bir renk cümbüşü yaratmak istediklerini söyleyen şef Demirel, tüm mutfak ekibiyle sıkı bir dönem sonrasında müdavimlerle bir araya geldiklerini hem menüsüyle hem de atmosferiyle klasik ve modern İstanbul’u bir arada sunduklarını anlatıyor.
Lacivert’in menüsünü biraz daha detaylandırdığında, özellikle birkaç tabaktan bahsediyor: “Başlangıçlarda, yeni tabaklarımızdan, keçi yoğurduyla hazırladığımız Kabak Borani ve gomadan esinlenen sosuyla Tahinli Orkinos; ara sıcaklarda özel ballı sos ve taze lor peyniri ile servis ettiğimiz Kabak Çiçeği Kızartması hem klasikleri hem de yeni lezzetleri deneyimlemek isteyenler için ideal.”
Ana yemeklerde ise hem denizden hem karadan seçenekleri olduklarını söyleyen şef Demirel, “Özellikle farklı mutfaklardan ilham alarak, Lacivert’in geleneksel tarafının duvarlarını biraz genişlettiğimiz yenilikçi tabaklardan Yeşil Körili Izgara Levrek ile bir klasik olan Izgara Kuzu Pirzola denenmeli” diyor.
Sonbahar-kış sezonunda menüye eklenecekler
Sonbahar-kış sezonunda menüye eklenecek lezzetlerden bahseden şef Demirel, denizden gelen tabaklarıyla bilinen Lacivert için deniz ürünlerinin çok önemli olduğunu söylüyor ve İstanbul’un ve Boğaz’ın zengin deniz ürünleri kültürünü yansıtmaya devam edeceklerini söylüyor: “Av yasağının kalkması ve kışın gelmesiyle palamutu menüye ekleyeceğiz. Genelde palamutun zayıf geçtiği aylarda lüfer fazla oluyor. Böyle aylarda da lüferi değerlendiriyoruz. Aralık ve Ocak aylarıyla birlikte kalkan mevsimi gelmiş olacak.”
‘Yerele Saygı’ prensibi çerçevesinde ise bölgeye özgü malzemelerle sonbahar-kış boyunca Lacivert’te yer vereceklerini söyleyen şef Demirel, birçok türde mantarın, kök sebzenin, lahana, rezene ve narenciyelerin yavaş yavaş menülerinde olacağını da belirtiyor.
Lacivert’in kokteylleri
Boğaz manzarasına eşlik eden Lacivert kokteyllerine değinen Melih Demirel; klasikle yeniyi, gelenekle geleceği birleştiren bir anlayışın barda kendini gösterdiğini söylüyor ve anlatmaya devam ediyor: “Bu muhteşem Boğaz manzarasına eşlik edebilecek kokteyllerimizde passion fruit, narenciye ya da chili gibi ürünleri kullandığımız geniş bir yelpaze sunuyoruz. Ayrıca herkesin sevdiği gelenekselleşmiş margarita gibi lezzetler de Lacivert misafirlerini bekliyor” diyerek sözlerini noktalıyor.