Turistlerin favori lokasyonlarından biri olan Cunda Adası Arnavut kaldırımları, eski evleri ile dikkat çekiyor. Bununla beraber denize nazır yürüyüş alanında sıralı olan ve birbirinden özel eve lezzetli yemekler sunan restoranlar arasında öyle bir yer var ki hem ödüllü hem de tarihi neredeyse yarım asra yaklaşık: Bay Nihat Restoran.
“Emekli olunca bir sahil kasabasına taşınacağım” sözü Ayvalık’ı da içinde kapsıyor olabilir. Oraya gider gitmez, mis gibi Ege Denizi’nin tuzlu havası konukların nefesini açıyor, mis gibi Ege lezzetleri de damakları şenlendirmeye hazır. Bu leziz tatları sunan mekanlardan biri de Bay Nihat Restoran. 1978 yılında Ahmet Nihat Bekit tarafından Cunda Adası’nda kurulan günümüzde ise oğulları Hakan Bekit ve Volkan Bekit tarafından işletilen mekân, neredeyse yarım asra yaklaşmış durumda. Geçmişten bugüne olan müdavimleriyle beraber hanesine yeni müdavimler ekleyen Bay Nihat’ın lezzet istikrarını Bay Nihat 2.Kuşak Temsilcisi Volkan Bekit ile konuşuyoruz, “Lezzet istikrarlarının ardındaki sır, özgün tarifler ve taze malzemeler kullanmalarından kaynaklanmaktadır. Mezelerin çoğu Bay Nihat’a özgüdür ve kullanılan malzemeler genellikle Cunda Adası ve çevre köylerden temin edilmektedir.”
Bay Nihat’ın menüleri
Menülerini oluştururken çok fazla unsuru göz önünde tuttuklarını söyleyen Bekit, bunları beş başlıkta sıralıyor. İlk olarak yerel ve taze malzeme kullanımına önem verdiklerini anlatan Volkan Bey, tüm ürünleri Cunda Adası ve çevre köylerden temin ettiklerinin tekrar altını çiziyor. Hemen akabinde ikinci sırada ise, özgün ve yaratıcı tarifler yatıyor: “Menümüzde, damla sakızlı ahtapot, safran soslu sübye paça ve tarçınlı kelle peyniri gibi imza lezzetlerimize yer veriyoruz. Bu özgün ve yaratıcı tariflerle misafirlerimize farklı tatlar sunmayı hedefliyoruz.” Üçüncü olarak mevsime uygun menü güncellemeleri olduğunu söyleyen Bekit, sezona yönelik otları ve deniz ürünleri kullanarak menüyü sıkça güncellediklerini ve bu yaklaşımla hem tazeliği koruduklarını hem de misafirlerine farklı lezzetler sunduklarını söylüyor. Ege denince akla gelen ilk maddelerden biri zeytinyağı. Volkan Bey buna da değiniyor, “Kendi zeytinliğimizden elde ettiğimiz zeytinyağını kullanarak yemeklerimize lezzet katıyoruz. Ayvalık’ın dünyaca ünlü coğrafi işaretli zeytinyağlarını, “Bay Nihat Zeytinyağları” markası ile tescilledik ve restoranımızda bu ürünleri kullanıyoruz.” Son olarak ise deneyimli ve sadık ekibin önemli olduğunu söyleyen Bekit, bu bağlılığın mutfak standartlarını yüksekte tuttuğunu belirtiyor.
Menüden bahsetmişken misafirlerin favori lezzetlerine de değinmek istiyoruz. Volkan Bey, bu yemekleri şöyle anlatıyor; “Taze ahtapottan hazırlanan Ahtapot Salatası, Kabak Çiçeği, Ayvalık’a özgü küçük balık türü olan Papalina’yı kızartarak servis ederiz ve ayrıca Fesleğenli Levrek.” ‘Ayvalık’a kadar gelmişken hele bir de Bay Nihat’a gelmişken denemeden dönülmemesi gereken lezzetler nedir?’ diye sorduğumuzda “Özel bir tarifle hazırladığımız Köz Patlıcanlı Balık.” diyor.
Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede yaşıyoruz ve haliyle deniz mahsulü tüketiminin de fazla olması gerekirken, Volkan Bey bu konuda aksini söylüyor; “Türkiye’de deniz mahsulleri tüketimi, dünya ortalamasının altında seyrediyor. Kişi başına yıllık su ürünleri tüketimi Türkiye’de ortalama 7,3 kilogram iken, dünya ortalaması 22 kilogram.”
Türkiye’de deniz ürünlerine ilgi
Dünya genelinde deniz ürünlerine olan talebin arttığını söyleyen Bekit, Çin gibi gelişmekte olan pazarların tüketim gücünün sürekli yükseldiğini ve bu durumun deniz ürünleri pazarının büyümesini desteklediğini de sözlerine ekliyor, “Türkiye’de deniz mahsulleri tüketimi dünya ortalamasının altında olsa da sürdürülebilirlik ve çeşitlilik konularında olumlu gelişmeler yaşanmaktadır. Dünya genelindeki deniz ürünleri tüketim trendleriyle Türkiye’deki anlayış giderek daha fazla örtüşmektedir.”
Gastronomi rehberlerinin etkisi
Gault&Millau Türkiye Rehberi 2025 seçkisinde Deniz Ürünleri kategorisinde Bay Nihat 1 Toque’a layık görüldü. Volkan Bey, bu durumdan dolayı Bay Nihat’ın uluslararası alanda takdir edildiğini görmenin mutluluk verici olduğunu dile getiriyor. Bu tür uluslararası gastronomi rehberlerinin olumlu bir etkisi olacağını söyleyen Bekit, Gault&Millau gibi prestijli rehberlerin Türkiye’de faaliyet göstermesi, Türk mutfağının ve restoranlarının dünya çapında tanınmasına katkı sağladığını söylüyor ve ekliyor: “Bu durum, gastronomi turizminin gelişmesine ve ülkemizin uluslararası arenada daha fazla ilgi görmesine neden olur. Ayrıca, yerel işletmelerin uluslararası standartlara uyum sağlaması ve kalitelerini artırması için teşvik edici bir rol oynar.”
