Külsan A.Ş. Pazarlama ve Satış Yöneticisi Rıza Akkaya, Gündem Değerlendirmeleri’nde koronavirüs salgını ve sektöre dair açıklamalarda bulundu. Meslek hayatında 40 seneye yaklaştığını fakat böylesi bir krizle daha önce karşılaşmadığını ifade eden Akkaya, “Eski krizler sadece ekonomikti. Burada hem insanların sağlığını ilgilendiren bir tehlike ve ekonomik kriz var” diyor.
Rıza Akkaya, salgının tüm hayatı durdurduğunu sektörün ciddi anlamda etkilendiğini söylüyor ve Külsan olarak almış oldukları önlemlerden şöyle söz ediyor: “Firma olarak çıkardığımız ürünler çok farklı. Külsan olarak gıdayla temasa uygun bir ürün çıkardık ve otellerin de ilgisini çok çekti. Bu ürünler daha önceden ithal ediliyordu ama biz bu ithalatı çok minimale indirdik. Her firmanın yaptığı gibi bizde bu süreçte birtakım önlemler aldık. İnsan sağlığını ilgilendirdiği için salgın çıktığı anda hijyen önlemlerini genişlettik. Nisan ayına geldiğimizde 10 günlük bir kapanma mevcut oldu. Nisan ayının sonlarına doğru siparişler tamamen durdu diyebilirim.”
“Kullanıcılarımızla iletişim halindeyiz”
Külsan’ın bayiler sistemi ile satış yaptığını dile getiren Akkaya, dijital reklam aşamasında dijitalleşme olabildiğini fakat, e-ticaretin kendileri için mümkün olmadığını sözlerine ekliyor. “Yöntemimiz ve satış şeklimiz toplu tüketim yerleri olan HoReCa zinciri” diyen başarılı isim, “Bizim işlerimizin durgunluğunun sebebi ana müşterilerimizin kapanması. Salgının Türkiye’ye bu kadar etkisi olacağını tahmin etmemiştik. Hatta Çin’den mal alımlarının kesileceğini düşünüp bizden alım yapılacağını dahi beklemiştik. Müşterilerimizin kapanması bizim de kapanmamıza sebep oldu. Bu seneye çok ciddi hazırlanmıştık. Şu an için fuarları iptal etme durumunda kaldık. Sıkıntılar var ama bunları aşmayı ve normalleşmeyi hedefliyoruz. Öte yandan kullanıcılarla irtibatımızı kesmedik. Kendileriyle AR-Ge çalışması yapıyoruz ve taleplerini alıyoruz. Bu talepler doğrultusunda ürünlerimizi çıkarıyoruz. Her kullanıcımızla devamlı iletişim halindeyiz. İletişim olduğunda ürün zaten kendiliğinden çıkıyor ve oradan ürünleri bayilere yönlendiriyoruz” ifadelerini kullanıyor.
“Kapaklı ürünler üstünde çalışıyoruz”
Külsan 46 yıllık bir firma. 25 yıldır aktif olarak benimle birlikte iç piyasada yer alıyor 12 senedir ise gastronomiye yönelik pazarı bulunuyor. Gastronomideki açığı gördüklerini ifade eden Rıza Akkaya, “Örneğin termoset ürünlerimiz patentli ve sertifikalı ürünlerimizdir. Öte yandan normalleşme sürecini hem yurt içinde hem de yurt dışında takip ediyoruz. Kapaklı ürünler üstünde çalışıyoruz. Otellerde açık büfede değişiklikler olacak. İlk başta kalkacağı söylendi ama değişiklikler yaşanacak. Açık büfelerin ön tarafında şeffaf paneller olacak. Misafirler yemeği direkt tabağa alamayacaklar. Bazı minimal sunumlar da kapaklı olacak. Bu sistem sağlık ve hijyen açısından bu şekilde gidecek gibi. Bu yüzden bunun üstüne çalışmaya başlayarak kapak imalatına geçtik” açıklamalarında bulunuyor.
“Kullanıcıların alacakları ürünün sertifikasını sormaları gerekiyor”
Sektörde daralma yaşanacağını kaydeden Akkaya, normalleşme sürecinden de hızlı dönüşler alınamayacağını, hareketliliğin yavaş olacağını söyleyerek, “Anca Temmuz veya Ağustos’ta hareketlenme başlar. Yurt içi ve yurt dışı pazarında Türkiye tüketim açısından farklı bir ülke. Ama İstanbul farklı. İstanbul’daki ticaretin hızlı olması için ihracat rakamlarının hareketlenmesi lazım. Geçmiş ticaret yaşantıma dayanarak şunu söyleyebilirim. Bu krizlerden sağlıklı çıkan firmalar öz sermayesi olan firmalar olacak. Öz sermayesi ile hareket eden ve muhasebesini iyi yapan firmalar hayatta kalır ve devam eder. Ama öz sermayesi olmayıp da vade ile yürüyen firmalarda ticaretin azalacağını düşünüyorum. Daha doğrusu öz sermayesi kuvvetli olan firmaların daha iyi iş yapacağı kanaatindeyim. Bizim bayilerimiz de hesabını kitabını yapan yerler ve hiç endişem yok. Tabii ki sıkıntılar olacak ama inşallah bu sıkıntıları da büyük sorunlar olmadan atlatırız. Merdiven altı, sertifikası olmayan, markası olmayan yaşayan ticarethanelerin bu krizden sonra fazla şansları olduğunu görmüyorum. İnsanlar para ile insan sağlığı arasında, insan sağlığını seçecek. Bir ürün alırken sertifikası olup olmadığını sormak zorundasın. Eskiden fiyat ucuzsa bir şey olmuyor diyerek kullanıyorlardı. Biz bu konuda çok rahatız. İnsan sağlığına çok önem veren bir firmayız. Ürünün testi bile çok pahalı. Çok büyük maliyetler bunlar. Biz bir ürün çıkarırken ürünün insan sağlığı kısmı hakkında saatlerce konuşuyoruz. Kullanıcılar da bizi bildiği için kafaları rahat oluyor. Toplu tüketim yerlerinde yapılan yemek kadar koydukları kabın da sağlıklı olması lazım. Kullanıcıların alacakları ürünün sertifikasını sormaları gerekiyor” diyor.
“Sektörde küçülme yaşanacak”
Rıza Akkaya, catering sektörü ile de iletişimlerinin çok iyi olduğunun altını çiziyor. Hatta bazı tabakları karşı taraftan gelen talepler karşısında tasarladıklarını ifade ederek sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Müşterilerimizin bize verdikleri bilgiler çok önemli. Büyükşehir hastaneleri Külsan Termoset kullanıyor. Çünkü sağlıklı, gıdaya temasında sorun yok. Ucuz mal yapıp çok satayım mantığı olmayacak. Öte yandan sektörde küçülme yaşanacak. Krizin ekonomik sıkıntısını Eylül ayında göreceğiz. Bu salgın bize büyük maliyetler getirecek dolayısıyla hacim büyüyecek. 2 bin TL’ye alınan buzdolabı örneğin 5 bin TL olacak. Bunu Eylül’den sonra hissedeceğiz. Yenilecek yemeğin fiyatı ikiye katlanacak. Dolayısıyla zor günler bizi bekliyor. Salgınla ilgili önümüzü görme şansımız yok. 1 Temmuz’da ne olacağını bilemiyoruz. Ama Türkiye güçlü bir ülke. Hiçbir ülkeye benzemez. Salgın minimuma inerse ve yiyecek içecek sektörü açılırsa ben hızlı canlanacağını düşünüyorum.”