Çocukluğum 1960’lı yıllarda İstanbul’da, Beşiktaş semtinde geçti. Mahallemizde bir bakkal dükkanı vardı. Tüm mahalle, gıdalarımızı buradan temin ederdik. Bakkalda, işlenmiş gıda ürünü olarak çok az çeşit vardı. Bir çeşit bisküvi, birkaç çeşit konserve, peynir, çikolata ve şekerlemeler, sadece bir çeşit gazoz, pastırma ve sucuk dışında işlenmiş ve paketlenmiş bir gıda maddesi göremezdiniz. Bunların dışında kalan şeker, nohut, mercimek, baharat gibi ürünler teneke kutular veya çuvallar içinde bulunur, bakkal istediğiniz miktarı tarttıktan sonra bunları kese kağıtları içine koyarak size verirdi. Tek çeşit ekmek tel bir dolap içinde tutulurdu.
Günümüzde, bakkalların yerini artık büyük marketler aldı. Eski bakkalların belki yüz misli alanları kaplayan marketlerde sayılamayacak kadar çok çeşitte işlenmiş, ambalajlanmış gıda ürünleri bulunuyor. Onlarca çeşit bisküvi, çikolata, konserve gıda, süt ve et ürünleri, ekmek çeşitleri ve meşrubatlar raflarda yer alıyor. Bakkaldan marketlere doğru evrilen bu süreç biz yaştakiler için yaşamdaki çarpıcı değişimlerden biridir. Bu değişimi şehirleşmenin bir sonucu olarak yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Şehirlerde insanların gün boyu işte veya okulda olma zorunluluğu evlerde kolay ulaşılabilen ve hazırlanabilen gıda maddelerine ihtiyaç doğurdu. Gıda endüstrisi de bu gereksinimi karşılayacak şekilde gelişti ve işlenmiş, paketlenmiş gıdaların üretildiği bir süreci yaşamaya başladık. Bunun sonucunu marketlerdeki gıda çeşitliliğinde görebiliyoruz.
Gıda endüstrisinin bu şekildeki gelişimi önümüzdeki yıllarda artarak devam edecektir. Şehir hayatındaki hızlı değişimler, genç neslin değişen ilgi alanları, ailelerin küçülmesi, COVID gibi sıra dışı durumlar, gastronomi turizmi, savaşlar ve göçler, küresel ısınma ve sürdürülebilirlik, sağlıklı beslenme gibi konuların getirdiği yeni nizamlar ve gelişmeler gıda endüstrisini de şekillendirecek ve büyütecektir.
Önümüzdeki yıllarda marketlerde daha hızlı artış gösterecek ürün çeşitliliğinin yenmeye hazır gıdalar ve hazır yemek gruplarında olacağı anlaşılmaktadır. Batılı ülkelerdeki gıda satış yerlerinde satılan hazır yemeklerin çeşitliliği insanı şaşırtacak kadar fazladır. Dünyanın hemen her bölgesine ait hazır yemekler donmuş ve soğuk muhafaza edilen formlarda marketlerde satışa sunulmaktadır. Bir markette Japon, Meksika, Orta Doğu, Asya mutfaklarına ait yemekleri bile bulmak mümkündür. Hazırlanmış yemekler evlerde direkt olarak tüketilebilmekte veya fırınlarda ısıtıldıktan sonra yenilebilir hale gelmektedir. Bu gıda çeşitliliğine ve farklı lezzetlere böyle pratik ve ucuz yolla ulaşabilmek şehirdeki insanlara cazip gelmektedir. Hazır yemeklere olan tüketici talebinin artacağını, gıda endüstrisinin de hazır yemek çeşitliliğini artırarak bu alanda daha fazla pazar kazanacağını şimdiden görebiliyoruz. Ülkemizde de şimdilik sınırlı donmuş yemek çeşitleri halinde görülen bu pazar benzer bir trend göstererek büyüyecektir.
Burada ilginç olan husus, bu gelişmeyle gıda endüstrisinin gastronomi kuruluşlarıyla ev dışı yemek tüketim pazarında rekabet içine girmiş olmasıdır. Evde yemek hazırlamak için istekli olmayan bir kişi ev dışında bir yeme-içme mekanına gitmek yerine yakın bir marketteki çok çeşitli hazır yemeklerden birini seçerek evde tüketebilme şansına sahip olacaktır. Önümüzdeki yıllarda gıda endüstrisinin hazır yemek sektörüne renk katacağı ve bu alanda büyüyeceği bir sürece tanık olacağız.