Ortak paydaları gıda güvenliği olan sivil toplum örgütleri (STK) ve sivil inisiyatiflerden 51 temsilcinin katılımı ve Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin organizasyonuyla gerçekleşen Zehirsiz Sofralar Platformu Genel Kurul Toplantısı, 11 Kasım 2023 tarihinde İzmir’de gerçekleşti. Avrupa Birliği tarafından desteklenen “İnsan Hakları Alanında Çalışma Yürüten Sivil Toplum Kuruluşlarını Destekleme Programı” ile “Birlikte Kurumsal Destek Programı” kapsamında düzenlenen toplantıda gıda güvenliğinden agroekolojiye, iklim krizinden gıda ekonomisine kadar pek çok konu ele alındı.
Buğday Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu’nın kolaylaştırıcılığını üstlendiği toplantıda tanışma oturumunun ardından çalışma grupları ve platfomun gerçekleştirebileceği faaliyet önerileri tartışıldı. Gıda etiği, gıda hakkı, iklim krizi ve tarım-gıda ilişkisi, tüketimde gıda güvenliği ve bilinci başlıca gündem önerilerindendi.
Toplantıya katılanlar, öğle arasında, İzmir Gıda Toplulukları üretici ve türeticilerinin katkısıyla hazırlanan zehirsiz bir sofrayı paylaştılar. Oturum aralarına ise agroekolojik yöntemlerle yetiştirilmiş mandalinalar, cevizler, incirler ve ekşi maya ekmek üzeri atıştırmalıklar eşlik etti.
Günün son oturumunda yeni çalışma grupları ve çalışma gruplarının koordinatörleri belirlendi. Zehirsiz Sofralar Platformu altında çalışmalarını sürdüren Zehirsiz Sofralar Pestisit Eylem Ağı ve Türkiye Organik Ağı’nın yanı sıra agroekoloji, atalık tohumlar, topluluk destekli tarım, lobi savunuculuk, gıda ürünlerinde bulaşanlar, iklim krizi tarım ve gıda ilişkisi, gıda ekonomisi, iletişim ve tüketimde gıda güvenliği ve tüketim bilinci çalışma grupları kuruldu. Toplantıda ayrıca platform üyelerinin iletişim stratejisine dair önerileri görüşüldü ve çalışma gruplarının faaliyetleri için bir takvimde karar kılındı.
Agroekoloji çalıştayı, üreticiden tüketiciye agroekolojik üretim ve pazarlama modelleri, agroekoloji bilgisinin alandan derlenmesi, topluluk destekli tarım çalıştayı ve tüketicilerin temel gıda hakkıyla ilgili kavramlar konusunda doğru bilgilendirilmesi öncelikli projeler arasında yer aldı. Ayrıca tohumculuk mevzuatı, tarımsal üretimin planlanması hakkında yönetmelik, iklim kanunu ve pestisitlerden kaynaklı hak ihlallerine karşı başvuru mekanizmalarının çeşitlendirilmesi, lobi ve savunuculuk alanında öncelikler olarak belirlendi.
Zehirsiz Sofralar Projesi’nden Zehirsiz Sofralar Platformuna
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin, Avrupa Birliği tarafından Sivil Toplum Diyaloğu V Programı kapsamında finanse edilen ve Avrupa Pestisit Eylem Ağı (PAN Europe) ortaklığında yürüttüğü “Zehirsiz Sofralar” projesi Nisan 2019’da başladı. Pestisitlerin tüm canlılar için zararlarına ve alternatif tarım sistem ve yöntemlerine dikkat çekmek üzere yürütülen Zehirsiz Sofralar Projesi sürecinde pek çok sivil toplum kuruluşunun katılımı ile Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı kuruldu ve 21 Kasım 2019’da Zehirsiz Kampanya başlatıldı. Kampanya doğrultusunda pek çok bilgilendirici materyalin olduğu bir web sitesi (https://zehirsizsofralar.org/) hazırlandı ve oldukça kapsamlı bir kampanya yürütüldü.
100’ün üstünde sivil toplum kuruluşu ve sivil inisiyatifin bir araya gelerek 2019’da kurduğu Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nın 28 Şubat 2020’de İstanbul’da aldığı karar ile ağın adı Zehirsiz Sofralar Pestisit Eylem Ağı olarak değiştirilirken, örgütler birlikteliklerini daha büyük bir amaç doğrultusunda platforma dönüştürme kararı aldı. Gıdası konusunda sorumluluk almak isteyen doğa korumadan tarıma, tüketici haklarından ekolojik yaşama, gıda topluluklarından çevreye pek çok farklı alanda çalışan 38 STK tarafından, 23 STK ve sivil inisiyatifin de desteği ile toplamda 61 örgütün uzlaşması ile 31 Temmuz 2021’de Zehirsiz Sofralar Platformu kuruldu.
İmzalanan ortak mutabakat metninde platformun amacı; soframıza gelen gıda ile gıda dışı tarımsal ürünlerin bulunabilir, erişilebilir, sağlıklı ve güvenilir olmasını sağlamak için yapılacak bütün faaliyetlerde kamusal refahı, gelecek kuşakların ve tüm canlıların yaşam hakkını gözetecek, ekosistemi koruyacak; iklim krizini de dikkate alarak uzun vadeli, ihtiyaçlara odaklı, yerelliği ve kendine yeterliliği öncelikleyen, kadim bilgi ve pratikleri de dikkate alan, adil bir bakış açısını egemen kılmak olarak belirlendi.