Kaya Palazzo Belek dünya mutfağının en seçkin lezzetleriyle farkını ortaya koyuyor

Farklı ve kendine özgü mimarisini otele ilk girişten itibaren hissettiren Kaya Palazzo Belek, 2013 yılında hayata geçiriliyor. Misafirlerine lüks ve ihtişamın yanı sıra konfor ve ferahlığı hissettirmeyi hedefleyen marka, dünya mutfaklarının en seçkin lezzetlerini sunuyor. A’la carte restoranları ve kişiye özel hizmetiyle misafirlerini ağırlayan oteli ve lezzetlerini Executive Chef Seçgin Demir anlattı.

Kaya Palazzo Belek, açık büfe Ana restaurant, sekiz a’la carte restoran ve bir patisserie ile misafirlerinin yemek zevkine ev sahipliği yapıyor. Seçgin Demir otel içerisinde yer alan restoranlardan ve konseptlerinden şöyle söz ediyor: “The Palazzo; uluslararası tematik büfelerin yer aldığı ana restoran; sabah, öğle ve akşam misafirlerimize hizmet vermektedir. A’la carte restoranlarımızda ise; Lagoon Restaurant’ta; All day mutfağı, Golf Brasserie, Asiatico’da; Uzak Doğu mutfağı, Beirut’ta; Lübnan mutfağı, Tulipano’da; İtalyan mutfağı, Livio Fish’de; deniz ürünleri mutfağı, Livio Steak’te; steak mutfağı, Livio Snack’de; street food ürünleriyle misafirlerimizi ağırlıyoruz. Ayrıca 24 saat Room Service mutfağıyla tüm misafirlerimize hizmet veriyoruz.”

Seçgin Demir 2016 yılından itibaren Kaya Hotels Grubu’nun üst segmenti olan Kaya Palazzo Belek ve Kartalkaya Palazzo Otelleri’nde Executive Chef olarak görev alıyor. Ayrıca Kaya Hotels bünyesinde yeni açılan otellerin konsept danışmanlığını da üstleniyor. Yaklaşık 23 yıldır yurt içi ve yurt dışı birçok seçkin tesiste görev aldığını belirten başarılı şef, “Her geçen gün sektörün yenilenen yüzünü takip ederek yeni nesillere ışık tutmayı arzu ediyorum” diyor.

“Soft sunumlar gerçekleştiriyoruz”

Kaya Palazzo Belek’te, pandemi dolayısıyla misafirlere yemek servisini aşçılar yapıyor. Ve restoranlarda tek kullanımlık ürünlerin kullanılmasına ağırlık veriliyor. Tüm menüleri gelişen ve değişen mutfak teknolojisi ve farklılaşan ürün yelpazesine bağlı olarak her yıl yenilediklerini ifade eden Demir, “Gelişen gastronomi dünyasını takip ederek hazırladığımız ürünlerin yapısını değiştirmeden değişen misafir portföyüne bağlı olarak soft sunumlar gerçekleştiriyoruz. A’la carte mutfaklarımızda ve Ana restaurant büfelerimizde sunduğumuz yemeklerin hazırlanmasında kullandığımız ürünlerin yöresel, coğrafi işaretli ve özellikle birinci kalitede ürün olmasına özen gösteriyoruz” ifadelerini kullanıyor.

“Temassız canlı sunum yapabileceğimiz projeler üzerinde çalışıyoruz”

2000 yılından sonra gelişen dünya düzenine ve turizm destinasyonlarına bağlı olarak değişen misafir taleplerine istinaden gastronomi dünyasının da kendini yenilemeye başladığını; füzyon mutfak, moleküler gastronomi mutfağı ve son olarak yerel ve soft ürün kullanımının ağırlık kazandığını vurgulayan Seçgin Demir, “Hedefim; bu gelişen uçsuz bucaksız gastronomi dünyasındaki gelişmeleri takip ederek Türk mutfağını layık olduğu en iyi şekliyle hem lezzet hem de görsel olarak misafirlerimize tanıtmak, yeni konseptler ve yeni akımlar oluşturmak. İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinin de dünya üzerinde vermiş olduğu değişime de bakarsak ‘take a way’ ürünlerin çoğalması da biz şeflerin bakış açılarının değişimine de neden oldu. Buna bağlı olarak temassız canlı sunum yapabileceğimiz bir mutfak kurmak adına ekibimle beraber ön projelerimizi hazırlayıp hayata geçirmek için çalışma yapmaktayız” açıklamalarında bulunuyor.

Mesleğin olmazsa olmazları

Meslekle ilgili genç şeflere ve şef adaylarına tavsiyelerde bulunan Demir sözlerini şöyle sonlandırıyor; “Aşçılık ve mutfak sanatlarının popülaritesi özellikle son yıllarda yükselmiştir, disiplin, araştırma, kalitede standartlaşma ve hiyerarşiye tam uyum bu mesleğin olmazsa olmazı, vazgeçilmez kurallarıdır. Çok çalışmalarını, yöresel ve uluslararası gastronomi konusunda araştırma yapmalarını ve kendilerini sürekli geliştirmelerini tavsiye ederim.”

Sosyal Medya'da Paylaşın