Gastronomi ve yatırımcılık alanında kadınların sektöre kattığı yenilikçi bakış açıları ve liderlik vasıfları her geçen gün daha fazla ön plana çıkıyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle, sektörde öncü işlere imza atan BigChefs Kurucusu Gamze Cizreli, Morini, Clove ve Epoca Kurucu Ortağı & Yatırımcı Yaprak Baltacı ve Yatırımcı & İşletmeci Andım Korkut, bu alandaki deneyimlerini FoodinLife ile paylaştı.
Kadınların Gastronomi Sektöründe Güçlü Varlığı: Zorluklar ve Fırsatlar
BigChefs Kurucusu Gamze Cizreli, gastronomi sektörünün tarihsel olarak erkek egemen bir sektör olarak görülse de, kadınların yaratıcı dokunuşu, emeği ve vizyonu olmadan eksik kalacağını belirterek bu sektörde kadın olmanın hem büyük bir meydan okuma hem de sınırsız bir potansiyel sunduğunu belirtiyor: “Gastronomi, tarihsel olarak erkek egemen bir sektör olarak görülse de, kadınların yaratıcı dokunuşu, emeği ve vizyonu olmadan eksik kalırdı. Sektörde kadın olmak, hem büyük bir meydan okuma hem de sınırsız bir potansiyel demek. Zorlukları yok mu? Elbette var. Karar alma mekanizmalarında hâlâ yeterince temsil edilmemek, fiziksel dayanıklılık gerektiren işlerde önyargılarla karşılaşmak ve liderlik rollerinde kendini tekrar tekrar kanıtlamak zorunda kalmak bunlardan sadece birkaçı. Ama diğer yandan, kadınların detaycılığı, duygusal zekâsı ve misafirperverlik anlayışı sektöre büyük değer katıyor. Bugün artık her zamankinden daha fazla kadın, kendi markasını yaratıyor, mutfaklara yön veriyor ve sektörde oyun kurucu oluyor. Kadınların gastronomide daha güçlü varlık göstermesi, sadece eşitlik meselesi değil, sektörü daha yaratıcı, sürdürülebilir ve kapsayıcı hale getiren bir gereklilik. Ben de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde daha fazla kadının, korkmadan bu alana adım atmasını ve kendi hikâyesini yazmasını diliyorum.”
Kadın Bakış Açısının Sektöre Katkısı: Sürdürülebilirlik ve Ekip Ruhu
Morini, Clove ve Epoca Kurucu Ortağı ve Yatırımcı Yaprak Baltacı ise restoran sektöründe kadınların varlığının kendi işini kurmaktan çok daha fazlasını ifade ettiğini vurguluyor. Baltacı, kadın bakış açısının sektöre kattığı değeri şu sözlerle açıklıyor: “Kadın bakış açısı; detaylara, sürdürülebilirliğe ve ekip ruhuna odaklanan bir değer katıyor. Uzun yıllar bankacılık yaptıktan sonra bu sektöre geçişim, farklı disiplinleri birleştirerek nasıl güçlü yapılar kurulabileceğini gösterdi. Bugün işimizin büyümesi kadar, kadın istihdamını artırmak ve kadınların bu sektörde daha görünür olması için de çalışıyoruz. Çünkü inanıyoruz ki mutfaktan servise, yönetimden üretime kadar her aşamada kadınların çoğalması, sektörün geleceğini daha sağlam ve yenilikçi kılacak.”
Sektörde Kadın Gücü: Ataerkil Engelleri Aşmak
Yatırımcı ve işletmeci Andım Korkut, on beş yılı aşkın süredir avukatlık yaptıktan sonra çocukluk hayalini gerçekleştirerek yeme içme sektörüne adım attığını belirterek, kadınların sektörde karşılaştığı zorlukları ve ataerkil yapıyı şu sözlerle dile getirdi:
“On beş yılı aşkın süredir avukatlık yapıyorum ve çocukluk hayalimi gerçekleştirmek adına yeme içme sektörüne adım attım. Hukuk pratiğimin bana sağladığı avantajlardan faydalandım; ancak bu sektörün fazlasıyla ataerkil yapısı sıklıkla beni zorladı. Sektörde kadına bakış açısı genellikle ‘bir ortamı güzelleştirmek ve dişil enerjinin eklenmesi’ anlayışı etrafında şekilleniyor. Erkeklerin, eşit bir meslektaşlarından duyduğunda hiç tepki vermeyecekleri bir eleştirinin, kadın söz konusu olduğunda egolarını zedelemesi nedeniyle takıntılı bir tutum sergilemesi gerçekten zorluk çıkarıyor.”
Korkut, sektörün ataerkil yapısının kadınları sıkça zorladığını vurgulayarak, “ast-üst ilişkilerinde bir kadının liderlik rolü üstlenmesi konusunda ciddi sorunlar yaşandığını, hem kendi deneyimlerimde hem de diğer kadın meslektaşlarımın yaşadıklarında gözlemledim. Bazı durumlarda, karşılarındaki kişi bir erkek olsaydı bu tutumun sergilenmeyeceğini düşündüğüm pek çok olayla karşılaştım. Ancak tüm bu zorluklara rağmen, sektörde kadınların daha fazla yer alması ve aramızda güçlü bir dayanışma oluşturmamız gerektiğine inanıyorum,” dedi.
Korkut son olarak, “Bu sektörün yaratıcı, üretici ve dinamik kadınlara ihtiyacı var. Bunun yanı sıra, daha fazla feminist erkeğin sektörde yer alması da büyük önem taşıyor. Türkiye’de şu anda yeme içme sektörünü ayakta tutan en büyük dinamiklerden biri, erkeklere oranla çok daha fazla sosyalleşen kadın misafirler ve kadın misafirler kendilerini kesinlikle işlemesinde kadın çalışanın olduğu mekanlarda çok daha güvende ve huzurlu hissediyorlar ve eğleniyorlar. Umarım bir gün hayatın her alanında kadınlar, hak ettikleri yere ulaşırlar. Unutmamalıyız ki, dünyanın en güçlü ekonomilerinde kadının varlığının etkisi son derece yüksektir,” diyerek kadınların sektördeki varlığının önemini vurguladı.
Her üç kadın da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların sektörde daha fazla yer almasını, korkmadan bu alana adım atmalarını ve kendi hikâyelerini yazmalarını diliyor. Gastronomi ve yatırım sektöründeki kadınların gün geçtikçe güçlenen varlıkları, sadece iş dünyasına değil, toplumun her alanına daha fazla eşitlik ve yenilik getirecek gibi görünüyor.