Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer ile Gündem Değerlendirmeleri’nde Türk gastronomisi ve turizmine dair bir sohbet geçirdik.
TURYİD ile Türk gastronomisine pek çok katkısı bulunan Kaya Demirer, dünyayı ve Türkiye’yi derinden etkileyen ve birçok soruna yol açan koronavirüs hakkında, “Sokağa çıkma yasağı kolay uygulanabilecek bir konu değil. Ekonominin çarkını döndürmeye çalışan bir devlet var ancak kaynaklar kıt. Ama 20 yaş altı ve 65 yaş üstüne uygulanan sokağa çıkma yasağını, Türkiye’nin tamamında sağlık, gıda ve lojistik firmalarının temsilcileri hariç, akşam 21.00 ile sabah 06.00 arası bir kısıtlama getirilirse ekonominin çarkını döndürmeye engel olacağını düşünüyorum” dedi.
Ne zaman biteceği belli olmayan bu kriz sonrasında çarpıcı açıklamaların altına imza atan Demirer, “Sokağa çıkılınca, otele gidildiğinde, seyahate gidildiğinde insanlar çok kısa bir süre hijyen konusuna takılacaklar. Sonrasında rövanş kelimesini koyduğum evinden çıkan insanların dışarıya döküleceği bir zaman olacak. Ben bunu biraz da fırsat olarak görüyorum ve bunun için düşünmeye başladım” dedi. Bu krizle birlikte insanların hayatlarında ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu anladıklarını belirten Demirer, “Krizden önce kıyafetini almışsın, saatini almışsın ama bakıyorsun sadece sonra aynı eşofmanını giyip devam ediyorsun. Çünkü o kıyafetlerin tadı bizim restoranlarda çıkıyor” diyerek bu süreç sonrasında insanların deneyim kazanmak için dışarı çıkacağını belirtti. Demirer, “TURYİD bunun için çok derinden bir program hazırlıyor, sosyal medya üzerinden algıyı yönetmek için çabalıyor” sözleriyle bu durumu nasıl değerlendirecekleri hakkında plan yaptıklarını söylerken insanların özel günlerini geçirdikleri yerlerin halk tarafından değerinin artacağını ve tekrar bu deneyimleri kazanmak isteyeceklerini belirtti. “Biz insanların sosyal hayatının merkezinde olan hizmet sektörüyüz” cümlesiyle insanların hayatında ne kadar önemli bir yer kapladıklarını belirtti.
Demirer, destek paketleri açısından pek çok çalışma yaptıklarını ve çalışmalarına devam ettiklerini belirtirken kriz sonrası dönemde hedeflerini belirlediklerini ve çalışmalarına başlandığını söyledi. Demirer, Turizm Bakanı ile yakın iletişimde olduklarını ve sektörde yurt içi ve yurt dışı bütün gelişmeleri Turizm Bakanı’na ilettiklerini belirtti. Demirer,” Şu ana kadar çıkan destek paketlerinde çok büyük gayretimiz oldu. Nisan-Mayıs yani 2 aylık bir süreci Ankara hükümetimiz öngörerek bir destek kapısı açtı ve umarım daha fazlasına da ihtiyacımız olmaz” sözleriyle sektörün ilerlemesi için pek çok çalışmanın merkezinde olduklarını belirtti. İlerleyen süreçte piyasayı canlandırmak için planların yapıldığını belirten TURYİD Başkanı, “Kapıları açmak için biraz İran’ı hedefliyoruz turizm ve restoranlar açısından ama bu senenin iç piyasa ağırlıklı olacağını düşünüyoruz. Eylül ayına kadar iç piyasa olarak görüyoruz ve düşük vites veriyoruz ve bütün hedefimiz Eylül ayı sonrası için” sözleriyle hedeflerini belirten Demirer, bakanlıkla üstünde çalıştıkları başka bir konunun ise Noel zamanı olduğunu vurguladı. Aralık ayının 15’i ile Ocak ayının 15’i arasında yabancı turist yoğunluğunu arttırmak amacıyla bakanlığa festival, etkinlik ve promosyonlar önerdiklerini belirtti.
Koronavirüs ile insanlar hayatlarında hiç yaşamadıkları bir dönemi tecrübe ederken gastronomi sektörünü de oldukça etkileyecek alışkanlıklar hakkında ise, hijyenin sadece kısa bir süre insanların üstüne yoğunlaşacağı bir konu olacağını ancak bu virüsün yemeklerden kaynaklanan bir bakteri olmadığını bu yüzden alınabilecek önlemlerin kısıtlı olduğunu belirtti. İnsanların deneyim kazanmak için dışarı çıkmasına ek olarak emekli grubun bu virüs sebebiyle hayata karşı bakış açılarının değişerek seyahate ve yemeye daha çok para harcayacaklarını düşündüğünü belirtti.
İşlerinin deneyim satmak olduğunu söyleyen Demirer, “Deneyim sattığımızı düşünüyorum, yemeğin yanında pek çok etkili faktör var aksi takdirde yemek sattığımızı söylerdim. Biz hizmeti hizmetle satıyoruz ve bunun dijitalleşmesinin mümkün olduğunu düşünmüyorum. Perakende de olabilir çünkü eve götürdüğün bir ürün var ama biz de sadece orada geçirdiğin keyifli anılar kalıyor” sözleriyle hizmet sektöründeki yerlerinin önemini vurguladı.
İşletmelerin merak ettikleri ve önümüzdeki belirsiz dönem hakkında açıklamalar yapan TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer, işletmelerin kısa ödenek ve küçülme şeklinde iki farklı yol izlediklerini belirtti. Normalde çıkan destek paketine göre 120 günden az çalışanlar kısa ödeneğe dahil olamıyorken TURYİD çalışması ile bu 120 günün 60 güne düşürülmesini sağladıklarını söyledi. Kısa ödeneğin yeni başlayanların dahil edilmemesi hakkında ise, “Bunu sıfır güne de indirebilirdi ama işçiyi işe geri çağırdığın zaman bu destek kalkıyor ama bu süreç uzarsa diye kurşunların hepsini sıkmak istemedi ve ikinci bir üç ayın planını yaptılar” dedi. Krediler konusunda yeme-içme sektörü için pek çok çalışma yapan TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı, yeme-içme sektörünün turizmden etkilenen sektörler arasına girerek kredilerde öncelikli sıraya sahip olmalarını sağladıklarını belirtti. Kredilerde ise herhangi bir sorun yaşanmasında TURYİD üyelerine güvence veren Demirer, bu oluşabilecek sorunlarla da ilgileneceklerini söyledi. Buna ek olarak TURYİD üyeleri için yaptığı özel bir çalışma hakkında ise “Çok saygın ulusal ama uluslararası ortağı olan hukuk ve mali müşavirlik firması ile bir anlaşma yaptık. Onlara sektörle ilgili 20 soruluk bir soru kağıdı hazırladık ve soruları üyelerle oluşturduk, en merak ettikleri veya anlamadıkları yerleri sordular ve profesyonel bir ekiple bu soruları derledik. Bunun cevaplarını TURYİD üyeleri ile paylaşacağız” açıklamalarında bulundu. Sektörle alakalı çalışmalara durmaksızın devam eden Demirer, yurt dışında gelişmeleri ve yapılan projeleri Turizm Bakanına ileterek gelişmeleri takip etmenin önemini vurguladı.
AVM’lerde oluşan kira sorununu AYD ile bir araya gelerek kira alınmaması şeklinde çözüme kavuşturan TURYİD başkanı, “Maliye bakanına devlete ihtiyaç duymadan özel sektör kendi içinde kiracı ve kiralayan olarak anlaştık. Sonrasında tek tek bütün AVM’ler bu karara uymaya başladı, uymayan AVM’leri hükümet takip ediyor. Tahminimce AVM’lerinde kendi kredilerinin ötelenmesiyle ilgili bir destekleri var. Çarkı döndürmek için AVMlerin kredisi öteleniyor ve avmlerde kira almıyor. Kiracı tahliye kararı alamaz, bunun hukuken kararını aldık. 30 nisana kadar kira ödenmemesi tahliye sebebi olmayacak. İcra takibi yok. Devlet aslında bizim de önerimizle bize 2 ay süre verdi, durumu inceleyin ve gözlemleyin ve aranızda halledin dedi” dedi.
ETÜDER, TUSİD ve TURES ile konuşarak tedarikçilerle ilgili yaşanabilecek sorunlara çözüm getirmeyen isteyen Demirer, iki taraf arasında ortak nokta bulmanın önemli olduğunu çünkü yaptıkları işlerin birbirine bağlı olduğu belirtti. Tedarikçilerin de ödemesi gereken vergiler ve kişiler olduğunu belirterek bu sistemin dönebilmesi için karşılıklı olarak bazı fedakarlıklar yapılması gerektiğini söyledi. ÖTV’nin ertelenerek tedarikçinin vade yapabilme esnekliğini kazanması önerisine ek olarak, “Her firmanın bir ticari kredi kartı var. Kredi kartı limitlerini çok yükseltirlerse ve aradaki farkı KGF ile desteklerlerse o zaman özel bankalar şirketlerin ticari kartlarını nasıl olsa devlet destekli diye arttırır. KGF’deki konu riskin devletin aldığını özel bankaya söylemesidir. Makul bir faiz oranı da çıkarsa, yıllık %10 faizle kredi kartı limiti 10 katı arttırılırsa vadesi geçmiş çek ve senetler ödenebilir. Devlete yük olmadan bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Geçmişe yönelik borçları bir seferlik sıfırlamak için açtığımız günden itibaren ürüne döndüreceğimiz malı satın alırken bir süre kazanmak. Tedarikçiden geçmişe yönelik vade farkını sineye çekmesini ve işletmenin alınan malın ücretini direkt nakit ödenmesi gerçekleşebilir. Bankaya 6 ay veya 3 ay sonra ödeyeceğim faizi de işletme sineye çeker. Hükümet KGF ile destekleme kararı alırsa her firma kendi özelinde bu sorunu tedarikçisiyle çözecek. Bu geçmişe yönelik sorunu çözmekle kalmayacak aynı zamanda sezonu nasıl açacağını düşünen endişeli turizmciyi de sonra ödeyeceğim şeklinde bir hesaba sokacak” sözleriyle sadece dönemsel yaşanan bu global kriz için aynı zamanda geçmişe dönük borçlarda işletmelerin rahatlamasına yönelik teklifler de bulundu.
2020 yılının gastronomi yılının ilan edilmesi ardından pek çok işletme ve yatırımcının yaptıkları yatırımlardan dolayı zorlu bir sürece girmesi hakkında ise Turizm Bakanlığı ile yakın görüşmeleri ile ortaya çıkan projelerden bahsetti. Demirer, “2021’i tekrar gastronomi yılı ilan etme teklifinde bulundum ve Turizm Bakanı da oldukça sıcak bakıyor. Eylül’de bir İstanbul projemiz var ve bu yurt dışına duyurulacak restoran haftası projesi TGA’da daha da kuvvetli bir proje olarak ortaya konuluyor ayrıca Noel zamanı konuşuluyor. 5 milyar dolarlık turizmdeki gastronomi payını bakanımız en az 10 milyara çıkarmamız gerektiğini söyledi. Bizim yaptığımız gastronomi ekonomi zirvelerinde bir şey anlatıyorduk; bu sektörün ekonomisi çok büyük, ekosistemi çok büyük, her yere uzandığını söylüyorduk. Koronavirüs geldi bizim yıllardır anlattığımızı 2 haftada bütün kamuoyunun önüne koydu. Türkiye’de 2milyon kişi yeme-içme sektöründe çalışıyor. Türkiye’nin %8’i direkt bir lokantada veya kafede çalışıyor. Katma değeri çok yüksek bir iş. Tedarikçi elmayı elma diye satıyor ama elmayı bir tatlı şeklinde satarsan 1 değil 10-20 liraya satarsın. Tedarikçilerle ilişkilerin daha güçlü çıkacağına inanıyorum. Dünyada ilk defa düşman tek. Onların çözümü bizim için şart çünkü onlar olmadan biz olamayız. Bizim de devam etmemiz şart çünkü biz olmadan malı satacak yer bulamazlar” diyerek gelecek plan ve projeler hakkında sadece FoodinLife’a özel açıklamalarda bulundu.