Octo, JW Marriott İstanbul Bosphorus Executive Şefi Şafak Erten’in yaratıcı vizyonuyla modern gastronominin sınırlarını zorlayan bir deneyim sunuyor. Yerel ve doğal ürün kullanımına özen gösteren şef ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Hikayesinin Bolu Mengen’de başladığını ve ailesindeki herkesin aşçı olmasının kendisini bu mesleğe yönlendirdiğini belirten Şafak Erten, reçetelerine kattığı özel dokunuşlar ile ön plana çıkıyor. Şef, Türkiye’nin coğrafyasındaki zengin ürün çeşitliliğine dikkat çekerken, reçetelerini oluştururken öncelikli olarak Türkiye’den, tarımdan ve topraktan ilham aldığını vurguluyor.
Şafak Erten, mutfak yolculuğunda en büyük kaynağının tecrübe ve ekip ruhu olduğunu belirtiyor. Bir ürün tasarlarken, önce ekibiyle fikir alışverişi yaparak, en iyi şekilde nasıl sunabileceklerini araştırıyor ve defalarca deneyerek mükemmeli hedefliyorlar.
Sürdürülebilirlik, günümüzde önemli bir kavram haline geldi. Şafak Erten bu prensibi mutfakta uygularken öncelikle doğal tarımdan ve bahçeden mutfağa gelen süreçleri tercih ediyor. Kullanabileceği her ürünü değerlendiriyor ve sıfır atık prensibini ön planda tutuyor.
Türk mutfağı, dünya gastronomisinde güçlü bir yer edinmiş durumda. Şafak Erten, Türk girişimcilerinin etkinliklere katılmasının ve yurtdışındaki deneyimlerin bu duruma büyük bir katkı sağladığını düşünüyor.
Yabancı şefleri mutfağına davet ederek birlikte yemek yapıyor ve bu iş birliklerine her zaman açık olduklarını, ellerinden gelenin en iyisini sunmaya hazır olduklarını ifade ediyor.
Gelişen mutfak trendleri ve dünya gastronomisinde insanların taze ürünlere yöneldiğini belirten Erten, “Bu trende uyum sağlamak için mutfaklarımıza taze ve özenle seçilmiş ürünleri dahil etmeye çalışıyoruz. Şefler olarak, otellerimizin ve restoranlarımızın sunduğu imkanlar doğrultusunda kendi bahçelerimizi oluşturarak mutfaklarımız için taze üretim elde etmeye odaklanıyoruz.” diyor.
İmza tabaklarını sorduğumuz Şafak Erten, şu açıklamalarda bulunuyor: “İmza yemeklerimizden biri el yapımı kuskusumuz. Bu yemek, deniz ürünleriyle servis ediliyor ve içinde kalamar, karides, ahtapot, taze cherry domates sosu ve edamame fasulyesi bulunuyor. Kuskusumuzu Hayrabolu’daki bir kadın girişimciden alıyoruz; elde yapılan bu kuskus, sıradanlardan farklı olarak hafif büyük ve çok lezzetli bir dokuya sahip.
Diğer bir imza yemeğimiz ise fırınlanmış ahtapot. Ahtapotumuzu iki buçuk saat fırında pişiriyoruz. Servis sırasında yanında, Malkara biberi ile hazırlanmış, Antalya Tahinli Hibeş ve el yapımı nar ekşisi sunuyoruz.”
Şef Şafak Erten, son olarak yurtdışındaki üniversitelerde sürdürülebilirlik üzerine eğitimler verildiğini ve bu konunun müfredatlara dahil edildiğini belirtiyor. Aynı zamanda Türkiye’de de sürdürülebilirlik ve mutfak alanında yeni bir proje geliştirilmesi gerektiğine inanıyor.