İmpeks Yöneticisi Öğünç Yuncu, Gündem Deeğerlendirmeleri’nde koronavirüs salgını ve etkileri üzerine açıklamalarda bulundu. Bir bilinmezin içinde olunduğunu ifade eden Yuncu, “Ne şekilde çalışacağız, nasıl açılacağız bilmiyoruz ve son zamanlarda ‘yeni normal’ terimi var. Zamanla nasıl ayak uyduracağımızı, devam edeceğimizi göreceğiz” dedi.
Öğünç Yuncu İmpeks’in hikâyesini şu sözlerle anlatıyor: “İmpeks ithalatçı bir firma olarak kuruldu. 1980’lerin furyasıyla birkaç sektöre bir de ithalata başlayıp sonrasında gıda sektörünün daha sürdürülebilir ve eğlenceli olduğu sebebiyle gıda sektöründe devam ettik. Üretim ve yaptığımız ithalatlarla sektördeki yerimizi korumaya devam ediyoruz. Biz daha çok bölgesel alt ve üst bayilerle ilerliyoruz. Bölgesel bayilikle son noktaya dolaylı yoldan ulaşarak devam ettiriyoruz.”
“Restoranların ve cafe’lerin tekrar açılacağına dair şüpheler var”
Yuncu, salgınla mücadele bir takım yönlendirmeler olacağını söylüyor. İnsanların korku ve tedbirle iç içe olduğunu söyleyerek, “Çalışanlarımızı da düşünüyoruz. Sertifikasyon sisteminin de HoReCa’ya nasıl uyarlanacağını göreceğiz. Uygulamada ne kadar uygulanabilir göreceğiz çünkü maliyet demek. Biz perakendeye de mal verdiğimiz için devam ediyoruz ama restoranların ve cafe’lerin tekrar açılacağına dair şüpheler var. Biz İzmir’deyiz ve buranın en popüler yeri Kordon’da bile ciddi hasarlar var. AVM’lerin içerisinde de satış yerlerimiz bulunuyor. Büyük zincirlere de veriyoruz ve AVM’lerde food court’larda yer alıyorlar” açıklamalarında bulunuyor.
“Mutlaka değişim, dönüşüm göstermek zorundayız”
Başarılı isim, yol haritalarının tam açıklanmadığını ve kimsenin de süreçle ilgili kesin bir kararı olmadığını vurguluyor. “Masaların düzeni mesela nasıl olacak?” diyen Yuncu sözlerini şöyle sürdürüyor: “Zincirlerin çok büyük dükkanları da var bölgeye göre daha küçük mekânları da. Masaların azaltılmasıyla kiralar ve masraflar çıkmaz. Onlar da nasıl karar alacağını bilemiyor. Bir yol haritasının dikkatli bir şekilde belirlenmesi gerekiyor. Hijyeninden sosyal mesafesine tepeden tırnağa dikkatli bir şekilde yapılması gerekiyor. Mutlaka değişim, dönüşüm göstermek zorundayız. Firmalar yeni teknolojiyi isteyebilirler. Türkiye’de geleneksellik devam eder, bir anda esnaf zinciri kırılmaz ama büyük bir iş kaybı olur. Artık çok daha tedbirli çalışacağız. Depolama alanından çalışanlara zincir tekrardan gözden geçirilmeli.”
“Menüler daralacak ve çok daha iyi olacak”
Öğünç Yuncu, İstanbul dışında en büyük pazarlarının; Bodrum, Fethiye, Marmaris ve Antalya olduğunu ifade ediyor. 1 Haziran gibi yerel turistin bir hareketlilik yaratacağını da sözlerine ekleyerek, “Antalya’nın yurt dışı hareketliliği Ağustos olarak görülüyor. Antalya’nın en büyük turist kaynağı Rusya. Ama Rusya hâlâ mücadele ediyor. Daha bunu atlatacak, yaralarını saracak sonra insanlar tatile gelecek. Bana mantıklı gelmiyor. Mutlaka gelen olur. Firmalar zaten batmak üzereydi şimdi çok daha kötü oldu. Bu iş başladığında verimli devam etmiyorsa bitmiştir. Menü konusuna gelecek olursak; bizde menü yerine ansiklopedi veriyorlar. Toplam 20 yemekle çok başarılı yerler var. Bu biraz bize has bir sistem. Dolayısıyla menüler daralacak ama belki iyi de olur. Biz de olması gereken gerekli birçok şey bu sefer doğrusuna gidecek. Çok daha avantajlı ve tutarlı bir şey. Ürün, masraf, sevkiyat, restoranın karakteri gibi durumlar için daha iyi olabilir. Bizim 40 küsur bayiliğimiz var bunun içinde; Amerika, Çin, Taylan ve Avrupa’nın bazı bölgeleri var. Getirdiğimiz profesyonel ürünler vardı ve sadece profesyoneller kullanılabilirdi o ürünler de bitti gitti. İtalya’dan pesto getiriyoruz mesela ama Temmuz gibi yükleme öngörüleri var. Şimdi yerel üretime yönelelim diyorlar. Tabii ki dönelim, ben de döneyim ama yetmez. Dünya mutfağı diye bir gerçek var. Burada yetişmeyecek ürünü zorla mı yetiştireceğiz. Yerel tüketelim tabii, başımızın üstünde tutalım. Ama her şeyin bir dengesi vardır. Ama burada olmayan tatları getirmeliyiz. Global bir yerde yaşıyoruz. Malımızı koruyalım, hakkını verelim ve çok güzel işler yapalım ama cafe ve brasserie gibi yerlerde ithal mal gerektiğini kabul edelim” ifadelerini kullanıyor.
“Kendi üreticimizi her türlü desteklemeye çalışıyoruz”
İmpeks’in FoodCo adında profesyonellere hitap eden bir markası da bulunuyor. “Kuru domates, közlenmiş biber ve turşu çeşitleri gibi yerelde yapılabilecek bütün ürünleri buradan alıp satıyoruz” diyen Yuncu sözlerini şöyle noktalıyor: “Kendi üreticimizi her türlü desteklemeye çalışıyoruz. Yereli desteklerken denetlenmesi de gerekiyor. Desteklenecek diye her şeye izin verilmemeli. O zaman başka şeyleri konuşmaya başlarız. Yerelde çok iyi bir denetleme yaparak, iyi ürünler çıkarmamız gerekiyor. Burada yetiştirilen ürünleri her zaman ülkemizden temin edip, yurt dışında yüzyıllık markalar var onları da yeri geldiğinde dengeli bir şekilde kimseyi kızdırmadan, küstürmeden kullanmamız gerekiyor. Öte yandan e-ticaret ile yakın temasta olmaya çok çalıştık ama pandemi tokadıyla birinci sıraya geleceğini öngöremedik. Kendi kanalımızı mı açalım yoksa hali hazırda olan kanallarda dükkan mı açalım diye düşünüyoruz ama mutlaka yapmamız gerekiyor. Önce hali hazırda olan büyük firmalarla çalışmaya başlayıp ardından bu işi yapabilir miyiz diye deneyeceğiz.”