Yaklaşık iki ay önce kapılarını açan Nakibey Döner, Ataşehir Nidakule’de konumlanıyor. Sıcak ortamı ve gerçek lezzet döneri ile kısa sürede bölgede özellikle öğle yemeklerinin aranan adresi oluyor. Pişirme tekniği ve kaliteli etleriyle daha şimdiden bölgenin popülerlerinden mekânlarından olmuş durumda. İki ortak tarafından hayata geçirilen Nakibey Döner’i Kurucu Ortağı Erol Arslan’dan dinledik.
Erol Arslan, 20 yılı aşkın süredir sektörün içerisinde yer alıyor. Türkiye’nin önemli otel zincirleri ve restoranlarında yöneticilik yapan Arslan’ın kongre merkezi ve cafe gibi tecrübeleri de oluyor. “Uzun yıllara dayanan deneyimimle artık bir marka yaratabileceğimi düşündüm” diyen başarılı girişimci sözlerini şöyle sürdürüyor: “Nakibey’i ortağımla beraber hayata geçirdik. Hedefimiz İstanbul’da dönerde ilk üç arasına girebilmek. Yaklaşık altı aydır hazırlık çalışmalarımız devam etti. Çok kısa süre önce ise işletmemizin kapılarını açtık.”
“Kısa sürede büyük bir ivme kazandık”
Nakibey Döner; kaliteden marka çizgisine, lezzetten misafirperverliğe kadar birçok ayrıntıyı düşünüyor. Kısa sürede müdavimlerini yaratan mekân, bölge çalışanları tarafından yoğun ilgi görüyor. “Misafirlerimizin dönüşü bizi çok mutlu ediyor” diyen Erol Arslan, “Uzun zamandır bu işi yapıyormuşum gibi hissediyorum. Kısa sürede büyük bir ivme kazandık. Yakaladığımız misafir portföyü doğru yolda olduğumuzu gösteriyor” açıklamalarında bulunuyor.
“Dönerimizi odun ateşinde pişiyoruz”
Nakibey Döner’de etler Biga ve Balıkesir yöresinden, yerli besi yapan çiftliklerden geliyor. Odun ateşinde pişirilen döner öncesinde 40 saat dinlendiriliyor. “İyi bir döner için eti doğru yerden almanız ve en ince sinirine kadar ayırmanız gerekiyor. Bizim marinasyonumuz var, uzun saatler eti dinlendiriyoruz. Her etin katına bu marinasyonu sürüyoruz. Ve odun ateşinde pişiriyoruz” diyen Arslan sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bize genç hayvanlar geliyor. Kasabımız etleri sinirlerine kadar ayırıyor ve yaprak yaprak keserek kat kat yapıyor. 40 saat dinlendirip özel sosla marine ettiğimiz etimizi şişe takıyoruz. Dönerimizi odun ateşinde pişiyoruz.”
“Dönerin yanında biberiye turşusu veriyoruz”
Nakibey’de dönerin yanında tandır lavaşı servis ediliyor. Dönere çok yakışan bu lezzet de aynı döner gibi odun ateşinde pişiyor. Bölgedeki misafir profiline özel olarak hazırladıkları ot salataları da olduğunu belirten başarılı isim, diğer lezzetlerinden söz ederek, “Niğde’den getirmiş olduğumuz patatesi anne usulü doğruyoruz, kızartıp servis ediyoruz. Yine dönerin yanında biberiye turşumuz var ve isteğe göre misafirlere soğan da veriyoruz. Öte yandan üç çeşit tatlımız var. Manda ve inek karışımı sütten fırında sütlaç yapıyoruz. Havuç dilim baklava ve burma kadayıf da diğer tatlılarımız arasında” ifadelerini kullanıyor.
“Döner geleneksel ve sürekliliği olan bir lezzet”
Açık mutfağıyla misafirlerine keyifli anlar yaşatıyor Nakibey Döner. Gelenler bir yandan dönerlerini yerken bir yandan da tandır lavaşının pişirilmesine ve dönerin kesilip hazırlanmasına da şahit oluyorlar. Konsept olarak diğer dönercilerden farklı olduklarını dile getiren Erol Arslan sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Konum olarak İstanbul’da ciddi anlamda ivme kazanan ve adeta finans merkezi olan Ataşehir’i tercih ettik. Öte yandan döner geleneksel ve sürekliliği olan bir lezzet. Biz de mekânımızı modernize edip aynı zamanda tarihi dokuyu da yansıtmak istedik. Ve Ayvalık’ın köylerinden getirdiğimiz köy kapılarını tezgahların alt taraflarına yerleştirdik. Nakibey’i dönerde İstanbul’un ilk üçüne sokmak istiyoruz. Son olarak her gün kendimizi geliştirerek Türk gastronomisini daha ileriye taşıyacağımızı düşünüyorum.”
Röportaj: Gülçin Gökdere