VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY), Türk tarihçiliğinde en güncel çalışma, kaynak, yöntem ve yaklaşımları belli konular çerçevesinde bir araya getiren çalıştay serisinin dördüncü cildi “Osmanlı Mutfak Kültürü: Saraydan Halka, Klasikten Moderne”, Osmanlı mutfağının farklı dönemlerinde ve coğrafyalarında ortaya çıkan yemek alışkanlıklarını, kültürel etkileşim ve değişimleri, temel gıdalardan lüks tüketime geniş bir yelpazede Prof. Dr. Arif Bilgin ve Dr. Ömer Faruk Can’ın editörlüğünde 11 makalede okuyucuyla buluşturuyor.
VBKY’nin tarih kitaplığı, “Osmanlı Mutfak Kültürü: Saraydan Halka, Klasikten Moderne” kitabıyla genişlemeye devam ediyor. Türk tarihçiliğinde en güncel çalışma, kaynak, yöntem ve yaklaşımları belli konular çerçevesinde bir araya getiren çalıştay serisinin dördüncü cildi olan bu çalışma, Osmanlı mutfağının farklı dönemlerinde ve coğrafyalarında ortaya çıkan yemek alışkanlıklarını, kültürel etkileşim ve değişimleri, temel gıdalardan lüks tüketime dair geniş bir yelpaze içinde 11 makalede sunuyor. 16. yüzyıldan 19. yüzyıla mutfak tarihini, hem ekonomik-sosyal tarih hem de kültür tarihi perspektifinden incelemeye tabi tutan bu eser, Osmanlı mutfağının temel tüketim maddelerine, mutfaklarda kullanılan eşyalara, şiirlerde, seyahatnamelerde yeme-içme kültürünün yansımalarına ışık tutuyor. Hem saray mutfağını hem de halkın günlük beslenme alışkanlıklarını kapsamlı bir şekilde ele alan bu derleme, yemeklerin toplumsal ilişkilerdeki rolünü ortaya koyarak, imparatorluğun zengin kültürel dokusuna dair derin bir anlayış sunuyor.
Kitaptan:
“Osmanlı mutfak geleneğini bir düzeyde anlamak, Osmanlı İmparatorluğu’nun kültürel yapısı yanında sosyal, ekonomik hatta siyasi tarihini daha iyi kavramamıza yardımcı olabilir. Zira Osmanlı mutfak kültürü sosyal, ekonomik ve siyasi gelişmelerden müstağni bir alan değil, aksine bu üç alandaki özellikle rutin dışı gelişmelerden oldukça hızlı etkilenen bir mahiyete sahiptir. Nitekim Osmanlı mutfak kültürü üzerine yapılan akademik çalışmalar, bu kültürün sadece yemeklerden ibaret olmadığını, aynı zamanda geniş bir kültürel ve sosyal pratikler bütünü olduğunu göstermekte; sosyal statü, kimlik, iktisadi hayat ve hatta siyaset gibi çok farklı alanlarla iç içe geçmiş bir yapıyı yansıttığını ortaya koymaktadır. Bu eserdeki makaleler de Osmanlı döneminin halk ve saray mutfaklarını, dönemin sosyal ve kültürel dokusunu yansıtan bir ayna olarak ele almakta, yemeklerin ve yeme alışkanlıklarının, sosyal sınıflar ve farklı kimlikler arasındaki ilişkileri nasıl şekillendirdiğini nispeten ayrıntılı bir şekilde incelemekte ve okuru bir lezzet yolculuğuna davet etmektedir. Osmanlı mutfak tarihine ilişkin literatür, ağırlıklı olarak sarayı/seçkinleri merkeze alan ve tüketime odaklanan çalışmalar olarak doğmuş, zamanla konu yelpazesi genişleyerek sıradan insanların alışkanlıklarını ve üretim süreçlerini de içermeye başlamıştır. Elinizdeki eser de klasik dönemden yıkılışına kadar saraylıların ve sıradan insanların mutfak alışkanlıklarını birlikte ele alan ve böylece imparatorluğun mutfak kültürünün zenginliğini, toplumsal katmanlar arasında benzerlik ve farklılıkları yansıtan makalelerden oluşmuştur.”