Doğru yer, doğru zaman ve doğru çaba… Sinan Büdeyri ve Emirhan Paralı iş birliğiyle hayat bulan Markus’u, şefimiz Sinan Büdeyri’nin liderliğinde keşfediyoruz.
Sinan Şef’in ve Emirhan Paralı’nın hikayesi, aynı üniversiteden mezun olmalarına rağmen tanışıklıkları yıllar sonra ortak bir arkadaşları aracılığıyla gerçekleşmiş. Amerika’da aşçılık kariyerinden Türkiye’ye dönen Sinan Şef, Paris’te restoran yönetimi eğitimini tamamlayan Emirhan Bey ile benzersiz bir konseptin temellerini atmışlar. Şefimiz, “Her ikimizinde yazmak istediği bir hikâye birbirine çok benziyordu. Bunun için sektördeki açıkları değerlendirerek, en az geliştirilmiş olan kaburga üzerine bir konsept yaratmak istedik.”
Deneyimi bütünüyle kucaklayan Markus, Maslak Oto Sanayi’de yaratıcı hareket başlatıyor. Bu konseptte sanat, tasarım ve müziği birleştiriyor. Şefimize bu unsurların deneyim bütünlüğüne katkısını sorduğumuzda şunları belirtiyor:
“Deneyim, tüm duyu organlarıyla algılandığında anlam kazanıyor. Tatların yanı sıra, menü tasarımı, ambiyans, içeride çalan müzik, kullanılan sofra ekipmanlar dekorasyon ve hatta restoranın içindeki koku gibi unsurların hepsi, toplam deneyime büyük katkı sağlıyor. Burada deneyimi 360 derece tasarlamak istedik. Ben mutfak ve üretimde çalışırken, Emirhan markanın bakış açısını, görsel dünyasını ve iletişimini geliştirdi. Birbirimizden sürekli beslendiğimiz bir yapı var” diyor.
“Menümüzde her zaman keşfedilmeyi bekleyen gizli tabaklar vardır”
Markus’un menüyü şekillendiren lezzetleri arasında özellikle kaburga bulunuyor. Önceleri bu lezzet genellikle düşük algılanan ve et tercihinde tercih edilmeyen bir malzeme olarak biliniyordu. Ancak Büdeyri bu algıyı tamamen değiştirerek kaburgayı farklı bir seviyeye taşıdı. Sinan Şef, “Menümüzde her zaman keşfedilmeyi bekleyen gizli tabaklar bulunuyor. Bunların arasında patlıcan schnitzel, kuzulu kabak çiçeği tempura, çiğ köfte tartare ve karpuzlu soğuk domates çorbası gibi özel lezzetler var. Bu tabakların hepsinin benim hayatımda bir anlamı ve yeri var.”
Son olarak hedeflerine değindiğimizde “Eti açık ateşte pişirilmesini seven herkesi bir araya getirmek istiyoruz. Bu bağlamda en eski pişirme teknikleriyle mükemmel bir menü deneyimi sunduğumuzu düşünüyoruz ve bu konseptin yurt dışında da büyük başarı elde edeceğine inanıyoruz” diyerek sözlerini noktalıyor.