Kuzey İtalya’nın Lombardiya Bölgesi’ndeki Cremona Yamaçları’nın görkemli silüetinden ve ünlü İtalyan Barok Besteci Claudio Monteverdi’den ilham alan Monteverdi, derin duygusallık ve felsefeyi restoranlarına taşıyor. Mutfakta geleneksel İtalyan lezzetlerini modern dokunuşlarla harmanlayan Monteverdi, misafirlerine benzersiz bir deneyim sunuyor.
Sanatın ve gastronominin birleşimini simgeleyen Monteverdi, misafirlerine sadece lezzet değil, estetik ve sanatsal bir şölene dönüştürüyor. Bu iki unsuru bir araya getirmek için tasarlanan bir mekan olduğunu dile getiren Monteverdi Şefi Nicole Scandella, Monteverdi’nin tasarımında modern ve klasik unsurları harmanlayarak şıklığını her zaman koruyan konforlu bir atmosfer yaratmayı amaçladıklarını belirtiyor.
“Derin Bir Kültürel Anlayış ve Yaratıcı Bir Yaklaşım Sunuyoruz”
Sadece yemek yenilen bir restoran olmanın çok daha ötesini hedeflediklerini dile getiren Nicole Scandella, “İtalyan ve Türk mutfağını bir araya getirmenin en sevdiğim yanı, her iki mutfağın da Akdeniz kökenli olması ve yerel, taze, mevsimlik malzeme kullanımına önem vermesi. Hem İtalya hem de Türkiye, gastronomi kültürü açısından çok gelişmiş bölgeler olduğundan bu birleşim derin bir kültürel anlayış ve yaratıcı bir yaklaşım gerektiriyor.” diyerek sözlerine açıklık getiriyor.
Scandella, “Lombardiya’da büyümüş biri olarak ve o bölgenin lezzetlerini başka bir anlayışla sunmaya çalışırken, burada beraber çalıştığım yenilikçi ve yaratıcı Türk aşçıların çok yardımı oluyor. Her iki kültürü de yaratım sürecine katkı sağlayabilecek kadar benimsemiş insanlarla çalışmak çok değerli. Aslında benzer ana malzemeleri kullanan iki mutfağın birleşiminin ne kadar farklı sonuçlar ortaya koyabileceğini görüyoruz menü yaratım sürecinde.” diyor.
“Türk ve Dünya Kültürleri ile İtalyan Mutfağı Arasında Köprü Kuruyoruz”
Menüdeki özgün dokunuşların ve sunumların nasıl şekillendiğini sorduğumuzda ise “Her sunumda, İtalyan mutfağındaki renk, tat ve koku yelpazesini yenilikçi bir yorumla misafirlerimize sunmayı amaçlıyoruz. Bunu yaparken, Türk ve dünya kültürleri ve İtalyan mutfağı arasında bir köprü de kuruyoruz.” diyor.
Nicole Scandella sözlerine şöyle devam ediyor; “Lombardiya’da büyüdüğüm için menüye geleneksel İtalyan lezzetlerinin yanında Lombardiya’nın özgün tatlarını da taşımak istedim. Sunumları hazırlama aşamasında, her deneme farklı tat ve kokuları yan yana getirme ve sonunda doğru kombinasyonu bulabilme şansı veriyor. Doğup büyüdüğüm bölgenin geleneksel reçeteleriyle farklı tatları buluşturmak mutluluk verici, Monteverdi’nin farkı
burada başlıyor. Her tabağın sadece lezzet değil, bir sanat deneyimi olarak sunulmasını hedefliyoruz. Bu yaklaşım, misafirlerin her lokmada estetik ve tat deneyimi yaşamalarını sağlıyor.”