Moliere’in ünlü oyunudur Cimri ya da orijinal adıyla L’avare. Aynı o oyunun enerjisi ve dönemin Paris’i gibi Ankara’da rengarenk ve hareketli bir mekan açıldı: L’avare. Mekanın kurucusu Alper Yahşi, FoodinLife’a L’avare Sahne & Sokak ve L’avare Alice konseptlerini anlattı.
Fransa’nın 1600’lü yıllarının sonunda 17.yüzyılda Fransız komedi yazarı Moliere, 5 perdelik bir oyun kaleme alır: Cimri (L’avare). Bu hiciv oyunu, Ankara’nın Çankaya ve Çayyolu ilçelerinde bir mekana isim olur: L’avare Sahne & Sokak ve L’avare Alice. Mekanın kurucusu Alper Yahşi, “L’avare’ı kurma sebebimiz ülkemizde, sahne sanatlarında sürdürülebilir bir proje yaratmaktı. Sanatçıların ekonomik olarak çok zorlandığı, üretimde, sahne bulmakta sorunlar yaşadığı bir dönemde bu fikri gerçekleştirmek çok önemliydi. Bunun için de bir başka sanat dalı olarak düşündüğümüz gastronomiyle sahneyi birleştiren, misafirlerin 5 duyusuna hitap edecek restaurantlar tasarladık” diyerek amaçlarını açıklıyor.
Hem yemeğin hem sahne gösterilerin olduğu bir mekan ‘kabaret’ kavramını akıllara getirse de Yahşi, L’avare için ‘Dinner Theatre’ tabirini kullanıyor ve ekliyor: “Dünyadaki ‘Dinner Theatre’lardan farklı olarak, yemeklerin ön planda olduğu, aynı zamanda kendi a la Carte mutfağı da olan, türünün bildiğim kadarıyla tek örneği L’avare.”
L’avare Sahne, L’avare Sokak ve L’avare Alice
Alper Bey, L’avare Sahne & Sokak konseptinin bir pilot proje olduğunu ve 2016 senesinde kurduklarını anlatıyor: “Dekor olarak rahat bir bistro görünümünde, içerideyse gizlenmiş bir kapıdan geçerek, kendinizi bir anda 18’inci yüzyıl Fransız dekorunda butik bir sahnede buluyorsunuz.” L’avare Sokak’ın hemen L’avare Sahne’nin yanında açılan ikinci proje olduğunu söyleyen Yahşi, L’avare Sahne’ye gösterilen yoğun ilgi sebebiyle bu konsepti oluşturduklarını anlatırken; buranın, 20’nci yüzyıl başları Paris’te bir sokakta zaman geçiriyor atmosferini verdiğini söylüyor. L’avare Alice’in 2022 yılında açıldığını belirten Alper Yahşi, “Adından da anlaşılacağı gibi Alice in Wonderland temasında açılan fantastik bir ‘Dinner Theatre’ oldu” diyor.
L’avare’ın hem maddi hem de manevi anlamda müthiş proje olduğunu söyleyen kurucu Alper Yahşi, bu konseptin çok fazla hayalin gerçekleştiği bir yer olduğu gibi sadece yatırımcıların değil; çalışanlara, sanatçılara ve misafirlere mutluluk aşıladığını belirtiyor.
Mutfakta Michelin yıldızlı Michele Serafini var
Alper Bey, L’avare’ın mutfağını anlatmaya başlıyor: “Misafirlerimizi mutfakta ünlü İtalyan şefimiz Michele Serafini’nin tasarladığı menüler ve müthiş lezzetler bekliyor.” Daha önce İtalya’da kendi restoranıyla Serafini’nin Michelin yıldızı aldığını da sözlerine ekleyen Yahşi, bu yemeklerin başlı başına bir ziyaret sebebi olduğunu anlatırken, “Odun ateşi pizzalardan, ev yapımı makarnalara bir yanda İtalyan klasiklerini deneme fırsatı bulurken Alice’te müthiş bir fine-dine menüsünden seçme imkanı da bulunuyor” diyor.
Sahne kısmında da neler olduğuna değinen mekanın kurucusu Alper Yahşi, en etkileyici gösterilerin kendi yarattıkları konseptler olduğunu söylüyor ve birkaç projede bahsediyor: “‘Sihirli Yemek (Dine with Magic)’, şefimizin özel olarak tasarladığı ‘Sihir’ temalı bir fine-dine menü yerken, şehrin en iyi sihirbazları masanızda size özel gösteriler yapıyor. ‘Kabare: Anason’ projesinde anasonlu içkilerin tarihini anlatan müzikal bir komedi. Burada da şef Serafini, gösteriye özel olarak 16 çeşit mezeyi yorumladığı biraz moleküler, biraz füzyon bir tadım menüsü, sadece bu oyuna özel hazırlanıyor.”
L’avare’ın hem sahnedeki hem de mutfaktaki sürdürülebilirlik çalışmaları
L’avare’ın sürdürülebilir bir sanat anlayışı olduğunu anlatan Yahşi, sanatın toplumda önemli bir rol oynadığına inanan bir vizyonu yansıttığını anlatıyor: “Düzenli olarak sanat projelerine ev sahipliği yaparak, yerel sanatçılara hem prova alanı hem sahne sağlıyor ve onların projelerini sunabilecekleri bir ortam sunuyor. Bu projeler, tiyatro gösterileri, müzik performansları, sergiler ve daha birçok sanatsal etkinlik şeklinde gerçekleşiyor. L’avare böylece, sanatın toplumda önemli bir rol oynadığına inanarak, sanatçıları desteklemek ve sanata erişimi artırmak için aktif bir rol üstleniyor.”
Aynı zamanda mutfaktaki sürdürülebilirlik çalışmalarına da değinen Alper Bey, “birçok üründe, ülke çapında yerel üreticilerden tedarik ettiği taze ve organik malzemelerle, mümkün mertebe coğrafi işaretli ürünleri de kullanarak, sağlıklı ve sürdürülebilir beslenme seçenekleri sunuyor. Bu sayede doğal kaynakların korunmasına katkıda bulunurken, yerel ekonomiyi destekliyor” diyor.
Gelecek planları
L’avare’ın gelecek planlarındaki ilk hedefinin yazlık, açık hava sahnesi olarak bir konsept açmak olduğunu söyleyen mekanın kurucusu Alper Yahşi, bu yönde Bodrum ve civarını değerlendirdiklerini söylüyor. Başta İstanbul olmak üzere yurt içinden de yoğun bir talebin olduğunu sözlerine ekleyen Yahşi, projelerini yurt dışına taşıma çalışmalarını olduğunu belirterek sözlerini noktalıyor.