Milliyet Gazetesi yazarı Abbas Güçlü Türk turizmini ve gastronomisini köşesine taşıdı. Güçlü kaleme aldığı yazısında, Türkiye’nin turizm açısından bir cennet olduğuna değinerek Türk gastronomisinin seyahatlerde olmazsa olmaz olduğunu belirtti.
İşte Abbas Güçlü’nün kaleme aldığı o yazısı:
“Ülkemiz, turizm açısından cennet ülkelerden biri.
Tarihse tarih, doğal güzellikse fazlası, iklimse 4 mevsim bir arada, medeniyetler mirası ise daha iyisi olan yok gibi.
Mutfak konusunda da en şanslı ülkelerden biriyiz. On binlerce yıllık yaşamın damak tadını, yediğimiz her yemekte görmek mümkün…
Peki onca zenginliğimizin farkında mıyız? Onları yeterince koruyor ve geliştirebiliyor muyuz?
Daha da önemlisi her birini turizmin lokomotifi haline getirebiliyor muyuz?
Gastronomi yani mutfak, seyahatlerin olmazsa olmazı.
Her şey ne kadar mükemmel olursa olsun, eğer yediklerinizden, içtiklerinizden yeterince keyif alamadıysanız, o geziler faciaya dönüşebilir.
Her şey dahil sistemle gözleri doyurduk ama damak tadına ne kadar hitap edebildik işte o çok tartışılır.
Müthiş bir mutfağımız var.
Çorbalardan ara sıcaklara, salatalardan tatlılara, ana yemeklerden başlangıç mezelerine yüzlerce çeşidimiz söz konusu.
Her yörenin kendine özgü muhteşem tatları, eğer doğru mekânları bulursanız, gerçekten de damak çatlatan cinsten.
Peki, bu mümkün mü? Keşke evet diyebilseydik. Keşke mutfağımız, dünden daha iyi olabilseydi, keşke bir standardımız olabilseydi, keşke bir tattığımızı bir sonraki gidişimizde de bulabilseydik!..
Yöresel tatlar?
Dünyanın dört bir yanında İtalyan ve Çin restoranları var.
Menüleri de kullandıkları malzeme ve personelin önemli bir bölümü de kendi ülkelerinden. Ülke içerisindeki restoranlar da yerel tatlar ve yöresel ürünlerle övünürler. İçecekler için de durum farklı değil! Örneğin Fransa!
Gelelim bize. Mutfak konusunda böylesine zenginken, mutfağımızın hak ettiği öneme kavuşamamasının nedenlerini de ne olur dış güçlerde aramayalım.
Ülkemizin dört bir yanını, yıllar içerisinde defalarca, gezdim. Bazen iş için bazen de turistik amaçla. Önceliğim hep yöresel lezzetler oldu. Onlar yok dedikçe, ben ısrar ettim ama hâlâ bu konuda bir arpa boyu yol kat edebilmiş değiliz…
Restoranlarımız, hangi yörede olursa olsunlar, yerel mutfağın yaşatılması ve geliştirilmesi konusunda, zerre kadar katkıda bulunmuyorlar…
Yerel mutfak demek yerel kalkınma demek ama gelin de bunu kendilerine anlatın…”