Zor zamanlardan geçiyoruz ama…

Pay for takeaway coffee at social distancing. African american lady in apron and protective gloves holds terminal, client use credit card for buying cappuccino, near bar in modern cafeteria, cropped

Dile kolay, tüm dünyayı etkileyen Korona salgını ile yüz yüze gelmemizin üzerinden 10 ay geçti. Ama bu süreç hiçbirimiz için kolay değildi. Tam toparlanıyoruz, galiba hasar ve kayıplar çok fazla olmadan kurtulacağız derken ikinci dalga geldi. 

Umutsuzluğa kapıldığımız, kendimizi çaresiz hissettiğimiz zor zamanlar geçirdik. Diğer yandan olmaz dediğimiz şeylerin olabildiğini, yapılamaz dediğimiz şeylerin yapılabildiğini de görüyoruz birer birer. Hayal bile edemediklerimiz gerçekleşiyor. Bazen ürküyor, bazen de korkuyoruz ama tuhaf bir şekilde uyum da sağlıyoruz. Yaşam başka bir yöne doğru evrilse de devam ediyor. Bu değişime en çok da en zorda kalanlar uyum sağlıyor, öncü projelere imza atıyor. Turizm ve yeme-içme gibi en fazla darbe yiyen sektörler umutsuzluk sarmalına kapılmamaya çalışarak varlığını sürdürmeye gayret ediyor. Yaratıcı çözümler bularak günün koşullarına bir şekilde uyum sağlıyorlar. Bu süreçte restoran sektörü büyük ölçüde yeniden şekillenecek. Belki de sadece yatırım, para kazanma odaklı mekân açanlar zaman içinde yok olacak. Bu mesleğin yaşamlarına anlam kattığını düşünenler, tutkuyla çalışanlar, yaratıcı çözümler bulup fark yaratanlar sektörde varlığını sürdürecek. Restoranların sadece paket ya da gel-al servisi verebildiği bu son dönemde, pansiyon ya da butik oteli olan restoranlar ve şehir içlerindeki restoranı ile ön plana çıkabilen oteller talep görmeye başladı. Sanıyorum İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlere yakın yerlerde konaklama imkânı sunan restoranlar önümüzdeki dönemi daha az sarsıntıyla atlatacaklar. Gelecekten umutluyuz Kültür ve Turizm Bakanlığı 2020’yi Türk Gastronomisi yılı ilan etmişti. Yurt içi ve yurt dışında gerçekleşecek çok sayıda etkinlik bulunuyordu. Ancak pandemi koşulları nedeniyle etkinliklerin, festivallerin fiziki olarak gerçekleşmesi mümkün olamadı. Kasım ayı sonunda Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü, Turizm Tanıtma ve Geliştirme Ajansı’nın Yönetim ve İcra Kurulu Üyesi Timuçin Güler ile bir araya geldik. Güler, Gastronomi Turizmini çok önemsiyor. TGA’nın bu süreçte hız kesmeden Türk mutfağını ve gastronomi turizmini tanıtmak ve geliştirmek üzere proje ve çalışmalarına devam ettiğini anlattı. Go Turkey hesaplarında Türk mutfağını, tariflerini ön plana çıkaran çok sayıda video paylaşılarak, herkesin evlerinde olduğu dönemde özledikleri Türk mutfağı lezzetlerini evlerinde denemeleri için iletişim yapmışlar. Gastronomi ve İstanbul temalı reklam filmi ekim ayından bu yana 48 ülkede yayınlanıyormuş. Küçük mutluluklar Koşullar zor olsa da hem birey ve ülke olarak umutsuzluğa kapılmamalıyız. Dibe çökmenin, depresyona kapılmanın kimseye yararı yok. Var olan koşullardan en iyi şekilde yararlanmamız da mümkün. Mesela İskandinavya gibi karanlık aylar boyunca hayata hakim olduğu yerlerden dersler çıkartabiliriz. Norveç ve Danimarkalıların ‘hygge’, ‘koselig’ gibi hoşluğu, rahatlığı, huzuru ve küçük mutlulukları tanımlamak için kullandıkları sözcüklerin içini doldurarak yaşıyorlar. Zor iklim şartlarıyla baş etmeyi, zamanının hüznüne kendilerini kaptırmamayı içgüdüsel olarak doğaya uyum sağlayarak öğrenmişler. Kar, yağmur, soğuk, karanlık demeden açık havadalar. Sıkı giyinip dışarı çıkıyorlar, yürüyüşlerini, sporlarını yapıyorlar, parklarda bahçelerde termoslarına koydukları kahvelerini, çaylarını içiyorlar. Evlerinin keyfini yaktıkları bir mumla da olsa çıkartıyorlar. Akşam yemeklerini de erken yiyor, en 18.00 gibi sofraya oturmuş oluyorlar. Salgının karanlığıyla, havanın karanlığı tabii ki aynı değil ama bizler birey olarak Korona ile iyice ağırlaşan bu kış günlerini, yaşamın içinden küçük mutluluk anlarını yakalayarak geçirebiliriz. Sektör olarak da belki bu küçük mutluluk deneyimlerinden, küçük mutluluk taleplerinden doğabilecek fırsatları değerlendirebiliriz. Geçtiğimiz günlerde ünlü şeflerin Paris’te restoranlarının kapısının önünde sokak satışı yaptığı gazetelere yansımıştı. Bizim çözümümüz belki sokak satışı olmaz ama şartlara, talebe, insanların bitmek tükenmek bilmez mutluluk arayışına karşılık gelebilecek çözümler üretebiliriz… 

Sosyal Medya'da Paylaşın