TÜROB Başkanı Müberra Eresin: “Sektör için 2022 gerçek anlamda açılış yılı olacak”

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, bu yıl rezervasyon taleplerinin seyahatten kısa bir süre önce gerçekleşmesini beklediklerini belirterek, “Son dakika gelişmeleri, bu yılı belirleyecek en önemli unsur olarak öne çıkıyor. Aşı çalışmalarının olumlu sonuçlanması halinde talep artışına paralel olarak rezervasyon sürelerinin de uzaması ihtimaller dahilinde bulunuyor” dedi.

TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Turizm Haftası dolayısıyla sektördeki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, salgın sürecinin başında yaptıkları değerlendirmelerde, salgının olumsuz etkilerinin 2021’de de devam edeceğini öngördüklerini ve yılın ilk 2 ayında hem içeride hem dışarıda bunun gerçekleştiğini söyledi.

İstanbul’da ocak-şubat dönemi otel doluluk oranının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 56 düşüşle yüzde 29,2, Türkiye’de otel doluluklarının ise aynı dönemde yüzde 47,2 azalarak yüzde 32 olduğunu aktaran Eresin, bu oranların hala açık olan otellerden sağlanan verilerle oluştuğunu ifade etti.

Eresin, devamla şunları kaydetti:

“Birçok otel, özellikle şehir otelleri ‘geçici molaya’ devam ediyor. İstanbul ve ülke ortalamasına baktığımızda kapalı olanlar da dahil edildiğinde tek haneli doluluklardan bahsedebiliriz. Turizme yönelik beklentiler, öngörüler artık günlük, hatta anlık olarak değişebiliyor. Bugünü konuşursak, gelecek aylara ilişkin de iyimserlik oluşturacak bir işaret alamıyoruz. Şu anda geçen yılki kadar zorlu bir süreç yaşadığımızı söyleyebiliriz. Uluslararası hava trafiği henüz açılmadı. Aşılama işlemleri tüm dünyada yavaş gidiyor. Dolayısıyla özellikle nisan ayında öngördüğümüz hareketlenme beklentimiz ötelenmiş ve eylül ayına kaymış durumda. Buna karşın aşılama hem bizde hem diğer ülkelerde hızlı bir şekilde tamamlanırsa, uluslararası hava trafiği de açılırsa eylül beklentisi, haziran, temmuz aylarına çekilebilir.”

Eresin, şehir otellerinde ise sürecin biraz daha uzun olacağını, Avrupa’dan ve diğer büyük turizm pazarlarından gelen ilk sinyallere bakıldığında da şehir otellerinin işlerinin yıl sonuna kadar çok zor göründüğünü aktararak, turizm sektörü çalışanlarının öncelikli aşılama programına alınmasının kendilerine moral verdiğini, bunun uluslararası düzeyde çok önemli bir pazarlama aracı olacağını vurguladı.

Kendilerine ulaşan veri ve bilgilerin erken rezervasyon konusunda henüz fark edilecek düzeyde bir talep oluşmadığı yönünde olduğunu aktaran Eresin, “Bu yıl rezervasyon taleplerinin seyahatten kısa bir süre önce gerçekleşmesini bekliyoruz. Yani son dakika gelişmeleri, bu yılı belirleyecek en önemli unsur olarak öne çıkıyor. Aşı çalışmalarının olumlu sonuçlanması halinde talep artışına paralel olarak rezervasyon sürelerinin de uzaması ihtimaller dahilinde bulunuyor.” dedi.

Gerçek anlamda açılış yılı 2022

Müberra Eresin, ülkelerin ve sınırların açılmasıyla daha iyi rakamlarla devam edileceğini belirterek, “2019 yılı rakamlarına ulaşabilir miyiz? Bu soruya yanıtımız ‘hayır’ olacak. Sektör için 2022, gerçek anlamda açılmış ve 2019’u yakalama ihtimali olan bir yıl olacak. Ama yine de 2021’de moral veren yükselmeler olur diye bekliyoruz. Turizm sektörü, 7-8 ay daha destek alabilirse 2022 yılından itibaren takip eden 3-4 yılda tüm kayıpları kapatıp üzerine çıkacaktır ve Türkiye ekonomisine eskiden olduğu gibi en büyük desteği verecektir.” diye konuştu.

Sektör olarak 54 farklı sektörü beslediklerini ifade eden Eresin, 2022’den itibaren kendilerine düşeni fazlasıyla yerine getireceklerini söyledi.

Konaklama sektörü olarak salgın sürecinin başından itibaren misafirleri ağırlamaya hazır olduklarını belirten Eresin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan ve yaklaşık bir yıldır başarıyla uygulanan Güvenli Turizm Sertifika Programı önemli bir etken oldu. Şu ana kadar 8 bin 500 işletme bu belgeyi almış durumda. Bunlardan 3 bin 500’ü Kültür ve Turizm Bakanlığı belgeli konaklama tesisi. Bu program, dünyadaki hijyen sertifikası programları arasında en iddialılardan biri. Salgın sürecinde sektöre hem ulusal hem uluslararası düzeyde rekabet avantajı sağladı. Hatta bazı ülkelerde örnek uygulama olarak gösterildi. Bu sertifikayla tatilini Türkiye’de geçirecek tüm Türk vatandaşları ve yabancı ziyaretçilere ulaşımdan konaklamaya, tesis çalışanlarından yolcuların kendi sağlık durumuna uzanan geniş bir yelpazede bir dizi yeni tedbirler tanımlanıyor. Sertifika alım koşulları oldukça ağır ve 200’e yakın kriterin sağlanması gerekiyor. İşletmeler, dünya çapında sertifikasyon firmaları tarafından denetleniyor.”

Sosyal Medya'da Paylaşın