Tarihi yarımada manzaralı özel bir gastronomi adresi: OCTO

Karaköy’de tarihî Veli Alemdar Han’ın restore edilmesiyle İstanbul’un ilk JW Marriott oteli olarak kapılarını açan JW Marriott Istanbul Bosphorus, ayrıcalıklı lezzet adresleriyle ilgi uyandırıyor. Dünyanın en prestijli ödüllerinden biri olan World Luxury Restaurant Awards tarafından Global Winner in Luxury Seafood Restaurant / Lüks Deniz Ürünleri Restoranı ve Continent Win in Best Panoramic Views / En İyi Panoramik Manzaralı Restoran ödüllerine layık görülen OCTO, kentin hikayesini resmeden tarihi yarımada ve boğaz manzarası, deniz ürünlerinin ön planda olduğu ancak her damağa uygun seçeneklerin de yer aldığı imza lezzetleri, iştah kabartan sunumları, güler yüzlü ve kaliteli servis anlayışı, havaların güzel olduğu dönemlerde dört bir yanı açılan ve adeta bir güvertede gibi hissettiren ayrıcalıklı mimarisi ile şehrin tam kalbi olan Karaköy’de ayrıcalıklı keşifler, unutulmaz anlar yaşamak isteyenlerin favori adresi olarak öne çıkıyor.

İstanbul’un kalp noktalarından Karaköy’ün Kemankeş Caddesi’nde yer alan, 180 yıllık tarihi ve İtalyan mimarisinin göz alıcı bir örneği Veli Alemdar Han’ın özenle restore edilmesi ile İstanbul’un ilk JW Marriott oteli özelliğine sahip olan JW Marriott Istanbul Bosphorus’ta misafirlerini ağırlayan ve dünyanın en prestijli ödüllerine layık görülen OCTO sadece İstanbulluların favori lezzet adresi olmakla kalmıyor, şehri ziyaret eden yerli – yabancı misafirlerin de hem kenti tanımak, hem tarihine eşlik etmek, hem de damaklarda iz bırakan deneyimler yaşamak istedikleri gastronomi noktalarının başında geliyor.

Dünyanın en prestijli ödüllerinden olan World Luxury Restaurant Awards tarafından “Global Winner in Luxury Seafood Restaurant / Lüks Deniz Ürünleri Restoranı” ve “Continent Win in Best Panoramic Views / En İyi Panoramik Manzaralı Restoran” ödüllerine layık görülen OCTO, 2019’da kapılarını açtığı ilk günden beri romantik yemeklerin, iş buluşmalarının, en özel kutlamaların, İstanbul tarihine nazır yepyeni lezzetler keşfetmek isteyenlerin, gün batımına kaldırılan en mutlu kadehlerin, kenti keşfe gelen ve seyahatini ideal bir adreste taçlandırmak isteyen yerli – yabancı gezginlerin favorisi olmaya devam ediyor.

Konumu itibariyle, İstanbul’un kent kültürünü ve tarihini tüm ihtişamıyla yansıtan büyüleyici bir manzaraya sahip olan OCTO, daha ilk adımda gözler önüne serdiği panoramik şehir sahnesiyle de misafirlerini etkisi altına alıyor. Boğaz’a, tarihi yarımada bölgesine ve hatta Adalar’a kadar uzanan bir manzarayı sergileyen OCTO, sadece bu özellikleriyle değil dünyaca tescilli ve ödüllere layık görülen menüsüyle de en şık akşam yemeklerinin, özel iş buluşmalarının, sevdikleriyle güzel anlar geçirmek isteyenlerin de favorisi olarak ilgi uyandırıyor.

Havaların güzelleşmesiyle dört bir yanı açılan ve insanın adeta kendini bir geminin güvertesinde gibi ferah hissettiği, tarihi Yarımada manzaralı OCTO’nun menüsünde yer alan kabuklu deniz mahsulleri, balıklar ve her damak tadına uygun seçkin lezzetleri ile baş döndürücü bir gastronomi yolculuğuna çıkacaksınız.

Her biri hem sunumu, hem de reçetesiyle imza lezzet özelliği taşıyan OCTO menüsünde her damağa hitap eden oldukça zengin çeşitlilik bulunuyor. Mevsime göre sıcak ve soğuk seçeneklerin yer aldığı çorba, salatalar, soğuk başlangıçlar, ara sıcaklar, makarna ve risottolar, ana yemekler, kırmızı etler, tatlılar gibi kategorilerin yer aldığı OCTO menüsü vejetaryen, gluten hassasiyeti olanlar ve veganlara uygun seçenekler de sunuyor. Gluten hassasiyeti olanların da rahatlıkla deneyimleyebildiği Caldo Verde çorbası patates suyu, lahana, sosis ve siyah zeytinle hazırlanan oldukça rafine reçetesiyle OCTO’nun içi ısıtan çorbaları ve imza tatları arasında yer alıyor. Marine kırmızı karides, yeşil acı biber, rioctta peyniri ile hazırlanan ve krutonla servis edilen soğuk domates çorbası Gazpacho da damağında zengin tatlar yaşamak isteyenleri favorisi olarak öne çıkıyor. Öğle yemeklerini hafif geçirmek isteyenlerin ve formuna dikkat edenlerin favorisi olan salatalar ise oldukça zengin bir çeşitlilik sunuyor. Akşam yemeklerine de ideal bir şekilde eşlik eden salatalar arasında deniz mahsulleri salatası, enginar ve avokadolu salata, ızgara kuşkonmaz salatası mutlaka denenmesi gerekenlerin başında gelirken, hem veganların, hem gluten hassasiyeti olanların, hem de vejetaryenlerin favorileri arasında yemyeşil salata, roka salata, domates soğan salatası yer alıyor. Taze rezene ile tatlandırılmış zeytinyağı marine orkinos balığı, karışık deniz mahsulleri tabule, ceviche, Portekiz usulü ahtapot salatası kadehlerin buluştuğu keyifli akşam üstü buluşmalarının ve denizden gelen lezzetlerin tadına doymak isteyenlerin favorisi olarak öne çıkarken, geleneksel mutfağın vazgeçilmez lezzetleri olan Girit ezme, sarıkız, kuru cacık, ılık yoğurt ile servis edilen isli patlıcan ve borani gibi tatlar da soğuk başlangıçlar arasında yer alıyor. Bir tadanın bir daha vaz geçemediği Dynamite Shrimps’e siz de hayran olanlardansınız bir de OCTO’da denemelisiniz. OCTO’nun imza tatlar arasında yer alan ve oldukça özel bir teknik gerektiren Portekiz usulü yeşil çubuk fasulye tempura nam-ı diğer Peixinhos da Horta farklı lezzetler keşfetmek isteyenlerin mutlaka denemesi gerekenler arasında… Sübye Ragu, mevsim sebzeleri eşliğinde masada yerini alan kızarmış kalamar ve sardalya, ızgara ahtapot, kızartma kalamar, karides ajillo, kabak mücver, tatlı acı kişniş aioli soslu kızarmış sebze tabağı OCTO’nun ara sıcaklarındaki zenginliğini ortaya koyan ve her biri kendi müdavimini yaratan tatlardan… Makarna ve risotto tarafında da lezzet konusundaki uzmanlığını ortaya koyan OCTO’da deniz mahsullü ev yapımı Tagliolini, mumlanmış balık yumurtası ve beyaz şarap sos gibi oldukça seçkin dokunuşlarla hazırlanan Spaghetti Bottarga, ıstakoz ve deniz mahsulleri bisque ile reçetelendirilen ıstakoz Linguine, aynı reçeteyle çift kişilik servis edilen bütün ıstakoz spaghetti, ricotta peyniri dolgulu kabak çiçeği dokunuşuyla damakta unutulmaz izler bırakan kuşkonmaz Risotto, sübye ragu, sote karides ve rezene sos aromalarıyla hayranlık uyandıran Risotto Gamberi Rossi çeşitleri bulunuyor. Ana yemeklerde tercihe göre pişirilen günün balığı dışında Minekop Teriyaki, Ağır Ateşte Pişirilen Bebek Ahtapot, Deniz Levreği, Fener Balığı yer alıyor. Balık severlerin iştahını kabartan bu lezzetler klişe sunumlarla değil reçeteleri ve sunumlarıyla da kendine hayran bırakıyor. Bebek ahtapot sarımsaklı ekşi maya ekmeği ve eşsiz bir lezzet yaşatan Guazzetto ile servis ediliyor. Deniz levreğine eşlik eden ılık domates sos, közlenmiş biber, siyah beluga mercimek balığın lezzetini zenginleştiriyor. Çin lahanası olarak bilinen pakçoy, zeytinyağlı enginar ve kuskus ile tabaklanan fener balığı da daha ilk görüşte hayranlık yaratıyor. Pakçoy bu sefer sotelenmiş olarak buharda pişirilmiş pirinç, salatalık salsa, fırınlanmış bebek patates turp ve sote Fransız fasulyesi ile minekop teriyakide kendini gösteriyor ve bu tabak hem Uzakdoğu, hem de uluslar arası aromaların damaklarda hissedilmesini sağlıyor. Ana yemek kategorisindeki ve daha ilk bakışta merak uyandıran 2 kişilik Portekiz usulü deniz mahsulleri pilavı nam-ı diğer Arroz de Marisco OCTO’nun imza lezzetleri arasında yer alıyor. Portekiz mutfağının en önemli 7 yemeklerinden biri olan bu reçete OCTO’nun yerel deniz mahsulleri ile yorumlanarak her mevsim muhteşem bir lezzet şöleni yaşatıyor. Et severleri de düşünen OCTO menüsünde Steak and Fries ve Kuzu Pirzola’ya da yer veriyor. Her ziyafet güzel bir tatlı ile taçlandırılmayı hak eder diyen OCTO tatlı menüsünde de iddiasını ortaya koyuyor. Türk Kahveli Tiramisu, Çikolata Mus Sphere, Rum Baba, Churros, Baklava, Dondurma, Meyve Tabağı her damak tadına uygun tatlı seçenekleri olmasının yanı sıra çeşitlilikleriyle de deneyenleri adeta bir gastronomi turuna çıkarıyor.

2019 senesinde İstanbul’un ilk JW Marriott oteli olarak kapılarını açan JW Marriott Istanbul Bosphorus ile misafirlerini ağırlamaya başlayan OCTO’nun Boğaz’a, tarihi Yarımada bölgesine ve hatta Adalar’a kadar uzanan manzarası, deniz kabukluları, balıklar ve her damak tadına uygun seçkin lezzetler sunan özgün menüsü ve her detayında fark yaratan mimarisi kadar cezbedici bir diğer özelliği de sürdürülebilirliğe verdiği değer… Misafirlerine sunduğu her lezzetin malzemesini taze ve günlük tedarik eden OCTO, sıfır atık prensibiyle hizmet vererek dünyaya olan saygılı duruşu ile de gönülleri kazanıyor. Saat 12.00 itibariyle misafirlerini ağırlamaya başlayan OCTO, keyifli kokteylleri, denize nazır uzun bar masaları ile öğle saatlerinden gün batımına uzanan zaman diliminde boğazın ilham veren güzelliği eşliğinde iş yemekleri, arkadaş buluşmalarının yanı sıra şehrin stresinden uzaklaşmak isteyenlerin favorisi olmakla beraber şehir ışıklarıyla denizde yakamozların belirdiği akşam saatlerinde de en keyifli kutlamaların, romantik randevuların, en özel misafirlerin ağırlandığı sofraların, yıldızlara ve kentin güzelliğine tanıklık eden kadehlerin tercihi olarak İstanbul’un en seçkin mekanları arasında öne çıkıyor.

Sosyal Medya'da Paylaşın