Ringa Sea Food, Ege ve Akdeniz’den aldığı ilhamı Boğaz’a taşıyor

Kuruçeşme’de Boğaz’a sıfır konumlanan yeme-içme merkezi Oligark’ın içerisinde yer alan Ringa Sea Food, ferah atmosferi ve farklı ülke mutfaklarından aldığı ilhamla işlediği deniz ürünleri ile misafirlerine ayrıcalıklı bir gastronomi deneyimi yaşatıyor.

İstanbul’da yeme-içme kültürünün gün boyu yaşandığı Oligark’ın içerisinde yer alan Ringa Sea Food, Ege ve Akdeniz kıyılarından ilham alarak oluşturduğu lezzetleri ile “sea food” konseptinin şehirdeki en iyi temsilcilerinden. Ringa, denize sıfır konumu ve Boğaz’ı kucaklayan manzarası ile hem göze hem damağa hitap ediyor.

Ringa Sea Food’un mutfak danışmanlığını, Türkiye’nin önemli şefleriyle çalışma fırsatı elde eden başarılı şef Özgür Yavuz üstleniyor. Yavuz’un, denize ve balığa olan tutkusuyla hazırladığı birbirinden lezzetli deniz ürünleri ile Ringa Sea Food, “Klasik Boğaz Balıkçısı” kavramını yenilikçi anlayışı ve modern mutfak teknikleriyle üst seviyeye çıkarıyor.

Ege ve Akdeniz kıyılarından ilhamla hazırlanan lezzetler
Klasik bir İstanbul balıkçısında bulabileceğiniz lezzetlerin yanı sıra Ege ve Akdeniz mutfağı başta olarak üzere; deniz ürünleriyle ünlü ülkelerden ilham alarak hazırladığı lezzetler ile hem klasiği hem de yeniliği bir arada sunan Ringa Sea Food imza tabaklarıyla öne çıkıyor. Menülerini mevsimsel olarak hazırlayan Ringa, İtalyan mutfağından ilham alarak hazırladığı Bottarga (kefal yumurtalı) ve Vongoleli Makarna, İsveç Usulü Karides Salatası ve Somon Gravlax, Yunan mutfağından Saganaki gibi dünya mutfağından birçok lezzete kendi yorumunu ekliyor.

Dry Age ile daha lezzetli balıklar
Japonların yüzyıllardır uyguladığı ve giderek gastronomi dünyasında da yaygınlaşan, ürünlerin daha uzun ömürlü olmasını ve lezzetinden ödün vermemesini sağlayan “dry age” dolabında balıklarını sergileyen Ringa, bu tekniği İstanbul’da kullanan ilk restoran markası olma özelliği taşıyor.

Sosyal Medya'da Paylaşın