Gaziantep mutfağının geleneksel temsilcisi: Yesemek Restaurant

Yesemek Restaurant, 1945 yılından bu yana aile mirasını kuşaktan kuşağa taşımayı ve dünyaya açılan bir kapı olmayı kendine misyon ediniyor. Bugün üçüncü kuşak tarafından işletilen Yesemek’i İşletmecisi Taner Olca’dan dinledik.

Taner Olca, baba Necdet Olca ve kardeşleri ile birlikte aile geleneğini devam ettiriyor. Yeni kuşaklarla unutulmaya yüz tutan tatları Türkiye’ye ve dünyaya tanıtan Yesemek, Gaziantep’in simge mekânlarından biri. Gaziantep yemeklerini ve kültürünü dünyaya tanıtan Yesemek aynı zamanda unutulmaya yüz tutmuş yemek mirasını da gün yüzüne çıkarıyor. Restoranda ürünlerin birçoğu UNESCO korumasında ve coğrafi işaretli ürünler. Misafirlere kebap, yöresel Gaziantep yemekleri ve beyran gibi birbirinden değerli lezzetler sunan Yesemek’in Gaziantep’te 1945 yılında 50 metrekarede başlayan hikâyesi; bugün 4 şube ve 300 çalışanla kuşaktan kuşağa mirası devam ettiriyor.

“Tadımlık sunum tabakları yaptık”

Söz konusu Gaziantep mutfağı olunca Yesemek’te tüm yemekler birbirleri ile yarışır halde. Her bir lezzetin ön planda olduğu Yesemek’te gelen yerli – yabancı turistlerin öncelikli tercihi; yuvalama, beyran, şiveydiz, çağla aşı, kebap ve içli köfte gibi lezzetler oluyor. 100’e yakın Gaziantep’in reçeteli yemeklerini, kebaplarını, ara sıcaklarını ve mezelerini lezzet severlerle buluşturan Yesemek’te misafirlerin tüm ürünlerden tatmak istediğini dile getiren Olca, “Bizde bu ilgiden dolayı tadımlık sunum tabakları yaptık. Misafirlerimize istedikleri kadar ürünü tadabilme şansı tanıyoruz. Bu sayede tüm ürünlerimiz sevilen lezzetler haline geliyor” diyor.

“Dünya bir ev olsaydı, mutfağı Gaziantep olurdu”

Yesemek lezzetleri ile olduğu kadar Gaziantep kültürünü ve tarihini de misafirlerine yaşatıyor. “Bu anları lezzetlerimizle harmanladığımızda misafirlerimizin tebessümleri ve mutluluğu bizler için en büyük servet haline geliyor” diyen Taner Olca son olarak, “Biz bu işe ticari olarak bakmıyoruz. Yemek yaparken, servis ederken ve misafirlerimle iletişim halindeyken onların mutluluğu bizim mutluluğumuz oluyor. Bundan dolayı 3 kuşaktır bu başarı öyküsü devam ediyor. Birçok yerden farkımız da bu. Benim için dünya bir ev olsaydı, mutfağı Gaziantep olurdu” diyor.

Sosyal Medya'da Paylaşın