g2meksper ve ETÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şahinöz: “Riski azaltmak için hep beraber kapanıp hep beraber açılalım”

EV DIŞI TÜKETİM TEDARİKÇİLERİ DERNEĞİ'NİN (ETÜDER), 5. OLAĞAN SEÇİMLİ GENEL KURULU'NDA BAŞKANLIĞA YENİDEN MELİH ŞAHİNÖZ SEÇİLDİ. (İHA/İSTANBUL-İHA)

Pandemi sürecinde herkes oteller, restoranlar, cafe’ler açılsın ve bunlara ek olarak hem personelin sosyal hakları yatırılsın hem de yatırımcılara kredileri veya hibeleri verilsin görüşünü savunuyor. Ev dışı tüketim sektörünün de HoReCa sektörünün ayrılmaz bir parçası olarak bu süreçte ciddi anlamda sorunlarının olduğu ortada. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan g2meksper ve Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği (ETÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şahinöz, restoran ve cafe’lerin kapalı olmasının ve buna rağmen, otellerdeki restoranların açık olmasının bir dengesizlik yarattığını ifade ediyor.

Ev dışı tüketim sektöründe işlerin yüzde doksana kadar azaldığı kanalların olduğunu belirten Melih Şahinöz, ev dışı olarak en fazla mağdur olan sektörlerin başında geldiklerine dikkat çekiyor. “Çoğu arkadaşımız cirosunda yüzde elliden fazla kayıp yaşadı” diyerek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ama bunu sadece dükkanları açalım bazında değerlendirmek yeterli değil, çünkü açılan dükkanların para kazanmadığı ortamda, biz tedarikçiler onlara servis ve ürün sağlarken, onlar bu servis ve ürünün karşılığını üretecek ve para kazanmadığında tedarik zinciri yine aksıyor olacak. Örneğin, biz geçtiğimiz Ocak ve Şubat aylarında ürün sattık, Mart ayında kapandık. Öyle müşterilerimiz oldu ki, hasılatlarımızı belki de yılın sonunda yapabildik. Dolayısıyla, bunu sistematik bir şekilde ele almalıyız. Açılma ya da kapanma şeklinde bir karara kesin olarak varmalıyız. Buna göre de plan yapmalıyız.”

“Önce vaka sayıları minimize edilsin sonrasında sektör kapanmamak üzere açılsın”

Hükümetin de birtakım destek paketleri ve teşvikler yayınladığını ancak herkese eşit kaynaklar dağıtıldığında, kaynak israfı da yaşandığını ileri süren Şahinöz, “Şu anda da aynı şeyi savunuyorum, eğer her gün 9 binin üzerinde vaka sayısı varsa, her yerdeki AVM’leri ve perakendecileri de bir ay kapatıp, sayıyı minimize edip, ondan sonra da kapanmamak üzere açmak marifet. Çünkü biliyorsunuz ki, bir açılıp bir kapandık, asıl travma bu şekilde oldu. Ne tedarikçinin ne de restoranın bir açılıp bir kapanmaya tahammülü artık yok. Daha önemlisi, turizm yatırımcıları da bunu öne çıkardı, güvenli sertifikasyon alan işletmeler var. Bu sertifikayı alan restoran veya cafe’lerin de açık kalması gerekirdi. Ya güvenlilik sertifikası almış olanları açık bırakalım ya da hepsini kapatalım. Bu bir ayrımcılık yaratıyor. Şunu da anlıyorum, insanlar bir senedir evlerde ve psikolojik olarak da etkileniyor ama tekrar sayılar artarsa turizmi de riske atarız. Zaten siyasi nedenle veya sağlık nedeniyle gelmek istemeyen birçok turist veya göndermek istemeyen hükümetler, bunu bize karşı kullanır ve turizm de riske girer. Benim kanaatimce, daha Mart ayının başındayız, panik yapmayalım ve Bilim Kurulu doğru bir şekilde kriterleri belirlesin. Eğer restorana gitmek riskliyse, mağazaya gidip kıyafet almak da aynı riski taşıyor” diyor.

“Ev dışında da yeme içmeyi güvenli hale getiriyoruz”

ETÜDER ve tüm STK’lar olarak pandemi sonrasına ciddi bir hazırlık yaptıklarını ve projeler gerçekleştirdiklerini belirten Melih Şahinöz, bunlardan bir tanesinin nakit akışını çözecek bir plan olduğunun altını çiziyor. Ziraat Bankası ile anlaşarak bir tedarikçi ödeme sistemi yaptıklarını sözlerine ekleyen Şahinöz, “Restoran sahipleri borçları en az on iki aya taksit yaparak bize ödeyebilecek. İkincisi ve daha önemlisi, dünyada da bir ilk olarak kimsenin yapamayacağı bir şeyi yaptık. Artık müşteri yemek yerken QR koduyla menüden pizza siparişi verdiği gibi, merak ettiği takdirde, o pizza hangi markaların malzemelerinden yapılmış, hangi tedarikçi o pizzayı oraya getirmiş ve o tedarikçinin güvenilirliği gibi bilgilere Tarım Bakanlığı’nın da desteğiyle ulaşabilecek. Bu şekilde de ev dışında yeme içmeyi güvenli hale getiriyoruz. Tüketici ilk defa hakkını sorgulayabilecek. Dolayısıyla, Türkiye bu kadar pes etmeyen, her durumda bir şekilde çıkış yolu bulan tedarikçilere sahip ve bizim de bunun hakkını vermemiz lazım” açıklamalarında bulunuyor.

“İç turizmde her şey çok iyi görünüyor”

Hiç paket servis yapmayan restoranların dahi paket servise yöneldiğini özellikle, bu durumun yaz döneminde de çok gelişeceğini ancak bu, yeme içme sektörünü tek başına kurtarabilecek bir seçenek olmadığını da vurgulayan başarılı isim, otellerdeki restoranların bu dönemde daha çok hareketlendiğini fakat bu durumun seçeneksizlikten kaynaklandığını ifade ederek, “Çünkü tek açık yerler otel restoranları. Türkiye’de sırf yemek için otelin sekizinci katına çıkayım da yemek yiyeyim düşüncesi olmazdı, şimdiyse Dubai gibi yerlerde görmeye alışkın olduğumuz durumlar yaşanıyor. Bundan sonra, buralara yatırım yapanlar daha çok müşteriyi otellere çekecek. Öte yandan iç turizm için çok iyi görünüyor her şey. İç turizm geçen sene de pik yaptı, Bodrum ve Göcek gibi destinasyonlar özellikle… Bu sene de oralar dolu olacak. Çünkü yazlıkları uzatma eğilimi başladı. Evden çalışmanın birçok meslek grubunda yeterli olduğu ortaya çıktı, dolayısıyla herkes dijital bir şekilde çalışabiliyor ve yüksek gelir seviyesine sahip gruplarda da yazlık iki aydan altı aya ayarlanır oldu” ifadelerini kullanıyor.

“Kaynaklarımızı çok daha iyi kullanmamız lazım”

“Covid-19 döneminde biz STK’lar bir araya gelemezdik ama bir araya gelebilir olduk” diyen Melih Şahinöz sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Sorunlarımıza çözüm arar olduk. Ekonomik olarak daha zor bir dönemin içinden geçiyoruz, kişi başı gelirde de geriye gitmiş durumdayız. Dolayısıyla, kaynaklarımızı çok daha iyi kullanmamız lazım. Fuarlarda, tanıtımlarda daha da etkin bir tanıtım yapmamız lazım, gastronomi ve turizmi öne çıkarmak için. STK’lar olarak da kalıcı çözümler sunmamız lazım hükümete. Sektörde eğer ev dışı tüketim tedarikçileri olmaz ise restoranlarda nitelikli yemek yenemez. Doğru malzeme üretilmezse restoran ve cafe’lere, bugün üretim yapan çiftçiler de ayakta kalamaz. İyi malzeme yapan insanlar da ayakta değilse, sektör de tamamen yıkılır. Burada aslında sadece restoranların çıkıp bağırması değil, sistemdeki bütün parçaların birlikte hareket etmesi gerekiyor.”

Sosyal Medya'da Paylaşın