Singapurlu pastry şef Maira Yeo bu yıl Asia’s 50 Best’te Asya’nın en iyi pastry şefi seçildi. New York ve Montreal’de çalışıp kendini geliştirdiği yılların ardından 30 yaşındaki Yeo memleketi Singapur’da Cloudstreet isimli mekanında yenilikçi tatlılarıyla herkesin dikkatini çekiyor.
Yeo’nun Asya’nın en iyi pasta şefi olmaya giden yolculuğu çocukluğunda izlediği bir Kore dizisi ile başlıyor. Singapurlu şef, “My Lovely Sam Soon” isimli bu Kore dramasının başrolündeki pasta şefinin yaşamından etkilenerek bu yola giriyor. Okul sonrasında Amerika ve Kanada macerası onu vizyoner bir pasta şefi haline getiriyor ve bugün hala birlikte çalıştığı önemli pasta şefi Rishi Naleendra’nın ekibine dahil oluyor. 50 Best’te aldığı Asya’nın en iyi pastry şefi ünvanının ardından ilk sözlerinde ise Rishi Naleendra’nın katkısına vurgu yapıyor: “Ekibim ve şef Rishi’nin verdiği desteğe minnettarım. Bu ödül, bir grup tutkulu ve yetenekli insanın kolektif çabasıyla kazanılmış bireysel bir ödül.”
Sanat ile mutfak bir arada
Yeo’nun tabaklarındaki en belirgin özellik sanatsal bakış açısının tabaklarına yansıyor olması. Singapurlu şefe göre yaratıcı pasta şeflerinin ortak özelliği sanata duydukları ilgi. Sanatın herhangi bir alanına duyulan ilginin güzelliğe karşı kafamızda yeni perspektifler oluşturduğunu söylüyor.
Tam da bu nedenle Yeo’nun pastacılıkta kendini dahil gördüğü belirli bir konsept yok. Geçmiş deneyimler, kültür ve sanattan gelen ilhamla yeni pastalar yarattığını belirten şefe keyif veren şey meraklı kalmak ve denenmemiş her yolu denemek: “Bu durum iki ucu keskin bir bıçak gibi fakat her başarısızlık sizi başarıya biraz daha yaklaştırır.”
Deneyimlemenin gücüne inanan Yeo bugüne kadar çalıştığı tüm şeflerden edindiği deneyimin pastacılığa karşı düşünce tarzını şekillendirdiğini söylüyor. Mutfakta konuklarının keyif aldıkları bir servis sunabilmek dışında bir hedefi olmayan Singapurlu, Amerika ve Kanada deneyimlerinden ne öğrendiği sorusuna şöyle yanıt veriyor: “Singapur gibi her şeye ithal olarak ulaşılabilen ülkelerde besinlerin kırılganlığına karşı duyarsızlaşmak kolaydır. Fakat sadece yerel ürünlere sahip olarak çalıştığınızda hem yaratıcı hem de dikkatli olmanız gerekir. Deneyimlerim beni besinlere daha saygılı bir hale getirdi.”
“Şef Francisco Migoya’ya her zaman hayrandım”
Yeo’nun geçmişinde çalıştığı tüm önemli şeflerden öğrendiği en önemli şey çalışma disiplini olmuş. Büyük şeflerin restoranları ve misafirleri için elinden gelenin en iyisini ortaya koymak için sarf ettikleri çabadan ve üzerlerindeki baskıyı ekiplerine yansıtmamalarından çok etkilenmiş. Bugünkü alçakgönüllü karakterinin oluşmasında o yılların payı çok büyük.
Belki bu alçakgönüllülük nedeniyle aldığı sansasyonel ödüle rağmen kendisini henüz başarılı olmuş bir şef olarak tanımlamıyor. “Mesleğim, bilgim ve yaşamım açısından hala olmak istediğim yerde değilim. Önemli olan aldığım ödülün kariyerimin zirvesi olmadığından emin olmak.”
Başarının anahtarı kendi stilinde derinleşmek
Maira Yeo’ya göre önümüzdeki yılların pastacılık trendlerini sosyal medyanın bu kadar yaygın olduğu ve bireylerin viral olabileceği bir ortamda öngörebilmek mümkün değil ama bugünün pastacılığında ünlü şef Cedric Grolet’in meyvelerin biçimlerini yeniden tasarladığı stili şimdiden bir ekol olmuş durumda.
Dünyadaki pasta şefleri de Grolet’in bu tarzından etkilenip benzer tabaklar ortaya çıkarıyorken Yeo’nun şeflere tavsiyesi kendi stillerine odaklanıp orijinal kalabilmek: “İnsanın kendi stilinde derinleşmesi oldukça yorucu fakat başarıya ulaşmak inanması zor derecede ödüllendirici.”